WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, 08 Nisan 2020 tarih ve 31093 sayılı Resmî Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 12 Aralık 2019 tarih ve 2016/10454 başvuru numaralı Emine Göksel başvurusuna ilişkin kararda yüksek mahkemenin; haczedilen taşınmazın aile konutu niteliğinde olması hâlinde borçlu ile alacaklının farklı menfaatlerinin dengelenmesinde Anayasada öngörülen aile hayatına saygı hakkına yönelik güvencelerin de devreye girdiğini vurgulayan mahkeme, bu durumda hacze konu olan evin borçlunun hâline münasip olup olmadığı değerlendirilirken bunun aynı zamanda bir aile konutu olduğu hususunun da göz önünde bulundurulması gerektiğini, haczedilen evin aile konutu olduğu hâllerde hâline münasip ev kavramının sadece borçlunun değil, borçlunun ve ailesinin sosyal ve ekonomik durumuna uygun olan konut şeklinde anlaşılacağını, dava ehliyetine ilişkin daraltıcı yorumunun Anayasadaki güvencelere uygun olmadığını belirttiğini...

Sayılı kararıyla onandığını ve kesinleştiğini, bu konuda verilmiş bir kesin hüküm bulunduğundan, davacının yeniden haczedilmezlik itirazında bulunmasının kötüniyetli ve hukuka aykırı olduğunu, haczedilmezlik itirazının ayrıca davaya konu ev için kullanılan kredinin karşılığı verilen ipoteğin davacının kullandığı ve kullanacağı tüm kredilere karşılık olarak verildiğini ve haczedilmezlik şikayetinin dinlenilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazın bulunduğu muhitte belirlenen kıymet ile sıfır lüks evler bulunduğunu, borçlunun bu kıymet takdirine itiraz etmesinde hukuki yararı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Salihli İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davacının Salihli 1. İcra Müdürlüğü'nün 2016/2407 Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti yönünden dosyanın tefrikine, meskeniyet şikayeti yönünden davanın reddine karar verilmiştir....

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. İİK'nın 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. Somut olayda, İzmir 11. İcra Müdürlüğünün 2020/8734 Esas sayılı dosyasıyla davacıların murisi hakkında başlatılan takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip olduğu, takibin niteliği gereği bu takip dosyasına ilişkin olarak haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunulamayacağı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....

ŞİKAYET 3. kişi şikayet dilekçesinde; takip borçlusunun eşi olduğunu ve haczedilen taşınmazda aile konutu şerhi bulunduğunu, Anayasa Mahkemesi'nin 12.12.2019 tarih ve 2016/10454 başvuru numaralı kararı ile, lehine aile konutu şerhi bulunan eşin meskeniyet şikayetinde hukuki yararı bulunduğunun kabul edildiğini, bu suretle şikayetçinin iş bu şikayette hukuki yararı olduğunu, şikayete konu taşınmazdaki ipoteğin fekki maksadıyla açılan davanın ... 1. Aile Mahkemesi'nin 2021/843 E. sayılı dosyasında derdest olduğunu, söz konusu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, şikayete konu hacizden 30.12.2021 tarihinde haberdar olduğunu ve haczedilen taşınmazın haline münasip evi olduğunu ileri sürerek, tapunun 4 parselinde kayıtlı 6 bağımsız bölüm numaralı taşınmazdaki haczin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesi sunmamıştır. III....

    İstinaf Sebepleri Anayasa Mahkemesi'nin emsal kararları doğrultusunda borçlunun eşinin aile konutuna ilişkin güvenceden yaralanarak meskeniyet şikayetinde bulunabileceğinden bahisle yerel mahkeme kararının kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "somut olayda, meskeniyet şikayetinde bulunan kişi takip borçlusu...'ın eşidir. Hacze konu taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesinin anılan hak ihlali kararının somut uyuşmazlıkta uygulanamaz. Şikayet tarihi itibarı ile hacze konu taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığından ve şikayetçi takibin borçlusu olmadığından, davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir." gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

      Yasal bu düzenleme, aile konutunun tapu sicilinde maliki olan borçlunun borcundan dolayı alacaklıların yapacakları bir icra takibi sonucu haczine ve satışına engel teşkil etmemektedir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 82/1-12. maddesinden faydalanma hakkı sadece tapu maliki takip borçlusuna ait bulunmaktadır. Somut olayda, taşınmaz üzerine şikayetçinin lehine aile konutu şerhi verilmiş bulunması, takipte taraf olmayan şikayetçinin bu şerhe dayanarak haczedilmezlik şikayetinde bulunmasına imkan tanımamaktadır. O halde meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi yerine işin esasına girilerek yazılı gerekçeyle reddi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden karar sonucu itibariyle doğru olup, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir....

        gereğince, aile konutu olan borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez, hükmü gereğince haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....

        Davacı, işbu davada takip borçlusu olmayan müvekkilinin de hisse maliki olduğu, ailesi ile yaşadığı aile konutuna haciz konulduğu, aile konutunun satışı halinde telafisi imkansız zararlar ve mağduriyet meydana geleceği iddiasıyla; dava süresince tedbiren icranın geri bırakılması ve ihtiyati haciz ve satış işleminin tedbiren durdurulması, neticede ihtiyati haciz, kıymet takdiri ve satış işlemlerinin nihai olarak iptali ve durdurulmasına, ayrıca bilirkişilerin tespit etmiş oldukları değerin emsallerini yansıtmadığı iddiasıyla kıymet takdirine yönelik itirazda bulunmuş olup Mahkemece davacının işbu davadaki taleplerinden kıymet takdirine itiraz ve satış işlemlerinin durdurulmasına yönelik taleplerinin mevcut dava dosyasından tefrik edilerek Mahkemenin 2021/751 esasına kayıt edildiği, işbu davada geriye İİK'nın 82/12. maddesi uyarınca taşınmazın aile konutu olduğu iddiasına dayalı meskeniyete ilişkin haczedilmezlik şikayetinin kaldığı anlaşılmaktadır....

        İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı T1 yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğunu, davacı Selvi'nin şikayetinde taşınmazın aile konutu olduğunu belirttiğini ancak haline münasip ev olduğunu ileri sürmediğini, Yargıtay kararlarında hacizden etkilenen ve aynı çatı altında yaşayan eşe haczedilmezlik şikayeti hususunda bir hak tanınmadığını, taşınmazın kaydında aile konutu şerhi bulunmadığını, bu nedenle davacı Selvi'nin talep hakkının bulunmadığını, ayrıca bu davacının haczi ilk haciz bildiriminde öğrenmiş olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, borcunu ödemeyen davacının yanında davalıların haklarının korunması gerektiğini, davalıların dava açılmasına sebep olmadıklarını, taşınmaz üzerinde ipotek mevcut olduğunu, ipotek verilmesinin haczedilmezlik şikayetinden vazgeçildiği anlamına geldiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

        Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir..." (Yargıtay 12. HD.; 19/04/2018 tarih 2016/29600 E. 2018/3351 K. vb.) denilerek üçüncü kişi konumunda bulunan eşin meskeniyet iddiasının dinlenemeyeceği hüküm altına alınıyor ise de, Anayasa Mahkemesinin 12/12/2019 tarih ve 2016/10454 sayılı kararında "...başvurucunun meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayeti mahkeme tarafından dava ehliyeti yokluğu sebebiyle reddedilmiştir. Başvurucunun aile konutuna ilişkin Anayasa'daki güvencelerin gözetilmediği iddialarını öne sürme imkanı ortadan kaldırılmıştır....

        UYAP Entegrasyonu