Davalı alacaklı vekili istinaf başvurusuna cevap dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının olmadığını, Davaya konu olan aile konutu şerhi ve meskeniyet iddiasının talep edilebilmesi için yasal süreler de geçtiğini, borçlunun yapılan hacizlerden uzun zaman önce haberdar olduğunu ve süresinde itirazı bulunmadığını, aile konutu şerhinin cebri icra ile satışlara da engel teşkil etmediğini belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık; meskeniyet şikayeti niteliğinde olup Mersin 8....
Yargıtay görüşüne göre de borcu olan eşin borcundan dolayı aile konutunun haczedilmesi halinde söz konusu konut, aynı zamanda borçlunun haline münasip evi ise buradaki haczedilmezlik iddiasının dayanağı o taşınmazın aile konutu olması değil, İİK 82 maddesi gereğince borçlu ve ailesinin haline münasip evi olmasıdır. (Yargıtay 12 H.D 2019/13405- 2020/286 E-K sayılı kararı ) Aile konutu olan haline münasip evin haczedilmezlik şikayeti hususunda ise hacizden etkilenen ve aynı çatı altında yaşayan eşe şikayet hakkı tanınmamıştır. (Yargıtay 34 XX 533.05.2016 tarih 2016/7766- 13560 E-K sayılı kararı ) Hal böyle olunca TMK 194 maddeye dayanarak aile konutu ile alakalı tasarruf işlemlerinde eşin izninin alınması gerektiğini düzenleyen maddeyi, icra işlemlerinde dava hakkının dayanağı olarak göstermek icra hukukunun özüne ve ruhuna aykırıdır. Şikayet, şahsi hak niteliğinde olup, borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/606 Esas, 2021/903 Karar sayılı ve 26/11/2021 tarihli kararıyla kıymet takdirine itiraz davasının reddine karar verildiği, öte yandan meskeniyet şikayeti ve kıymet takdirine itiraz nedeniyle satışın iptali talep edilmiş ise de; belirtilen hususların satışın iptalini gerektirmediği, icra dosyasında taşınmazın satış işlemlerinde usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle davacının meskeniyet şikayetinin esastan, kıymet takdirine ilişkin şikayetinin kesin hüküm nedeniyle, satışın iptali talebinin esastan reddine karar vermiştir. Davacı istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece, yargılama yapılmadan davanın reddine karar verildiğini, haczedilmezlik şikayetinin reddine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, İstanbul Anadolu 12....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından eşi aleyhine Ereğli İcra Müdürlüğünün 2021/3854 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, söz konusu dosya kapsamında yaşadıkları eve haciz konulduğunu, takip borçlusu eşi ile ayrı yaşadığını, haczedilen ev üzerinde aile konutu şerhi bulunduğunu, bu bakımdan oturdukları evin haczedilemeyeceğini, eşinin bilinçli bir şekilde borçlandığını ve kendisini mağdur ettiğini, borçlunun ve ailesinin oturduğu evin haline münasip olduğunu ve haczedilemeyeceği hükmü nedeniyle meskeniyet iddialarının kabulüne, haczin kaldırılmasına, satışın iptaline, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, mahkemenin red gerekçesinin hukuk sistemimizce korunan aile ve aile konutu kurumuna aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, 82/1- 12. bendi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde, eşinin borcu nedeniyle haczedilen ve aile konutu şerhi bulunan taşınmaz üzerindeki haczin meskeniyet iddiasına dayanmak suretiyle kaldırılmasını istemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı Cansu İnaner'in meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayetinin usulden reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekilinin 18/03/2022 tarihli süre tutum dilekçesinde, gerekçeli kararın tebliğinden sonra gerekçeli istinaf dilekçesini sunacağını bildirdiği, gerekçeli kararın adı geçen vekile 16/04/2022 tarihinde tebliğine rağmen gerekçeli istinaf dilekçesinin verilmediği anlaşılmıştır. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Nazilli İcra Müdürlüğünün 2020/4700 Esas sayılı dosyası ile takip borçlular Ali İhsan İnaner ve Sercan İnaner aleyhine yapılmış ve bu takip kapsamında borçlu Ali İhsan İnaner adına kayıtlı taşınmazların kaydına haciz şerhleri konulmuştur. Açılan davada Aydın İli, Nazilli İlçesi, İsabeyli Mah., 4356 Parsel sayılı ve aynı yer 3833 Parsel, A1 Blok, 2....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın taraf sıfatı yokluğundan (davacının meskeniyet iddiasında bulunma hakkı olmadığı kanaatiyle) usulden reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaz kaydına 27/03/2006 tarihinde aile konutu şerhi konulduğunu, davacı ile borçlunun ayrı yaşamasının meskeniyet iddiasında bulunulmasına engel olmadığını, taraflar arasındaki evlilik birliğinin de hukuken devam edip şerhin kaldırılmadığını, aile konutunda hak sahibi olan eşin müşterek evi terk etmesinin konutun aile konutu vasfını ortadan kaldırmadığını, müvekkilinin aile konutu üzerinde aynı bir hakka sahip olmamakla birlikte aile konutunda barınmaya devam ederek aile konutu korunmasından faydalanması gerektiğini, aile konutunun haczedilmezliğinin Anayasa ve kanunlarla güvence altına alındığını beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmaz üzerindeki ipoteğin ticari kredi nedeniyle verilmiş bir ipotek olup zorunlu olarak konulan ipoteklerden olmadığından meskeniyet iddiasında bulunulamayacağını, her ne kadar meskeniyet iddiası ile dava açılmışsa da açılan davanın da süresinde olmadığını, ayrıca söz konusu taşınmazın aile konutu da olmadığını, kaldı ki davacının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildikten sonra ve hatta kıymet takdiri tebliğ edildikten sonra kötü niyetli olarak tapuya 10/03/2020 tarihinde taşınmaz üzerine aile konutu şerhi koydurduğunu, taşınmaz üzerinde eş rızası bulunmadığı yönündeki beyanların da gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. Dairemizin 2019/2627 E. 2019/2984 K. Sayılı kaldırma kararı ile, davacının isteminin meskeniyet şikayeti olduğu, şikayetin esastan incelenmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasından sonra ilk derece mahkemesince davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin niteliği değerlendirilerek zorunlu ipoteklerden olmadığı, ayrıca davacının borçlunun eşi olması nedeniyle aktif husumetinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İİK'nın 82/1- 12. maddesinde, borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı öngörülmüştür. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Somut olayda, meskeniyet şikayetinde bulunan davacı, takip borçlusu İsmail Hakkı Kaymak'ın eşidir....
görülmüştür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesi aynen "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz" hükmünü içermektedir....