WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı borçlu asil istinaf dilekçesinde; 29/12/2020 tarihinde eşine 103 davet kağıdı tebliğ edilmesine imkan bulunmadığını, zira dava dilekçesinde tebligat adresinde annesi ile birlikte yaşadığını belirttiğini, eşinin evi terkinden yaklaşık 3 ay sonra 103 davetiyesinin tebliğ edildiğini, aynı çatı altında yaşamayan kişilere tebligat yapılmasının usulsüz olduğunu, kıymet takdir raporunun 27/04/2021 tarihinde tebliği ile haberdar olduğunu, 103 davet kağıdından ise mahkemede duruşma esnasında haberdar olduğunu, davayı süresinde açtığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Şikayet, davacı adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki haczin İİK. 'nun 82/2- 12. Maddesi (meskeniyet iddiası) uyarınca kaldırılması istemine ilişkindir. Meskeniyet şikayetinin taşınmaz haczinin öğrenildiği tarihten itibaren İİK. 'nun 16. Maddesi uyarınca 7 günlük yasal süre içerisinde yapılması gerekir....

Takipte davacı borçluya 103 davetiyesinin tebliğ edilmediği, davacının şikayet tarihinde muttali olduğunun kabul edildiği, daha evvel bir tarihte öğrendiğine dair delil bulunmadığından meskeniyet şikayetinin yasal süresinde yapıldığı anlaşılmıştır. İİK'nın 82/1 maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106 ve 110 maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi ve halen geçerli ve devam eden bir haczin bulunup bulunmadığının mahkemece resen tespit edilmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce anılan maddeler uyarınca haczin düştüğünün veya haczin kaldırıldığının belirlenmesi halinde, davacının düşen bir haczin kaldırılmasını istemekte hukuki yararı olmayacağından meskeniyet şikayetinin fuzuli yapıldığının kabulü gerekir....

O halde, mahkemece, işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, 27.08.2014 tarihli hacze ilişkin gönderilen ve 07.04.2015 tarihinde tebliğ edilen 103 davetiyesinin tebliğ tarihinin esas alınarak şikayetin süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Bu süre 103 tebliğiyle veya haczi öğrenme tarihinden başlar.Somut olayda, haczedilmezlik şikayetine konu olan taşınmaz üzerine 19.09.2013 tarihinde haciz konulduğu, 06.12.2013 tarihinde 103 davetiyesinin düzenlenerek borçluya tebliğe çıkartıldığı, takip dosyası içerisinde 103 davetiyesinin tebliğine dair tebligat mazbatası bulunmasa da, ... PTT ... Müdürlüğü'nün 10.04.2014 tarih ve 78383032-010-679 sayılı yazısına göre, borçlu adına çıkartılan 103 davetiyesinin 24.12.2013 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğ edildiği ve tebliğ mazbatasının 25.12.2013 tarihli liste ile gönderildiği belirtilmektedir. Borçlu icra mahkemesine yaptığı başvuruda, kendisine 103 davetiyesinin tebliğ edilmediğini ileri sürmüş ise de, ... PTT ......

      kendisine 103 davetiyesi de tebliğ edilmediğini, bu nedenle kendisine usulsüz olarak tebliğ edilen taşınmaz haczi hakkında öğrenme tarihi olan 03.03.2022 tarihi itibariyle haczedilmezlik şikayetini ileri sürdüklerini, taşınmazın müvekkilinin haline uygun olduğunu beyanla meskeniyet iddialarının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Davalı vekili tarafından, icra emrinin davacılara usulüne uygun tebliğ edildiği, usulsüz tebliğ şikayetinin de reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte, takip borçluları tarafından açılan icra emri tebligatının usulsüzlüğü şikayeti, yetki itirazı, meskeniyet ve maişet şikayetine ilişkindir....

      Borçlunun ölümü ile İİK'nun 53. maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nun 82/1- 12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceklerdir. Somut olayda; borçlunun, haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan ve söz konusu şikayet incelenip karara bağlandıktan sonra 20/09/2022 tarihinde öldüğü nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda, henüz kendisine takip yöneltilmemiş mirasçıların kendisi ve ailesinin ihtiyacı nedeniyle bu yargılamaya devam etmesi olanaklı olmadığından meskeniyet şikayetinin konusu kalmamıştır....

      İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İcra İflas Kanunu'nun istinafa ilişkin 363/4 maddesine göre icra mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulmasının satıştan başka icra işlemlerini durdurmadığını, mahkemenin kararına dayanak olarak gösterdiği Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 03.07.2018 tarih 2016/129 esas 2018/3933 sayılı kararında ise meskeniyet iddiası ile ilgili temyiz yoluna başvurulup başvurulmadığı bilinmediği gibi bahsi ilgili Yargıtay kararında meskeniyet iddiasının reddine karar verildiğini, oysa ki olayda borçlu tarafından açılan meskeniyet iddiasının kısmen kabulüne karar verildiğini ve taşınmazın değerinden 250.000,00 TL'nin borçlunun haline münasip ev alabilmesi için ayrılmasına karar verildiğini, meskeniyet iddiası ile ilgili verilen kararın henüz kesinleşmediğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Uyuşmazlık; İİK'nın 82/12.maddesine dayalı meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Borçlunun, takip dosyasında haczedilen taşınmazının, İİK’nun 82/12. maddesi kapsamında haline münasip evi, geçimi için zaruri olan arazisi ve aile konutu olduğunu ve taşınmaza takdir edilen değerin düşük olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesi tarafından kıymet takdirine itiraz talebi yönünden dava dosyasının tefrik edildiği ve eldeki başvurunun meskeniyet şikayeti bulunduğu, mahkemece meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği, bu karara karşı borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....

      a 02.08.2013 tarihinde tebliğ edildiği ancak borçlu vekilince icra dosyasına sunulan 15.08.2013 tarihli dilekçe ile “dayanak ilamda borçlu vekili olduğu ancak borçluyu her dosyada temsil etmek zorunluluğu bulunmadığı” açıklaması ile tebligatı iade ederek İİK'nin 103. maddeye ilişkin davetiyenin borçlu asile tebliğ edilmesini talep ettiği, bunun üzerine borçluya 17.09.2013 tarihinde tebliğ edilen İİK 103 davetiyesi tebliğinden sonra borçlu asilin 23.09.2013 tarihinde meskeniyet iddiası ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır.Takibe dayanak ilamda, borçlunun vekille temsil edildiği görülmektedir. İcra emri tebligatının borçlu vekili Av. ... adına tebliğe çıkarıldığı ve 02.08.2013 tarihinde vekile tebliğ edildiği, ... 1....

        UYAP Entegrasyonu