İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/10/2022 NUMARASI : 2022/131ESAS 2022/223 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : Yukarıdaki esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya içeriğindeki tüm bilgi ve belgeler okunup, tetkik edilip heyetçe yapılan müzakerede, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355 maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı incelenerek aynı kanunun 353 maddesi gereğince duruşma yapılmaksızın yapılan inceleme sonunda gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sakarya 3. icra müdürlüğü'nün 2018/11152 Esas sayılı dosyası borçlusu durumundaki müvekkilinin usulsüz olarak tebliğ edildiği düşünülen 22/04/2022 tarih ve "davet kağıdı" başlıklı İİK. maddde 103 davetinden tesadüfen 12.05.2022 tarihinde haberdar olduğunu, davet içeriğinde haciz yapılan taşınmaz...
İcra Müdürlüğünün 2021/1428 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Davacının aynı takipte açtığı takibin iptali davasında vekili varken aynı takip dosyasından çıkartılan 103 davetiyesinin asile tebliğ edilmesi usulsüz olduğundan 103 davetiyesi tebliğ usulsüzlüğünün kabulüne, meskeniyet şikayetine konu taşınmazın tapu kaydında QNB Finansbank lehine doğmuş ve doğacak bütün borçların teminatı olarak ipotek tesis edildiğinden meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, kullanılan kredinin konut kredisi olması sebebiyle ipoteğin zorunlu ipoteklerden olduğu, meskeniyet şikayetine engel olmadığı belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, davacı borçlu tarafından açılan meskeniyet şikayetine ilişkindir....
Borçlunun meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu taşınmazına 28.06.2011 tarihinde tapuda haciz şerhi işlenmiştir. İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiyenin 09.08.2011, kıymet takdiri raporunun da 06.09.2011 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 103 haciz davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğini ve kıymet takdirinin tebliği üzerine oğlunun bildirmesi neticesinde takipten ve hacizden haberdar olduğunu belirterek icra mahkemesine 09.09.2011 tarihinde başvurarak borca itiraz ettiği görülmektedir. Borçlu tarafından en geç borca itiraz ettiği 09.09.2011 tarihinde haczin öğrenildiği, buna karşın İİK'nun 82/1-12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin bu tarihten itibaren 7 günlük süreden sonra 13.03.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12 maddesine dayalı meskeniyet şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1- 12 maddesine dayalı meskeniyet şikayeti, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. İİK'nın 103. maddesinde de "... haciz sırasında borçlu veya alacaklı adına tebligat kanunu hükümlerine göre tebellüğe yetkili kimse bulunduğu takdirde haciz tutanağının bir örneği bulunan şahsa verilir. Borçluya veya alacaklıya ayrıca haber verilmez " hükmü yer almaktadır....
alındığını, davacı borçlu 27/07/2020 tarihinde borca itiraz ettiğini ve yeni haberdar olduğu gerekçesi ile takibin durdurulması ile meskeniyet ve haczedilemezlik şikayetinde bulunulduğunu, icra müdürlüğünce talep dosya kesinleştiğinden reddedilmiş ve eldeki davanın açıldığı, ödeme emrinin tebliğine ilişkin 27/02/2020 tarihli tebligat geçerli olup açılan davanın reddinin gerektiğini belirterek usulüne uygun tebligat nedeni ile yapılan memur şikayet işleminin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İcra müdürlüğünün 2017/11 talimat sayılı dosyasından davacıya gönderilen satış ilanı tebliğ usulsüz olması başlı başına ihalenin feshini gerektirir. İstanbul Anadolu 4 İcra müdürlüğünün 2016/28356 esas sayılı dosyasından davacıya gönderilen kıymet takdiri raporu tebliğ mazbatası incelendiğinde beyanına başvurulan ve haber verilen kişinin ad ve soyadının tahkik ve tevsik edilmediği, bu nedenle tebliğin 7201 sayılı tebligat kanunun 21/1, 23/7 maddeleri ile tebligat kanunun uygulanmasına dair yönetmeliğin 30 ve 35/1- f maddelerine aykırı olması sebebiyle usulsüz ve geçersiz olduğu anlaşılmıştır. Davacının İstanbul Anadolu 4 İcra Müdürlüğünün 2016/28356 esas sayılı icra takip dosyasından yazılan talimat üzerine İstanbul 10....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Meskeniyet İddiası K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kambiyo senetlerine dayalı icra takibinde meskeniyet iddiasına ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 günlü ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 14.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde de; ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.'' düzenlemesi öngörülmüştür....
Nitekim tebligat yapılan ...’in eşinin oturduğu ev ile benim oturduğum ev farklı evlerdir. Bu nedenlerle davamız süresindedir...” şeklindeki ifadelerle, taşınmazlara ve traktöre konulan haczin bildirimine dair tebligatın usulüne uygun yapılmadığını belirttiğinden, mahkemece öncelikle tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması, tebligatın usulsüz olduğuna kanaat getirildiği takdirde tebligatı öğrenme tarihine göre şikayet süresinde ise işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. O halde mahkemece, öncelikle borçlu vasisinin usulsüz tebliğ şikayetinin değerlendirilmesi ve tebligatın usulsüz olduğu tespit edilirse, istemin öğrenme tarihine göre yasal süresinde olup olmadığının araştırılması ve şayet istem süresinde ise işin esasının incelenmesine geçilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebliğ şikayeti göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Temyiz Sebepleri Şikayet eden-borçlu vekili süresinden sonra sunulan 13.04.2022 günlü istinafa ek beyan dilekçesini tekrarla, bilirkişi ücretinin yatırılması gerektiğini belirtilen ve ihtaratı yapılan duruşma zaptının müvekkiline tebliğ edilmediğini, duruşma zaptının müvekkilinin 18 yaşından küçük reşit olmayan 02.09.2006 doğum tarihli kızı Nazlı Can FIRAT'a tebliğ edildiğini, Tebligat Kanunu'nun 22. maddesi uyarınca yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, usulsüz tebligata dayanarak yerel mahkemece bilirkişi delillinden vazgeçilmesi ve buna dayanarak davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca müvekkilinin duruşmalara katılamadığından ve okuma yazması olmadığından ihtarattan haberdar olamadığından kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, şikayet eden borçluya ait taşınmazın haline münasip evi olduğundan bahisle satılamayacağına dair meskeniyet şikayeti olup, taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması istemine ilişkindir. 2....