bu hacizden haberdar olduğunu, müvekkilinin kendi miras hissesi üzerine konulan hacizden 08/12/2019 tarihinde haberdar olması sebebiyle yasal süresi içinde “meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik” şikayetinde bulunduklarını, müvekkilinin söz konusu evden başka herhangi bir evi mevcut olmadığını, halen aynı evde ikamet ettiğini beyanla haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İlk derece mahkemesince dava dosyasında daha önce yapılan yargılama sonucunda, 10/02/2020 tarih 2020/20- 2020/28 E.K sayılı ilamı ile "Meskeniyet iddiası davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine, Kıymet takdiri davası yönünden İİK madde 128/a uyarınca Kıymet takdiri raporunu düzenleten icra dairesinin kesin yetkili bulunduğu anlaşıldığından Mahkememizin yetkisizliğine... ," dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararının davacı vekilince istinafı üzerine, dairemizin 14/07/2020 tarihli 2020/1211- 1236 E.K sayılı ilamı ile özetle; "...meskeniyet şikayeti ile ilgili davalarda, mahkemece dava dilekçesinin taraflara tebliğ edilerek, duruşma açılıp, tarafların duruşmaya davet edilmesi ve taraflarca bildirilen deliller toplanıp sonucuna göre hukuki değerlendirme yapılması gerekir....
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, TMK'nun 194/1 maddesi ve İİK'nun 82/1- 12 maddesine göre borçlunun haline münasip meskeninin haczedilmemesi ve ailenin korunmasının gerektiğini, müvekkilinin murisi Hasan Gülmez'in alacaklıya olan borcu nedeniyle başlatılan ve mirasçılarına yöneltilen icra takibinde müvekkilinin veraset ilamı nedeniyle borçlunun tek mirasçısı ve meskeniyet iddiasında bulunulan evin tek hissedarı olduğunu, alacaklı tarafından başlatılan takipte müvekkilinin meskeniyet iddiasında bulunduğunu, davalının da taşınmaz üzerinde ipotek olduğu iddiasını öne sürdüğünü, müvekkilinin dava konusu ev üzerinde ipotek bulunduğunu davanın görüldüğü sırada öğrendiğini, ev üzerine konulan ipotek hakkında müvekkilinin açık rızasının alınmadığını ve ipoteğin hukuken geçerliliğinin bulunmadığını, mahkemece bu hususun gözardı edilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, kurulan ipoteğin müvekkilinin haberi olmadan...
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, meskeniyet şikayeti açısından şikayetin reddine, çiftçilik nedeniyle haczedilmezlik şikayeti açısından şikayetin kabulüne, Manisa 2. İcra Müdürlüğü'nün 2021/9168 Esas sayılı takip dosyasında şikayete konu taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İİK 82/12. Maddesi gereğince borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceğini, ev üzerinde ipotek tesisinin mutlak anlamda haczedilmezlik şikayetinden feragat anlamına gelmeyeceğini, ipotek tesisisin hangi nedenle yapıldığı, feragat niteliğinde olup olmadığının araştırılması gerektiğini beyanla, meskeniyet şikayetinin reddine yönelik istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılması ve meskeniyet şikayetinin kabulüne karar verilmesini istemiştir....
İlk derece mahkemesi tarafından;''... somut olayda, meskeniyet haczedilmezlik şikayetine konu taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğu, ipoteğin açılmış ve açılacak kredilerden doğan alacakları teminen verildiği anlaşılmakla'' şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, Adana ili, Sarıçam ilçesi İncirlik mahallesi 2388 parsel sayılı taşınmaz üzerinde T.C Ziraat Bankası lehine 13/09/2013 tarihli ipotek kaydının bulunduğu, adı geçen bankanın 13/11/2020 tarihli cevabi yazısında, kredi borcunun devam ettiğinin bildirildiği görülmektedir. Yargıtay 12....
Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak yaptığı meskeniyet iddiasının samimi olmadığının göstergesi olarak kabul edilir. Mahkemece meskeniyet iddiasına konu taşınmazın tapu kayıtları getirtilerek tesis edilen ipoteğin zorunlu ipotek niteliğinde olup olmadığı belirlenmeli, borçlunun taşınmazın sahibi olabilmek için zorunlu olarak ipotek ettirmiş olması halinde meskeniyet iddiasının samimi olduğu değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Ayrıca borçlunun birden çok taşınmazı olması halinde de bunlardan biri hakkında meskeniyet şikâyetinde bulunabilir. Somut olayda borçlunun, şikayete konu ev dışında taşınmazları da olduğu gerekçe gösterilerek meskeniyet şikayeti reddedilmiş ise de, borçlu bu evlerden birini meskeniyet şikayetine konu edebilir. Alacaklı da şikayete konu edilmeyen diğer gayrimenkulleri sattırarak alacağını tahsil edebilir. O halde, mahkemece, şikayet konusu meskenin borçlunun haline münasip olup olmadığı yönünde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Somut olayda, şikayete konu taşınmaz üzerinde, Denizbank A.Ş. lehine 11/08/2010 tarihli ipotek kurulduğu, söz konusu ipoteğin, Denizbank A.Ş. ile borçlu arasında imza olunan konut finansman kredi sözleşmesi gereğince adı geçen banka lehine kurulan ipotek olduğu görülmüş olup, ipoteğin, sosyal amaçlı kredinin teminatını teşkil etmesi ve dolayısıyla zorunlu ipoteklerden olması karşısında, borçlunun, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunmasına herhangi bir engel bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, meskeniyet şikayetinin süresinde olması ve taşınmaz üzerinde mevcut ipoteğin zorunlu ipoteklerden bulunması sebebiyle borçlunun, meskeniyet şikayetinin esasının incelenip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davacı borçlunun, meskeniyet şikayeti yönünden verilen hükme yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Her ne kadar davacı tarafından meskeniyet şikayetinde bulunulmuş ancak tapu kaydındaki hangi haciz şerhi ile ilgili meskeniyet şikayetinde bulunduğunu açık olarak belirtmemiş ise de, meskeniyet şikayetine konu Konya İli, Karatay İlçesi, Karaaslan Mah., 22826 ada 15 parsel, G Blok, 2 Bağımsız bölüm numaralı meskenin tapu kaydı üzerinde ilgili takip dosyasından 09/08/2019 ve 16/10/2020 tarihlerinde iki kez haciz konulduğu, takip hukukunda haczin yenilenmesi gibi bir hususun olmadığı, her haciz için ayrı ayrı meskeniyet şikayetinde bulunulmasının mümkün olduğu, 09/08/2019 tarihli ilk haciz ile ilgili şikayetçi borçluya 103 davetiyesinin 08/10/2019 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, davacı tarafından dava dilekçesinde ve yargılama sırasında tebligatın usulsüz olduğunun iddia edilmediği, bu haciz yönünden davacının meskeniyet...