İcra Müdürlüğünün 2018/2609 Esas sayılı dosyasına meskeniyet iddiasında bulunulduğunu, bunun borca itiraz olarak kabul edilmesi gerektiğini, haczedilmezlik itirazının borca itiraz olarak değerlendirilmesi gerektiğini, bu taleplerinin mahkemece tarafından kabul edilmezse hakklarının zayi olmaması için yerel mahkeme tarafından meskeniyet konusunun araştırılması gerektiğini, süresinde başvurdukları haczedilmezlik şikayetinin kabul edilmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının lehlerine bozulmasını ve yasal süresi içinde başvurdukları meskeniyet iddialarının kabul edilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve İİK'nun 82/12 maddesinde düzenlenen meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıya ait başka taşınmazların bulunup bulunmadığı ya da bunlar üzerinde ipotek işlemi tesis olunup olunmadığı ya da davacının işbu dava açısından meskeniyet savından feragati anlamına gelecek başkaca işlemlerde bulunulup bulunulmadığı hususlarının gerektiği şekilde değerlendirilmediğini, dava konusu taşınmazdaki davacı hissesi üzerinde Türkiye Garanti Bankası A.Ş. lehine ipotek verildiği, Bunun davacının meskeniyet savından feragatı anlamına geldiğini bu nedenle de davacı yan tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dosya kapsamına alınan ipotek akit tablosunda ilgili ipoteğin sadece konut kredisi ile sınırlandırılmadığı, diğer kredilerini de kapsamına aldığı hususunun açık bir şekilde anlaşıldığını, meskeniyet iddialarına konu taşınmaz üzerinde başkaca dosyalar kapsamında konulmuş hacizler de bulunmakta olup, sözkonusu icra dosyaları kapsamında meskeniyet savında bulunulup bulunulmadığı hususlarının da araştırılmadığını...
Davacı borçlunun, meskeniyet şikayetinde bulunduğu meskende fiilen ikamet etme şartı bulunmadığı gibi, birden fazla meskeninin bulunması halinde bunlardan biri hakkında meskeniyet şikayetinde bulunabilir. Taşınmaz üzerinde bulunan daha önceki hacizlere yönelik meskeniyet şikayetinde bulunulmamış olması da sonradan konulan hacze yönelik meskeniyet şikayetinde bulunulmasına engel teşkil etmez. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır....
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 12/12/2019 tarihli 2016/10454 sayılı kararı ile, taşınmazın üzerine konulan hacizden doğrudan etkilenecek başvurucunun aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceği, dolayısıyla mahkemenin dava ehliyetine ilişkin daraltıcı yorumunun Anayasanın 20. ve 41. maddelerindeki güvencelere uygun olmadığı, Anayasanın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği kabul edilmiştir. Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen hak ihlali kararı doğrultusunda davacı eşin meskeniyet şikayetinde aktif husumetinin bulunduğu kabul edilerek, mahkemece şikayetin esası incelendikten sonra bir karar verilmesi gerekirken, aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....
İİK mad. 16 uyarınca meskeniyet itirazının 7 günlük süreye tabii olduğu, davacı borçluya İİK 103 davet kağıdının 28/06/2017 ve 14/07/2017 tarihlerinde bizzat tebliğ edildiği, davacının taşınmazına konan hacizleri her 3 icra dosyası yönünden de İİK 103 davet kağıdını bizzat tebliğ aldığı, tebliğ tarihlerinde öğrendiği, tebligatların usulüne uygun bizzat borçlunun kendine yapıldığı dikkate alındığından usulsüz tebliğ şikayeti yerinde görülmemiş, mahkememize meskeniyet şikayeti davası da öğrenme tarihinden itibaren, 7 günden çok sonra 24/01/2018 tarihinde açıldığı, meskeniyet şikayeti davasının süresinde açılmadığı ..'' şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir....
Hukuk Dairelerinin kararlarında da açıkça vurgulandığı üzere, bir kişinin içinde kiracısının oturduğu ev hakkında bile meskeniyet iddiasında bulunmasının mümkün olduğunu, dava konusu taşınmaz, müvekkilinin Türkiye’deki tek taşınmazı olup, Türk vatandaşı olan müvekkilinin Türkiye’de kalabileceği tek mesken olduğunu, müvekkilinin yılın önemli bir bölümünü de Türkiye'de bu evde yaşayarak geçirdiğini, kişinin birden fazla taşınmazı olması halinde ve hiçbirini mesken olarak kullanmasa bile, taşınmazlardan birini seçerek meskeniyet iddiasında bulunabileceğini, Mahkemece şikayet konusu meskenin borçlunun haline münasip olup olmadığı yönünde esasa yönelik inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesine dayalı meskeniyet şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1- 12 maddesi gereğince, borçlunun haline münasip evi haczedilemez....
İcra Müdürlüğünün 2018/6604 Esas sayılı dosyası ile de HDI Sigorta A.Ş. tarafından aleyhine icra takibi yapıldığını, söz konusu dosyalardan adına kayıtlı İzmir İli, Ödemiş İlçesi, Datbey Mahallesi, 1248 parsel sayılı taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, taşınmazın eşi ve iki çocuğu ile birlikte mesken ihtiyacını ancak karşıladığını belirterek, meskeniyet iddiası sebebiyle haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalıya dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda meskeniyet iddiasının reddine, dava konusu taşınmazın satışı halinde 65.000,00 TL'den aşağı olmamak üzere satılmasına, 65.000,00 TL'nin haline münasip ev alabilmesi için borçluya verilmesine, kalan miktarın borçtan mahsubuna karar verilmiştir....
Davalı - alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde; Davalı - alacaklı vekilince taşınmaz kaydında çok sayıda haciz ve ipotek olduğunu, davanın kısmen kabulüne şeklinde hüküm kurulamayacağını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının serbest iradesi ile kurdurduğu ipotek nedeniyle meskeniyet iddiasından önceden feragat edilmiş sayılmasının gerektiğini ileri sürmüş ise de; taşınmaz kaydında lehine ipotek tesis edilen Halk Bankasının 05/08/2021 tarihli cevabi yazısında ipoteğe konu borcun hacizden önce 28/09/2010 tarihinde ödenerek kapandığının belirtildiği, taşınmaz kaydında başkaca hacizlerin bulunması davacının şikayete konu haciz nedeniyle meskeniyet iddiasında bulunmasına engel teşkil etmeyeceği, ileri sürülen istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı görülmektedir....
İİK'nun 82/1- 12. maddesine dayalı meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde; ispat külfeti borçluya ait olup, ispat ise mahallinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile mümkündür....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2017/189 Esas, 2017/182 Karar sayılı ilamı ile reddetmeleri nedeniyle geriye mirasçı olarak sadece mirasçı T1 kaldığını, davacının ekonomik ve sosyal durumu değerlendirildiğinde evin haline münasip tek evi olduğunu, bu nedenle meskeniyet iddiasında bulunduklarını belirterek, meskeniyet iddiası nedeniyle, taşınmaz üzerindeki 20/3/2013 tarihli haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yapılan haczin mevzuata ve usule uygun olduğunu, meskeniyet iddiasının kabul edilemeyeceğinin belirtilerek, davanın reddi ile %10 haksız çıkma tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince istinaf yoluna başvurulan ilamda belirtildiği üzere; davanın kabulüne, Davacı tarafın İstanbul ili, Ümraniye ilçesi, Yukarı Dudullu Mahallesi, Kemerdere mevkii 13604 Parselde kayıtlı b2 blok 2....