İcra Hukuk Mahkemesi'nin 25/01/2022 T. ve 2021/284 Esas, 2022/70 Karar sayılı kararı ile “ A-Kıymet takdirine itiraz yönünden; 1-Davalı ...Ş. yönünden şikayetin reddine, 2-Davalı ... A.Ş. yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine, B-Meskeniyet şikayeti yönünden; 1-Davalı ...Ş. yönünden şikayetin süre aşımından reddine, 2- Davalı ... A.Ş. yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine” karar verildiği, şikayet eden-borçlu tarafından, talebin reddine dair ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu, ... Bölge Adliye Mahkemesi 4....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın süresinde olmadığını, davacının mesken olarak kullandığını iddia ettiği taşınmazda oturmadığını, meskeniyet şikayetine konu taşınmazın hisseli bir taşınmaz olduğunu, taşınmaza ilişkin ortaklığın giderilmesi davası bulunduğunu, bu nedenle davacının taşınmaza yönelik meskeniyet şikayetinde bulunamayacağını, takibe konu borcun taşınmazın aynından kaynaklandığını, taşkın haciz iddiasının yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
İİK.nun 134/son maddesinde ise tapu idaresine tescil için yazı yazılması, ihale tarihinden itibaren şikayet için muayyen müddetin (7 gün) geçmesine veya ihalenin feshi istenilmiş ise şikayeti sonuçlandıran kararın kesinleşmesine bağlı tutulmuştur. İhalenin kesinleştiği, taşınmazın tapuda alıcı adına tescilinin talep edildiği, anlaşılmaktadır. Bu aşamada icra müdürünün İİK.nun 135/2. maddesi gereğince tahliyeye yönelik işlem yapması yasaya uygundur. Davacılar hakkında İstanbul 9. İcra Müdürlüğünün 2013/31015 esas ( eski İstanbul 32. İcra Müdürlüğünün 2012/5201) sayılı dosyasında icra takibine başlanılmış, İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2014/915 Esas sayılı dosyasında satış işlemleri yürütülmüştür. Davacılar tarafından meskeniyet şikayetinin sonucunun beklenilmesi gerektiği beyan edilmiş ise de meskeniyet şikayetine ilişkin olarak İstanbul 3....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, Anayasa Mahkemesinin, 08/04/2020 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 31093 sayılı kararında da belirtildiği gibi, Anayasadaki "özel hayatın gizliliği" ve "ailenin korunması ve çocuk hakları" maddelerine dayanarak, meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının işlemden doğrudan etkilenecek eşe de tanınması gerektiğini, AİHM içtihatlarının da bu görüşü desteklediğini, bu yüzden mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK' nın 82/1- 12. bendi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İzmir 9....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. Dairemizin 2019/2627 E. 2019/2984 K. Sayılı kaldırma kararı ile, davacının isteminin meskeniyet şikayeti olduğu, şikayetin esastan incelenmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasından sonra ilk derece mahkemesince davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin niteliği değerlendirilerek zorunlu ipoteklerden olmadığı, ayrıca davacının borçlunun eşi olması nedeniyle aktif husumetinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İİK'nın 82/1- 12. maddesinde, borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı öngörülmüştür. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Somut olayda, meskeniyet şikayetinde bulunan davacı, takip borçlusu İsmail Hakkı Kaymak'ın eşidir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; haczedilen evin aile konutu olduğunu, haczedilen evin aile konutu olduğu hâllerde hâline münasip ev kavramı sadece borçlunun değil borçlunun ve ailesinin sosyal ve ekonomik durumuna uygun olan konut biçiminde anlaşılmalı ve sadece borçluya değil, borçlunun aile fertlerine de meskeniyet iddiasına dayanarak yasal yollara başvurma imkanı sağlanması gerektiğini, AYM'nin konuya ilişkin hak ihlali kararı nazara alındığında, somut olayda "borçlunun ve ailesinin haline münasip aile konutu vasfındaki taşınmazın üzerine konulan hacizden doğrudan etkilenecek davacının aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceğini" kabul etmek gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, taşınmazdaki haczin meskeniyet iddiasına istinaden kaldırılması istemine ilişkindir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2018/8427 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı tarafından borçlu dava dışı Yılmaz Gürbüz hakkında başlatılan takip olduğu, takip kapsamında davaya konu taşınmaza 09/08/2018 tarihinde haciz konulduğu anlaşılmıştır. İİK'nın 82/1- 12. maddesinde, borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı öngörülmüştür. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Somut olayda davacı takibin borçlusu olmadığı gibi anılan taşınmaz üzerine yine aynı alacaklı tarafından konulan bir başka hacze yönelik olarak yaptığı meskeniyet şikayetinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin verilen İstanbul 25....
Meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yerleşik Yargıtay içtihatlarında da açıklandığı üzere, sadece borçlu malike ait olduğundan, 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir....
Açılan davada 817 ve 818 parsel sayılı taşınmazlar yönünden meskeniyet şikayetinde bulunulmuştur. Dairemizin 2019/2279 Esas, 2020/660 Karar sayılı kaldırma kararından sonra mahkemece 16/09/2020 tarihli duruşmada davacı vekiline hangi taşınmaz yönünden meskeniyet iddiasında bulunduğunu açıklamak üzere 2 hafta kesin süre verilmiş, davacı vekili 30/09/2020 tarihli dilekçe ile dava konusu taşınmazlardan 818 parsel sayılı taşınmazda davacının kendisinin ikamet etmesi sebebiyle meskeniyet şikayetinde bulunulduğunu, 817 parsel sayılı taşınmazda ise birlikte yaşadığı oğlunun nişanlı olması sebebiyle eşi ile birlikte oturacağı yer olduğundan meskeniyet şikayetinde bulunulduğunu bildirmiş, açık ve net olarak tercih hakkının hangi taşınmazdan yana kullanıldığına dair beyanda bulunulmamıştır. Ancak 30/09/2020 tarihli dilekçe içeriği dikkate alındığında davacı yanın tercih hakkını kendisinin ailesi ile birlikte ikamet ettiği 818 parsel sayılı taşınmaz yönünden kullandığının kabulü gerekmiştir....
talep edeni feshi istenen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkum eder" düzenlemesi gereğince Kayseri 3....