Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar. Somut olayda, borçlunun söz konusu taşınmazı üzerine Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2017/12179 esas sayılı, Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2017/12614 esas sayılı, Bursa 16....

Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut durumda, taşınmaz kaydındaki ipotek yönünden ilk derece mahkemesince Türkiye Halk Bankası A.Ş.'ye yazılan yazıya verilen 02/11/2020 tarihli cevapta, taşınmaz üzerindeki 27/09/2019 tarihli 240.000,00 TL bedelli birinci dereceden ipoteğin halen devam ettiği, borçlunun bankadan kullandığı ve kullanacağı asaleten ve kefaleten kredilerinin, doğmuş ve doğacak tüm borç ve risklerinin teminatını oluşturduğu 02/11/2020 tarihi itibarıyla banka riskinin 76.942,77 TL olduğu bildirilmiştir....

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet şikayetine ilişkindir. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 12/12/2019 tarihli 2016/10454 sayılı kararında, "taşınmazın üzerine konulan hacizden doğrudan etkilenecek başvurucunun aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceği, dolayısıyla mahkemenin dava ehliyetine ilişkin daraltıcı yorumunun Anayasanın 20. ve 41. maddelerindeki güvencelere uygun olmadığı, Anayasanın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine" karar verilmiştir. Somut olayda, meskeniyet şikayetinde bulunan davacı, takip borçlusu T7'un eşidir. Tapu kaydında tarla olarak kayıtlı hacze konu taşınmazın kaydında aile konutu şerhi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesinin anılan hak ihlali kararı somut uyuşmazlıkta uygulanamaz....

Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Eğer borçlu kendi borcu için değilde başkasının borcu için ipotek kurmuşsa ipoteğin dayanağı kredi sözleşmesinin türü ne olursa olsun anılan ipotek borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel olur....

İcra Hukuk Mahkemesi'nin 25/01/2022 T. ve 2021/284 Esas, 2022/70 Karar sayılı kararı ile “ A-Kıymet takdirine itiraz yönünden; 1-Davalı ...Ş. yönünden şikayetin reddine, 2-Davalı ... A.Ş. yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine, B-Meskeniyet şikayeti yönünden; 1-Davalı ...Ş. yönünden şikayetin süre aşımından reddine, 2- Davalı ... A.Ş. yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine” karar verildiği, şikayet eden-borçlu tarafından, talebin reddine dair ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu, ... Bölge Adliye Mahkemesi 4....

    YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın süresinde olmadığını, davacının mesken olarak kullandığını iddia ettiği taşınmazda oturmadığını, meskeniyet şikayetine konu taşınmazın hisseli bir taşınmaz olduğunu, taşınmaza ilişkin ortaklığın giderilmesi davası bulunduğunu, bu nedenle davacının taşınmaza yönelik meskeniyet şikayetinde bulunamayacağını, takibe konu borcun taşınmazın aynından kaynaklandığını, taşkın haciz iddiasının yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

    Tüm dosya kapsamına göre; davacı Mehmet'e yapılan satış ilanı tebliği davacılar arasında husumet bulunması nedeniyle usulsüz olmakla birlikte davacılar tarafından kendilerine yapılan satış ilanı tebligatının usulsüzlüğünün ileri sürülmediği, mahkemece davacının ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürdüğü hususların tek tek ve ayrıntılı olarak değerlendirildiği, mahkemenin gerekçesinde isabetsizlik bulunmadığı, kıymet takdirinin davacılara bizzat tebliğ edildiği, davacının diğer alacaklı ve ilgililere tebligatın yapılmadığı hususunun ihalenin feshi davasında ileri süremeyeceği, bu hakkın sadece ilgililere ait olduğu, usulüne uygun kıymet takdiri ve itiraz edilmeyen satış ilanı tebliğleri uyarınca davacıların tebliğ tarihinden itibaren en geç 7 günlük süre içerisinde şikayet veya itiraz yoluyla mahkeme önüne getirilmediği kıymet takdiri ve ihaleye hazırlık işlemlerine ilişkin usulsüzlükleri ihalenin feshi davasında ileri süremeyeceği, açılmış olan meskeniyet davası bulunmadığından, bu hususun...

    Meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yerleşik Yargıtay içtihatlarında da açıklandığı üzere, sadece borçlu malike ait olduğundan, 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. Dairemizin 2019/2627 E. 2019/2984 K. Sayılı kaldırma kararı ile, davacının isteminin meskeniyet şikayeti olduğu, şikayetin esastan incelenmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasından sonra ilk derece mahkemesince davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin niteliği değerlendirilerek zorunlu ipoteklerden olmadığı, ayrıca davacının borçlunun eşi olması nedeniyle aktif husumetinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İİK'nın 82/1- 12. maddesinde, borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı öngörülmüştür. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Somut olayda, meskeniyet şikayetinde bulunan davacı, takip borçlusu İsmail Hakkı Kaymak'ın eşidir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, Anayasa Mahkemesinin, 08/04/2020 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 31093 sayılı kararında da belirtildiği gibi, Anayasadaki "özel hayatın gizliliği" ve "ailenin korunması ve çocuk hakları" maddelerine dayanarak, meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının işlemden doğrudan etkilenecek eşe de tanınması gerektiğini, AİHM içtihatlarının da bu görüşü desteklediğini, bu yüzden mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK' nın 82/1- 12. bendi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İzmir 9....

    UYAP Entegrasyonu