Mah.... ada ... parselde kayıtlı 1 nolu taşınmazının İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi kapsamında haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, taşınmazın borçlunun haline münasip evi olduğundan bahisle şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir. Borçlunun, daha önce ipotek tesis ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için, ipoteğin, mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller....
Anılan madde uyarınca mahkemece ancak takiple ilgili talik ve red kararı verileceğinden tensiben, yargılama yapılmadan ve taraf delilleri toplanmadan dava konusu mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmadığı gibi, esas hüküm olarak da dava konusu mahcuzlar üzerindeki haciz kalktığından karar verilmesine yerolmadığına ilişkin hüküm tesisi de isabetli görülmemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre davanın kabülü ile dava konusu mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına veya davanın kısmen kabulüne veya davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekceyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yerolmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 10.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, meskeniyet iddiasına dayalı olarak taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması gerekip gerekmediği hususunda toplanmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, davacılardan T1 takipte borçlu sıfatının bulunmadığı, sadece şikayete konu taşınmazın 1/2 oranında hissedarı olduğu, haczin de bu kişinin hissesi üzerinde uygulanmadığı görülmekte olup, bu haliyle adı geçen şikayetçi yönünden şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiği açıktır.(benzer yönde; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2014/28353 E 2015/894 K ve 2013/13344 E 2013/22401 K sayılı kararları) Diğer şikayetçi (borçlu) yönünden yapılan incelemede; Şikayetin süresi içerisinde yapılmış olduğu, haczin ayakta olduğu anlaşılmıştır. Paylı taşınmazlarda, borçlu paydaşın meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı vardır. Bu halde iddia, pay oranı esas alınarak çözümlenmelidir....
"İçtihat Metni" Davacı, taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Davacı, tarafından 6183 sayılı Yasaya göre yapılan takiplerde, haline münasip evinin haczedildiği gerekçesi ile meskeniyet iddiasının kabulüne ve haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemenin davanın kabulüne dair önceki kararı davalı ......
Sürenin dolması ile haciz kendiliğinden kalkacağından, haczin kaldırılması için mahkeme kararı gerekmez. Bir diğer ifade ile sürenin geçmesine rağmen haczin kaldırılmamış olması o haczin geçerliliğini sürdürdüğü sonucunu doğurmaz. Satış isteme süresi hak düşürücü nitelikte olup, hakim re’sen nazara almalıdır. Öte yandan borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir....
İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafça müvekkilinin eşi aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin eşi adına kayıtlı İstanbul İli, Kartal İlçesi, Soğanlık Mah. 10374 Ada, 204 Parsel, 8 nolu Bağımsız bölüm üzerine haciz konulduğunu, taşınmazın üzerine aile konutu şerhi işlendiğini, taşınmazın haline münasip ev niteliğinde olduğunu belirterek, mesken üzerindeki haczin kaldırılmasını talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, "davacının meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı bulunmadığından davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine" dair karar verildiği görülmüştür....
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak; müvekkilinin meskeniyet şikayetinde bulunduğu yerin haline münasip evi olduğunu, bilirkişi raporu ile de bu hususun sabit olduğunu, icra dosyasına konu edilen alacağın taşınmazın aynından kaynaklanan bir alacak olmadığını, katkı katılma alacaklarının şahsi alacaklar olup, haline münasip evin haczinin kabil olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına, şikayet konusu mesken üzerindeki haczin kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; Davalı alacaklı Rukiye Yıldırım tarafından davacı borçlu T1 aleyhine Kayseri 1. Aile Mahkemesi'nin 2017/287- 384 E. Karar sayılı ilamına dayalı olarak ilamlı icra takibi başlatıldığı, dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz üzerine haciz konulduğu, buna ilişkin 103 davetiyesinin 07/11/2019 tarihinde davacı borçluya tebliğ edildiği, iş bu davanın 12/11/2019 tarihinde yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı (3.kişi) vekili, ... 8.İcra Müdürlüğünün 2007/9912 Esas sayılı dosyasından, davalı borçlu aleyhine yapılan takip nedeniyle, müvekkiline ait işyerinde haczedilen mahcuzun müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek, mahcuz üzerindeki haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında; mahcuz üzerindeki haczin kaldırıldığını ve davanın konusuz kaldığını bildirmiştir. Davalı (alacaklı) vekili, haczin kaldırıldığının doğru olduğunu belirtmiştir. Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır....
Somut olayda, şikayete konu haczin incelenmesinde; dava konusu taşınmaza alacaklı vekilinin 06.03.2019 tarihli talebi üzerine icra müdürlüğünce 07.03.2019 günlü haciz talebinin kabul edilmesiyle haciz konulduğu, haciz şerhinin ise 15.03.2019 tarihinde işlendiği, haczin konulduğu tarih (07.03.2019 tarihi) itibariyle İİK'nun 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, ancak bu hacze ilişkin olarak alacaklı vekilinin satış talebinin bulunmadığı, şikayet tarihinden sonra 09.07.2020 tarihli haciz yazısı üzerine konulan hacizden sonra 14.09.2020 tarihinde satış talep ettiği (satış avansının aynı gün yatırıldığı) buna göre 07.03.2019 tarihli haczin 08.03.2020 tarihi itibariyle 1 yıllık sürede satış talep etmediğinin açık olduğu, böylece İİK'nun 110/1. maddesi gereği, taşınmaz üzerindeki işbu haczin şikayet tarihi olan 16.03.2020 tarihinden önce düştüğü anlaşılmaktadır....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/83 Esas sayılı dosyası kapsamında açmış olduğu davanın kabulüne karar verildiğini ve kesinleştiğini beyan ederek, taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılmasını talep etmesi üzerine icra müdürlüğünce 14/01/2021 tarihli karar tensip tutanağı ile taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verildiği, alacaklı vekilinin talebi üzerine dava konusu taşınmaz üzerine 19/01/2021 tarihinde yeniden haciz konulduğu, 01/03/2021 tarihinde haczin terkin edildiği, 05/03/2021 tarihinde taşınmaz üzerine yeniden haciz şerhi konulduğu, bu hacze ilişkin 103 davetiyesi tebliğ edilmediği, kıymet takdir raporunun 17/05/2021 tarihinde davacı borçlu vekiline tebliğ edildiği, her haczin ayrı şikayet hakkı vereceği, davacı tarafa 103 davet kağıdının 11/01/2021 tarihinde tebliğ edilmesinden sonra dava konusu taşınmaz üzerine konulan haczin icra müdürlüğünce 14/01/2021 tarihli karar tensip tutanağı ile kaldırılmış olduğu ve taşınmaz üzerine alacaklının talebi ile sonradan konulan...