Şükürşük Mevki 130 Ada 13 Parsel No.lu ahşap ev, ahşap ambar ve bahçesi niteliğindeki taşınmaz üzerine konulan haczin, mahcuzun tarafı ve aile efradı tarafından mesken olarak kullanılması, mahcuzdan başka herhangi şekilde mesken olarak kullanılabilecek taşınmazın bulunmaması sebepleri ile kaldırılmasına karar verilmesini, yargılama gideri ile ücreti vekaletin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Zonguldak 2. İcra Müdürlüğü'nün 2020/1135 esas sayılı takip dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ; Mahkemesince; haczedilemezlik şikayetinin kabulü ile, Zonguldak 2.İcra Dairesinin 2020/1135 esas sayılı dosyasındaki Karabük ili, Eflani İlçesi, Aday mah. Şükürşük Mevkii, 130 Ada 13 Parselde bulunan taşınmaz üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir....
(Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 24/02/2017 tarih, 2016/29222 Esas, 2017/2640 Karar sayılı ilamı) tüm bu anlatımlar göz önünde bulundurulduğunda müvekkilinin haline münasip evinin haciz edilemeyeceğini, bu yüzden taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemiyle için işbu davayı açma gereği hasıl olduğunu, bu nedenlerden dolayı davaya konu olan taşınmazın satış işlemine konu edilmemesi için taşınmazın satışının durdurulmasına yönelik dava sonuna kadar teminatsız olarak İhtiyati Tedbir kararı verilmesini ve İİK.82/12 maddesi gereği taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. SAVUNMA: Davalı vekili duruşmadaki beyanında özetle; Açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle dava konusu ... ...’de kain ... ada ... parsel üzerindeki 19 nolu bağımsız bölüm, ... ada ... parsel nolu taşınmaz, ... ... ... ada ... parseldeki 2 nolu mesken, ... ..’da ... ada ... parseldeki 1,2,3,4,24,25,27,30 nolu bağımsız bölümlerle ilgili hüküm kısmının ONANMASINA, ikinci bentte yazılı nedenle dava konusu ... ...’daki ... ada ... parsel üzerindeki 21 nolu bağımsız bölüme yönelik hüküm kısmının BOZULMASINA ve onanan kısım için taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın %09.9 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 17.15.-TL ve 15.60.-'şer TL’nın mahsubu ile bakiyesinin temyiz edenlerden alınmasına, 13.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/04/2021 NUMARASI : 2020/1207 ESAS 2021/655 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin taşınmazına haciz konulduğunu, haline münasip taşınmaz olduğunu, 103 davetiyesinin müvekkile gönderildiğini, taşınmazın haline münasip taşınmaz olduğunu, işlenen haczin kaldırılması gerektiğini, müvekkilin taşınmazın satılması halinde yaşamını idame ettiremeyeceğini, taşınmaz üzerindeki haline münasip evinde bulunan haczin kaldırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İPOTEĞİN KALDIRILMASI (FEKKİ) -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; aile konutu olduğu iddia olunan taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 20.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 27.01.2017 günü ... Gazetede yayımlanarak 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 2.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 2.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,15.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan, ve ikamet için zorunlu ögeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Somut olayda borçlu vekili, meskeniyet şikayetinde bulunarak, müvekkiline ait taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını istemiş, mahkemece, borçlunun şikayete konu meskende oturmadığı gerekçesiyle istem reddedilmiştir....
DAVA TÜRÜ : Meskeniyet İddiası Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu İcra Mahkemesi'ne başvurusunda, alacaklı tarafından aleyhine ilama dayalı olarak başlatılan takipte, adına kayıtlı taşınmaza haciz konulduğunu, kıymet takdir raporunun 21.05.2015 tarihinde vekiline tebliğ edilmesi üzerine, hacizden haberdar olduğunu belirterek mesken olarak kullanılan taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda borçlu vekili, meskeniyet şikayetinde bulunarak, müvekkiline ait taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını istemiş, mahkemece, borçlunun şikayete konu meskende oturmadığı gerekçesiyle istem reddedilmiştir.İ.İ.K.nun 82/12. maddesi gereği meskeniyet şikayetinde bulunulabilmesi için, borçlunun adına kayıtlı meskende bizzat oturması şart olmadığı gibi, burayı kiraya vermesi dahi bu talepte bulunmasına engel değildir. Ayrıca borçlunun birden çok taşınmazı olması halinde de bunlardan biri hakkında meskeniyet şikâyetinde bulunabilir.Bu durumda mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda borçlunun meskeniyet şikayetinin incelenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. ...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu ... tarafından, hakkında başlatılan ilamlı icra takibinde haczedilen taşınmaz hakkında, İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi kapsamında haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece taşınmazın tapu kaydında borçlunun serbest iradesi ile koyduğu ipotek olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir....
Mah.... ada ... parselde kayıtlı 1 nolu taşınmazının İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi kapsamında haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, taşınmazın borçlunun haline münasip evi olduğundan bahisle şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir. Borçlunun, daha önce ipotek tesis ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için, ipoteğin, mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller....