Davacıya, murisin askerlikte geçen süresinin borçlanılması talebinin Kurum tarafından reddi üzerine, kesinleşen tespit davası ile borçlanılarak, borçlanma bedelinin ödenmesini takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığı bağlandığı; iş bu dava Kurumun, kusurlu davranışı ile borçlanma hakkını zamanında kullandırmaması nedeniyle mahrum kalınan ölüm aylıklarının maddi tazminat olarak tahsili istemine ilişkin olup; Mahkemece, borçlanma talebinin Kurum tarafından reddedildiği 2008 yılı Haziran ayı ila ölüm aylığının bağlandığı 01.07.2010 tarihleri arasındaki mahrum kalınan ölüm aylıklarının maddi tazminat olarak davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, hükmün Dairemizce; davalı Kurum’un eyleminin 818 sayılı Borçlar Kanununun 41. maddisinde belirtilen nitelikte kusurlu davranış olmayıp, somut olayın özelliği gözetildiğinde askerlik süresinin borçlanılabilmesi için yargı kararının gerektiği, kesinleşen yargı kararı sonrası borçlanma bedelinin ödendiği...
Dava, yurt içi eşya taşıması nedeniyle oluşan hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davacı, davalıya taşıma için teslim edilen malların uğradığı zarar ve mahrum kalınan kar nedeniyle işbu belirsiz alacak davasını açmış, mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda davacının sunduğu faturaya ve ziyaa uğradığını belirttiği mal adedine göre zarar tespiti yapılmış ancak mahrum kalınan kar nedeniyle herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Davacı 25/06/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi tarafından belirlenen 8589,24 TL'lik zarar bedeli üzerinden davasını ıslah edilmiş, ıslah üzerine mahrum kalınan kar hakkında gerekçede herhangi bir değerlendirme de yapılmaksızın söz konusu talebe ilişkin olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamıştır....
Dava, kiracı tarafından kiralayan aleyhine açılan kira sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle peşin ödenen 6 aylık kira parası 9.000 TL'in iadesi, 5.000 TL cezai şart bedeli ve mahrum kalınan 21 aylık kazanç kaybından şimdilik 5.000 TL olmak üzere toplam 19.000 TL'nin ihtarın tebliğinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir....
DELİLLER 1-Poliçe, hasar dosyası, 2-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezin Tramer Kayıtları 3-Tanık 4-Bilirkişi raporu 5-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE Dava, taraflar arasında gerçekleşen trafik kazası nedeniyle mahrum kalınan kar ve hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Görevsizlik; ....Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... Esas ve ... Karar sayılı ilamı ile verilen görevsizlik kararı uyarında dosya mahkememize tevzi edilmekle 2019/212 Esasını almıştır. Araç hasar bedelinden, zarara sebebiyet veren aracın maliki-işleten sıfatıyla, araç sürücüsü-haksız fiil faili olarak, sigorta şirketi-trafik sigortası poliçesi nedeniyle, müştereken ve müteselsilen sorumlu olup, müteselsil sorumluluk ilkeleri uyarınca davacı tarafça, hasar bedeli alacağı sorumluların tamamından talep edebilecektir. Haksız eylemlerde zarar sorumluları, gerçek zarardan sorumlu olurlar....
Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın haksız fesih nedeniyle mahrum kalınan kârin ve cezai şartın tahsili istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 16/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre uyuşmazlık; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle cezai şartın ve mahrum kalınan kârın tahsili istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 11. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 04.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, dairemiz 2015/1968 e., 2015/4374 k. sayılı ve 14.09.2019 günlü bozma ilamına uyulmakla yapılan inceleme neticesinde teminat mektupları ve haksız fesih nedeniyle mahrum kalınan kâr sebebiyle açılan davaların ayrı ayrı reddine, imalat bedeli yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 453.118,87 TL'nin 29.01.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, inşaat yapım sözleşmesinin davalı iş sahibince haksız feshedildiği iddiasıyla imalât bedeli ile mahrum kalınan kârın tahsili istemiyle açılmış, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Yanlar arasında imzalanmış bir sözleşme bulunmamakla beraber davacı tarafından imzalanan ve davalıya gönderilen teklif mektubunun davalı tarafından kabul edilerek toplam 580.000 Euro bedelle inşaat yapımının benimsendiği anlaşılmaktadır....
usul ve yasaya uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporu mahkememizce hüküm kurmaya ve denetime elverişli kabul edilmiştir....
Davacı arsa sahibi tarafından açılan davada taraflar arasında düzenlenen 29.03.1996 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre zamanında bitirilmeyen 18 dükkan, 20 mesken için mahrum kalınan kira bedeli 292.600,00 TL'nin davalıdan tahsili talep edilmiş, mahkemece davalı şirketin iflasına karar verilip daha sonra iflasın kapatıldığı, iflasına karar verilen davalının davacı vakıftan 21 adet tapu alacağı olduğu, davacı vakıf idaresinin bu 21 adet bağımsız bölümün yüklenici şirket adına tescilini yaptırarak alacağının tahsili için icraya satışının istenebileceği, böylece zararın artmasını önleyebileceği, sözleşmeyi ileriye etkili olarak feshedebileceği, davanın hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda inşaatın sözleşmede kararlaştırılan sürede bitirilmediği ihtilâfsız olup, yüklenici işin geç teslimi halinde cezai şartı eksiksiz ödemeyi üstlenmiştir....