Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK' nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir. Somut olayda, talebin trafik kazası nedeniyle hasar tazminatı,değer kaybı ve aracın kullanılamaması nedeniyle mahrum kalınan kazanç kaybından kaynaklanan tazminatın sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkin olduğu, davanın, Türk Ticaret Kanunun 1483 vd. maddelerinde sayılan hususlardan olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 22.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hal böyle olunca, 10.07.1940 tarih ve 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hükümleri gözetilerek, harici satış nedeniyle ödenen bedelin davalıya ödenmesinden itibaren başka bir ifadeyle davalının harici satış nedeniyle verdiğinin istirdadıyla hapis hakkının ortadan kalkacağı, davalının taşınmazı bu tarihten sonra kullanımının geçerli bir nedene dayanmayacağı ve iyiniyetli olarak değerlendirilemeyeceği gözetilerek, harici satış bedelinin tahsili amacıyla açılan alacak davasının açıldığı tarih olan 26.11.2008 tarihinden, davacının mülkiyet hakkının sona erdiği 16.08.2013 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, 20.12.2000 tarihli sözleşmenin davalı iş sahibince haksız olarak feshedildiği ileri sürülerek yapılan masrafların ve mahrum kalınan kâr kaybının tahsili istemiyle açılmış, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davalı tarafın yeterli ödenek temin edememesi sebebiyle akdin haksız olarak feshedildiğinin kabulünün gerekmesine ve beton santrali için yapılan harcamanın tahsilinde de bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin...
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, trafik kazası sebebiyle dava konusu araçta oluşan değer kaybı, araç hasar bedelinin ve mahrum kalınan kar kaybı bedelinin davalılardan tahsili talebine ilişkindir. Davacı ---- tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle ---- plakalı araçta hasar, değer kaybının ve aracın kullanılamaması sebebiyle kira kaybı oluştuğunu, kazaya karışan --- şirketinin -----meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, hasar bedeli, değer kaybı ve mahrum kalınan kar kaybı bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ----- reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılar, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır....
Ancak; 1-Ecrimisil talebi, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; "fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması ve haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği" vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma ve eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, meraya el atılması nedeniyle tazminat isteğine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı, kamu düzeni yönünden resen yapılmıştır. Davacı vekili tarafından davalı aleyhine meraya el atma nedeniyle eski hale getirme bedelinin tahsili istemiyle açılan davanın yapılan yargılaması sonucu yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen karar davalı tarafından istinaf edilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu Kayseri ili Bünyan ilçesi Melikgazi (Akmesçit) mahallesi 103 ada 192 parselin kamu orta malı olarak mera vasfıyla tespit gördüğü ve tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmıştır....
Davalı vekili, tahliye konusunda taraflar arasında şifahı bir anlaşmanın bulunmadığını, davacı tarafın haber vermeden dükkandaki asma katı da söküp götürdüğünü, müvekkilinin uzun çabalar neticesinde anahtarı alabildiğini, mahrum kalınan kira alacağının tahsili için girişilen icra takibinin yerinde olduğunu belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın davacı taraftan tahsili gerektiğini savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi kurulu raporuna göre davacı...’in açmış olduğu davanın kabulüne icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tesbitine davacı şirketin davasının kısmen kabulüne icra takibinde 654 YTL’den borçlu olmadığının tesbitine bakiye istemin reddine, tarafların %40 tazminat istemlerinin yerinde olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı şirket vekilince temyiz edilmiştir....
Meradan yararlanma hakkı olan köy ve belediyeler yoksun kaldıkları yararlanma nedeniyle haksız elatmanın kaldırılmasını, hayvanlarının yararlanamaması sebebiyle ot bedelini, mülkiyet hakkı sahibi olan Hazine ise, haksız elatmanın giderilmesi ve bunun dışında 4342 sayılı Mera Kanununun 4/4 maddesine dayanarak meralarda meydana gelen tahribat sebebiyle eski hale getirme masraflarının tahsilini haksız eylem sahibinden isteyebilir. Başka bir ifade ile köy ve belediyelerin eski hale getirme masraflarını, Hazinenin de ot bedelinin tahsilini talep etmesine olanak yoktur. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesinde mera, yaylak ve kışlakların hukuki durumu belirlenmiş, 5. maddede mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilecek yerler sayılmış, 6. maddede ise mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdit işlemlerinin GıdaTarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yapılacağı belirtilerek komisyonun kurulma ve çalışma şekli hükme bağlanmıştır....
Dosya içerisindeki 03.06.2011 tarihli bilirkişi raporuna göre kali istenen binanın iki katlı, üzeri çinko çatı ile örtülü yığma olarak tuğladan yapılmış ve beton ile sıvanmış ayrıca yaz-kış oturulabilecek nitelikte mesken olduğu belirtilmektedir. Bu nitelikteki bir bina yukarıda belirtilen yasa hükmü gereğince kalıcı konut vasfında olup inşaat yasağına aykırılık teşkil eder. Bu nedenle mahkemece kal kararı verilmesi gerektiği halde diğer belde sakinlerinin de benzer nitelikte evler yaptıkları gerekçesiyle ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, kural olarak, meraların kuru mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı köy ve belediyelere aittir. Meradan yararlanma hakkı olan köy ve belediyeler yoksun kaldıkları yararlanma nedeniyle haksız elatmanın kaldırılmasını, hayvanlarının yararlanamaması sebebiyle ot bedelinin tahsilini haksız eylem sahibinden isteyebilir....
Bir başka deyişle; kötüniyetli zilyedin geri vermekle yükümlü olduğu bir şeyi haksız olarak alıkoyması nedeniyle kayıt malikine ödemekle yükümlü olduğu en azı kira geliri, en çoğu ise mahrum kalınan gelir kaybı olan bir tür haksız kullanım tazminatıdır. Açıklanan bu tanıma göre, bir taşınmazı haksız olarak kullanan ya da başkasına kullandıran kişinin ecrimisilden sorumlu olacağı açıktır. O halde, taşınmazı haksız olarak kullanan davalının ecrimisilden sorumlu olacağını belirlemek ve bu olgu benimsenmek suretiyle işin esası hakkında yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki; mahkemece haksız işgal tazminatının davalının temerrüde düştüğü 15.08.2010 tarihinden dava tarihine kadar hesaplanan miktarın ödenmesine karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazı davalıya kiralayan ihbar olunan ...'...