Mahkemece, MÖHUK 24. maddesi gözetilerek, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin karakteristik edimi nedeniyle uyuşmazlığa Alman Hukuku’nun uygulanmasına karar verilmesi doğru olmakla birlikte, Alman Ticaret Kanunu 89. maddesi uyarınca, sözleşme ilişkisinin 6 aylık bir bildirim süresi verilerek feshedilmesi gerekirken, davalı tarafça yapılan fesih bildiriminde sadece 1 aylık süre verilerek sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin anlaşılması nedeniyle, bu durumda mahkemece eksik kalan 5 ay yönünden mahrum kalınan kâr hesabı yapılması gerekirken, 6 aylık süre için hesap yapılması doğru olmamış, kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir. 3- Ayrıca, tazminat hukukunda geçerli olan zenginleşme yasağı uyarınca, ancak zararı giderecek ölçüde tazminat talep edilebilecek olup, mahrum kalınan kâr hesabı yapılırken 5 aylık süre içerisinde davacı tarafın yapmaktan kurtulduğu masrafların da tespit edilip hesaptan düşülmesi gerekirken, bu hususta herhangi bir araştırma ve değerlendirme...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık erken tahliye nedeniyle mahrum kalınan kira ve ödenmeyen elektrik bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, karar Sulh Hukuk Mahkemesince verilmiştir. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğundan dosyanın adı geçen daireye gönderilmesine, 28.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hükmü, taraflar temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalıların bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacının temyiz itirazlarına gelince; Davada haksız işgal nedeniyle elde edilemeyen ürün kaybı (gelir kaybı) zararının da tahsili istenmiştir. Davada dayanılan kira sözleşmesi 05.10.2009 başlangıç tarihini taşımaktadır. Dava ise, 09.11.2009 tarihinde açılmıştır. Taşınmazın kira sözleşmesine rağmen, sürekli olarak davalılar elinde bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Nitekim davacı, taşınmazda ürün elde etmek amacıyla sarfettiği tohum, gübre ve sürüm bedelini de dava konusu yapmış, mahkemece bu istek de hüküm altına alınmıştır. Davacı, bu işlemleri tamamladığına ve taşınmazı davalıların elatmaları sürdüğünden kullanamadığına göre, 2009 yılı hasat mevsimi ürün kaybı zararını talep edebilir. Bu istemde bulunabilmesi için, ayrıca hasat mevsimini geçirmiş olması gerekmez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.08.2005 gününde verilen dilekçe ile meraya müdahalenin men'i, kal, tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 18.11.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mera parseline elatmanın önlenmesi, yıkım eski hale getirme ve ot bedelinin tahsili istemleriyle açılmıştır....
. olarak; talimat yoluyla alınan ek rapora aynen katılınarak, Sayın Mahkeme, davacı sözleşmesinin haksız....
BK 44 maddesi (TBK 52.madde) koşulları oluşmadığı halde mahkemece bu yöndeki yetersiz bilirkişi raporu esas alınıp tespit edilen brüt mahrum kalınan kardan indirim yapılması ve mahkemece sözleşmenin haksız feshedildiği ve sahte sigaraların davalıdan fatura ile satın alındığı kabul edildiği halde davacının bedelini ödemek zorunda kaldığı ve el konulan sahte sigaralara ilişkin bedelin tazminine karar verilmemesi yerinde değildir. Mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacının mahrum kaldığı karın tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT -KARAR- Dava, haksız elatma nedeniyle taşınmaz bedelinin ve mahrum kalınan gelir kaybının tazmini isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 4.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 22.10.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
Meradan yararlanma hakkı olan köy ve belediyeler yoksun kaldıkları yararlanma nedeniyle haksız elatmanın kaldırılmasını, hayvanlarının yararlanamaması sebebiyle ot bedelini, mülkiyet hakkı sahibi olan Hazine ise, haksız elatmanın giderilmesi ve bunun dışında 4342 sayılı Mera Kanununun 4/4 maddesine dayanarak meralarda meydana gelen tahribat sebebiyle eski hale getirme masraflarının tahsilini haksız eylem sahibinden isteyebilir. Başka bir ifade ile köy ve belediyelerin eski hale getirme masraflarını, Hazinenin de ot bedelinin tahsilini talep etmesine olanak yoktur. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesinde mera, yaylak ve kışlakların hukuki durumu belirlenmiş, 5. maddede mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilecek yerler sayılmış, 6. maddede ise mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdit işlemlerinin GıdaTarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yapılacağı belirtilerek komisyonun kurulma ve çalışma şekli hükme bağlanmıştır....
Ancak; 1-Ecrimisil talebi yönünden yapılan inceleme yönünden bilindiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihat Birleştirme Kararında; "fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması ve haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği" vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma ve eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....