Köyünde bulunan merayı ekip biçmek ve söz konusu meraya kavak dikmek suretiyle, bir hakka dayanmaksızın köy tüzel kişiliğine ait mera üzerinde tasarrufta bulunduğu ve bu şekilde üzerine atılı hakkı olmayan yere tecavüz suçunu işlemiş iddiasıyla TCK'nın 154/2. maddesi delâletiyle 154/1., 53/1., c. 14.04.2009 tarihli ve 2009/668 Esas sayılı iddianamesi ile, sanığın 05.04.2009 tarihinde, katılan ... ve şikayetçiler ... ve ...'a ait gayrimenkullere ve ... Köyü tüzel kişiliği adına kayıtlı köy merasına maliklerin izni ve köy ihtiyar heyetinin kararı olmaksızın yol açarak kullandığı iddiası ile TCK'nın 154/1, 43/2, 53/1. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle dava açılmış, açılan davalar Mahkemece birleştirilerek yargılama yapılmıştır. 2. ... Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.05.2014 tarihli ve 2007/131 Esas, 2014/491 Karar sayılı kararı ile; a-......
Merayı kullanma hakkına sahip olan köy tüzel kişiliği ile meranın sahibi konumundaki Hazinenin suçtan zarar gören konumunda oldukları göz önüne alındığında, meraların sahibi olup üzerinde sınırlı da olsa tasarruf, denetleme ve koruma yetkisi bulunan Hazinenin, meraya tecavüz suçlarında doğrudan zarar gördüğü ve buna bağlı olarak davaya katılma hak ve yetkisinin bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları da bu doğrultudadır. Bu nedenle yerel mahkemece Hazinenin davaya katılmasına karar verilmesinde ve mahkûmiyetle birlikte Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Yargıtay 8....
Merayı kullanma hakkına sahip köy tüzel kişiliği ile meranın sahibi olan Hazinenin suçtan zarar gören konumunda oldukları göz önüne alındığında, meraların sahibi olup üzerinde sınırlı da olsa tasarruf, denetleme ve koruma yetkisi bulunan Hazinenin, meraya tecavüz suçlarında doğrudan zarar gördüğü ve buna bağlı olarak davaya katılma ve hükmü temyiz etme hak ve yetkisinin bulunduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle yerel mahkemece Hazinenin davaya katılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.05.2016 gün ve 996-259; 15.03.2016 gün ve 981-129; 18.02.2014 gün ve 130-71; 14.01.2014 gün ve 222-6 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin ret kararının kaldırılmasına, dosyanın temyiz incelemesinin yapılması amacıyla Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir....
Suçun maddi unsurunu oluşturan seçimlik hareketler; merayı kısmen veya tamamen zapt etme veya üzerinde tasarrufta bulunma ya da sürüp ekmektir. Zapt etme; taşınmazdan başkalarının kısmen veya tamamen yararlanmasını engellemek, taşınmazı fiilen el altında tutmaktır. Tasarruf etmek ise, taşınmazın devamlı bir biçimde kullanılması olup kısa süreli tasarruflar, kanunun aradığı anlamda tasarruf değildir. Öte yandan sürüp ekmek de, taşınmaz üzerinde tasarruf etme şekillerinden biridir. Suçla korunan hukuki yarar meraların mülkiyet ve ortak kullanım hakkının korunmasıdır. Bu suçla meraya vâki tecavüz eylemlerinin herhangi bir şikâyet ve başvuru şartına bağlı olmaksızın etkin bir biçimde yaptırım altına alınması ve bu suretle meraların korunması amaçlanmıştır. Böylelikle Devlet, Anayasanın 45. maddesinde belirtilen meraların amaç dışı kullanılması ve tahribinin önlenmesi yükümlüğünü de yerine getirmiş bulunmaktadır. Suçun mağduru meradan yararlanma hakkı olan herkestir....
Suçun maddi unsurunu oluşturan seçimlik hareketler; merayı kısmen veya tamamen zapt etme veya üzerinde tasarrufta bulunma ya da sürüp ekmektir. Zapt etme; taşınmazdan başkalarının kısmen veya tamamen yararlanmasını engellemek, taşınmazı fiilen el altında tutmaktır. Tasarruf etmek ise, taşınmazın devamlı bir biçimde kullanılması olup kısa süreli tasarruflar, kanunun aradığı anlamda tasarruf değildir. Öte yandan sürüp ekmek de, taşınmaz üzerinde tasarruf etme şekillerinden biridir. Suçla korunan hukuki yarar meraların mülkiyet ve ortak kullanım hakkının korunmasıdır. Bu suçla meraya vâki tecavüz eylemlerinin herhangi bir şikâyet ve başvuru şartına bağlı olmaksızın etkin bir biçimde yaptırım altına alınması ve bu suretle meraların korunması amaçlanmıştır. Böylelikle Devlet, Anayasının 45. maddesinde belirtilen meraların amaç dışı kullanılması ve tahribinin önlenmesi yükümlüğünü de yerine getirmiş bulunmaktadır. Suçun mağduru meradan yararlanma hakkı olan herkestir....
Suçun maddi unsurunu oluşturan seçimlik hareketler; merayı kısmen veya tamamen zapt etme veya üzerinde tasarrufta bulunma ya da sürüp ekmektir. Zapt etme; taşınmazdan başkalarının kısmen veya tamamen yararlanmasını engellemek, taşınmazı fiilen el altında tutmaktır. Tasarruf etmek ise, taşınmazın devamlı bir biçimde kullanılması olup kısa süreli tasarruflar, kanunun aradığı anlamda tasarruf değildir. Öte yandan sürüp ekmek de, taşınmaz üzerinde tasarruf etme şekillerinden biridir. Suçla korunan hukuki yarar meraların mülkiyet ve ortak kullanım hakkının korunmasıdır. Bu suçla meraya vâki tecavüz eylemlerinin herhangi bir şikâyet ve başvuru şartına bağlı olmaksızın etkin bir biçimde yaptırım altına alınması ve bu suretle meraların korunması amaçlanmıştır. Böylelikle Devlet, Anayasının 45. maddesinde belirtilen meraların amaç dışı kullanılması ve tahribinin önlenmesi yükümlüğünü de yerine getirmiş bulunmaktadır. Suçun mağduru meradan yararlanma hakkı olan herkestir....
Merayı kullanma hakkına sahip köy tüzel kişiliği ile meranın sahibi olan Hazinenin suçtan zarar gören konumunda oldukları göz önüne alındığında, meraların sahibi olup üzerinde sınırlı da olsa tasarruf, denetleme ve koruma yetkisi bulunan Hazinenin, meraya tecavüz suçlarında doğrudan zarar gördüğü ve buna bağlı olarak davaya katılma, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara itiraz etme ve hükmü temyiz etme hak ve yetkisinin bulunduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle yerel mahkemece Hazinenin davaya katılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi katılan ... vekilinin hükmü temyize hak ve yetkisinin olduğu kabul edilmelidir. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.03.2016 gün ve 981-129; 14.01.2014 gün ve 222-6; 18.02.2014 gün ve 130-71 sayılı kararları da bu doğrultudadır....
Merayı kullanma hakkına sahip olan köy tüzel kişiliği ile meranın sahibi konumundaki Hazinenin suçtan zarar gören konumunda oldukları gözönüne alındığında, meraların sahibi olup üzerinde sınırlı da olsa tasarruf, denetleme ve koruma yetkisi bulunan Hazinenin, meraya tecavüz suçlarında doğrudan zarar gördüğü ve buna bağlı olarak davaya katılma ve hükmü temyiz etme hak ve yetkisinin bulunduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle yerel mahkemece Hazinenin davaya katılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.01.2014 gün ve 222-6; 18.02.2014 gün ve 130-71 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin katılan Maliye Hazinesi vekilinin temyizine yönelik ret kararının kaldırılmasına, dosyanın temyiz incelemesinin yapılması amacıyla Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir....
Davalı tarafın dayandığı Kulp Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/44 Esas, 2003/33 Karar sayılı dava dosyası incelendiğinde, davacı ...ve müşterekleri tarafından ... ( ...) aleyhine köy merasına müdahale edildiği iddiası ile meraya vaki müdahalenin önlenmesi istemi ile dava açıldığı, yargılama sırasında Hazine ve Argün Köyü Tüzelkişiliği'nin taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiası ile davaya katıldıkları, yargılama sonucunda ise Kulp Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.03.2003 tarihli ve 2001/44 Esas, 2003/33 Karar sayılı kararı ile, kadimden beri köylünün hayvanlarını otlattığı ve köylünün müşterek kullandığı merayı davalının sürmek sureti ile müdahale ettiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, hükme esas alınan 10.06.2002 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 56.726,12 metrekare yüzölçümündeki kısmın mera vasfı ile sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına ve bu kısma davalının elatmasının önlenmesine karar verilmiş ve iş bu karar...
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF ve İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece kal talebimizin reddine ve T5 hakkında davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle söz konusu kararı istinaf ettiklerini, davalı T5 tarafından Pazar İlçesi Mera teknik ekibinin yaptığı incelemelerde T5'un dava konusu merayı kullandığı tespit edilmiş olup; bütün bu tespitler değerlendirilmeden verilen karar yasa ve usule aykırı olup; istinafı gerektiğini, ayrıca taşınmazda davalılar tarafından meraya yapılan yapıların kaldırılması için de kal talebimiz bulunmakta olup; bu talebimizde değerlendirilmeden verilen kararı bu yönden de istinaf ettiklerini, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur....