Davalı köy temsilcisi, mera işlemlerinin 1960 yılında kesinleştiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, meralara karşı zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescil davası açılamayacağını, davacının kullandığı parselin meraya komşu olması nedeniyle merayı kendi parseline katarak taşınmazını genişletmek yoluna gittiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı Hazine vekili, kadastrodan önceki nedene dayanılarak tapu iptali ve tescil istendiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, zilyetlikle edinme için gerekli koşulların oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili ve davalı Hazine temsilcisi temyiz etmiştir. Hukuki nitelikleri itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan meralar özel mülkiyete konu olamazlar....
Maddesi gereği bedelinin talep edildiğini, zararı gidermeleri halinde işgalciler hakkında genel hükümler kapsamında dava açılmasına karar verildiğini, mera komisyonunun 30/11/2018 tarih ve 2018/22 sayılı Kararının gerekçesinde merayı eski hale getirme bedellerinin hesaplanmasında Iğdır, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Koordinasyon ve Tarım. Veril....
eski hale getirme bedelinin davalı T6'dan dava tarihi 05/02/2020 itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, Davalı T5'ın 05/01/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda Z1 ile belirtilen 211,85 m²'lik alana yaptığı müdahalenin menine, 117,15 TL merayı eski hale getirme bedelinin davalı T5'dan dava tarihi 05/02/2020 itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, Davalılar T4 ve T3 yönünden DAVANIN REDDİNE, 2- 05/01/2021 havale tarihli fen bilirkişisi ve harita mühendisi bilirkişi heyet raporunun kararın eki sayılmasına, dair karar verilmiştir....
Temyiz Nedenleri Davalı ... temyiz dilekçesinde; dava konusu yerin kendisine ait taşınmazın devamı niteliğinde olduğunu, davacıların adına tesciline karar verilen bölüm ile davacılara ait 375 parsel sayılı taşınmaz arasında 378 nolu mera parselinin bulunduğunu, davacıların merayı atlayarak 400 metrekarelik yeri kullanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Mahkemece bu hususa dikkat edilmediğini belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre kadastro öncesi kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi 3.3. Değerlendirme Mahallinde yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarından çekişmeli taşınmazın davacı tarafından kullanıldığı ve kadastro tespitine kadar davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır....
Temyiz Nedenleri Davalı ... temyiz dilekçesinde; dava konusu yerin kendisine ait taşınmazın devamı niteliğinde olduğunu, davacıların adına tesciline karar verilen bölüm ile davacılara ait 375 parsel sayılı taşınmaz arasında 378 nolu mera parselinin bulunduğunu, davacıların merayı atlayarak 400 metrekarelik yeri kullanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Mahkemece bu hususa dikkat edilmediğini belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre kadastro öncesi kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi 3.3. Değerlendirme Mahallinde yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarından çekişmeli taşınmazın davacı tarafından kullanıldığı ve kadastro tespitine kadar davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır....
Kısaca söylemek gerekirse, mera olan taşınmaza elatan, merayı bozarak oradan toprak taşıyan kişi davalı Lütfi Topraklı’dır. Davalının eylemi ise bir haksız fiildir. Haksız fiile ilişkin davalarda uygulanacak zamanaşımı da Borçlar Kanununun 66.maddesi gereğince mutazarrır olan tarafın verdiğini istirdada hakkı olduğuna ıttıla tarihinden itibaren bir sene ve her halde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren on senedir. Davacı Hazine, istirdada hakkı olduğunu 19.12.2003 olan suç tutanağı ile öğrendiğini, dava ise 15.12.2004 tarihinde açıldığına göre, olayda zamanaşımı gerçekleşmemiştir....
Kaldı ki Mera Kanununa göre bir merayı başka köylerdeki vatandaşlar da kullanabilir. Hal böyle olunca mahkemece, idari yoldan tüzel kişiliği kaldırılan davacı köyün yerine ... yargılamaya dâhil edilerek beyan ve delilleri sorulmalı, bildirdikleri takdirde delilleri toplanmalı ve bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu husus gözetilmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davacı ... Başkanlığına geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
muhtarı olan sanığın köye ait meraları 5 sürü sahibine kiraya vermek suretiyle elde ettiği 12.000 TL'yi zimmetine geçirdiği iddia edilen olayda; 442 sayılı Köy Kanunu ve 4342 sayılı Mera Kanununun 4, 6, 12, 13 ve 30. maddeleri ile ilgili Yönetmelik hükümlerine göre meraları kiralama yetkisinin İl Mera Komisyonuna ait olduğu, köy muhtarının yetkisinde ve zilyetliğine devredilmiş koruma ve gözetim yükümlülüğünde bulunmayan mallara yönelik eylemlerin zimmet suçunu oluşturmayacağı, İl Mera Komisyonu'nun yetkisinin dışında kalan ve Köy Kanununun 6, 8 ve 17. maddelerinde “köy parası” içerisinde sayılan “köy namına yazılı emlak ve araziler ile köy sınırı içindeki otlakların” kiralanmasından elde edilen gelirlerin mal edinilmesi eylemlerinin ise “zimmet” suçunu oluşturabileceği anlaşılmakla, öncelikle taşınmazların 4342 sayılı Kanuna tabi Mera vasfında olup olmadığı İl Mera Komisyonundan sorulup varsa tapu kayıtları getirtilerek, gerektiğinde bilirkişi marifetiyle keşif yapılmasından ve merayı...
Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında komşu parsellere ait tüm kayıtlar ve davacı murisi adına tespit edilen komşu 506 parsele uygulandığı anlaşılan 17.12.1947 tarih ve 207 nolu tapu kaydı okunup hudutları tek tek göstertilmeli, hudutlardaki çimenlik ve tepenin kamu orta malı niteliğinde merayı ifade edip etmediği saptanmalı, eylemli durumda var olan 444 parsel sayılı meranın kadim mera olup olmadığı üzerinde durulup, meranın kadim olduğunun belirlenmesi halinde 506 parsele uygulanan kayıt miktar fazlasının meradan elde edilip edilmediği belirlenmeli, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, uzman ziraat mühendisi kurulundan arazinin niteliğini ve mera ile arasında ayırıcı unsur olup olmadığını belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, teknik bilirkişiye uygulanan kayıtlarının kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, tespite aykırı sonuca varıldığı takdirde...
Davalı vekili cevap dilekçesinde; tahsis kararı verilen Çavuşoğlu Mahallesinde bulunan parsellerin Çavuşoğlu Mahallesi tarafından kullanılmadığını, davacılar tarafından kullanıldığını, zaten davacılara ait taşınmazların ilgili parsellere komşu olması nedeniyle kullanım halinde zarara uğrayacağının bu nedenle ilgili tahsis kararının iptal edilmesi gerektiğinin belirtildiğini, dava konusu mera parsellerinin müvekkili kuruma bağlı bir mahalle olan Çavuşoğlu Mahallesine tahsis edildiğini, meranın mülkiyeti konusunda bir itilaf mevcut olmadığını, merayı otlatma konusuna gelince Çavuşoğlu Mahallesi de Söğütlü Mahallesi de Aziziye Belediyesine bağlı olduklarından karşı karşıya gelmelerinin mümkün olmadığını, dava neticesinde tahsis kararı iptal edilse bile Çavuşoğlu Mahallesinin merayı kullanma hakkının ortadan kalkmayacağını, kararın fiili kullanımı engelleyemeyeceğini belirtmiş, davanın reddini talep etmiştir....