Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder. Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır. Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.09.2005 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme bedeli istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.10.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mera olan taşınmazlara davalıların haksız elatmalarının önlenmesi ve eski hale getirme bedelinin tahsili istemleriyle açılmıştır. Davalılar, nizalı taşınmazları dava dışı Köy Muhtarlığından kiraladıklarını, bir yıl ekip biçtiklerini, mera olduğunun saptanması üzerine taşınmazdan el çektiklerini, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiştir....
Köyü merasının tahsis amacının değiştirildiğini bu işlemin İdare Mahkemesi kararı ile iptal edildiğini ve kararın kesinleştiğini İdare Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında alınan rapor ile bu işlemin çok tehlikeli sağlık problemlerine yol açabileceğinin tespit edildiğini buna rağmen davalının boru döşeyerek atıkları meraya boşaltmaya devam ettiğini, davacının bu köyde yaşadığını ve hayvancılıkla uğraştığını atıkların boşaltıldığı yere çok yakın bölümde tarlası bulunduğunu ileri sürerek davalının meraya elatmasının önlenmesini ve meraya boru döşeme işleminin tedbiren dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasını talep etmiştir. Davalı vekili davanın meraya elatmanın önlenmesi talepli dava olduğunu, mera konusunda tasarrufta bulunma ve dava açma yetkisinin köy muhtarına ait olduğunu, davacının bu davayı açamayacağını belirterek hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddini savunmuştur....
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar Dairemizce mera komisyon çalışmalarının devam ettiği, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden söz edilerek bozulmuştur. Bozma kararına uyulmuş ve bu kez mahkemece mera komisyon çalışmalarının ileri yıllarda ödenek gelir ise devam edeceği, bu nedenle uyuşmazlığın komisyonca giderilemediği, henüz mera sınırları belirlenmediğinden elatmanın söz konusu olmayacağı gerekçesi reddedilmiştir. Hükmü davacı köy tüzel kişiliği vekili temyiz etmiştir. Davacı köy, kadastro tesbitinde davalı köy sınırı içinde kalan ve davalı köy lehine sınırlandırılan meranın kadim meraları olduğu iddiasına dayalı elatmanın önlenmesi istemi ile dava açmıştır. Dosya içindeki yazışmalardan anlaşılıyor ki dava konusu yerde ödenek yokluğu nedeniyle mera komisyon çalışmaları devam etmemektedir. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözümsüz bırakacak şekilde karar verilmesi doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mer'a sınırlandırmasının iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi ve yıkım ... ve müşterekleri ile davalı-karşı davacı ...ve... Köyü Tüzel Kişiliği, ... mirasçıları; ... ve müşterekleri aralarındaki mer'a sınırlandırmasının iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Karabük Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.07.2010 gün ve 132/390 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi ...vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar ... ve arkadaşları vekili, satın alma ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik nedeniyle 122 ada 39 nolu mera parseline ait sınırlandırmanın iptaliyle vekil edenlerinin miras bırakanı ...mirasçıları adına hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, davalının ... ili, .... ilçesi, ... köyü 99 ve 186 no'lu mera parsellerine elatmasının önlenmesiyle eski hale getirme tazminatı olarak ....051,39 TL'nin davacı hazineye ödenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacı ... vekili temyiz etmiştir. ...-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. ...- Davacı dava dilekçesinde .... ili, ... ilçesi, ... köyü 186 no'lu mera parselinin T...., T...., T.... ve T.... simgesiyle gösterilen kısımları ile 99 no'lu mera parselinin T.... simgesiyle gösterilen kısımlarına yönelik elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur. Mahkemece hüküm kurulurken 186 no'lu mera parselinin tamamı (T...., T...., T.... ve T....) ile 99 no'lu mera parselinin tamamına ilişkin hüküm kurulmuştur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/10/2020 NUMARASI : 2018/162 ESAS - 2020/227 KARAR DAVA KONUSU : Mera, Yaylak Ve Kışlağa İlişkin Davalar (Mera Tespit Komisyonu Kararının İptali) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Erzurum Valiliği Mera Tahsis Komisyonunun, 20.04.2018 tarih ve 10 sayılı mera tahsis kararı ile Çavuşoğlu Mahallesi'nde bulunan; 101 Ada 1, 67, 68, 69, 102 Ada 61, 62,103 Ada 144, 105 Ada 87, 88, 89, 106 Ada 57, 107 Ada 25, 128 Ada 302, 303, 304, 305, 306 Nolu parsellere Aziziye İlçesi Çavuşoğlu Mahallesi sakinlerinin hayvanlarını otlatmak koşulu ile T63 tahsis ettiğini, bu işlemin usul, yasa ve hakkaniyete ve müktesep haklara aykırı olduğunu, Çavuşoğlu Mahallesinin kadimden beri bu meraları hiçbir şekilde kullanmadığını, Çavuşoğlu Mahallesi'nin kadimden beri kullanmış olduğu meranın, kendi hayvanlarını otlatmaya yeterli miktarda olduğunu, müvekkillerinin Söğütlü Mahallesi sakinleri olup kadimden beri...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.02.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mera parseline elatmanın önlenmesi ve kal istemleriyle açılmıştır. Davacı Hazine, mera niteliğindeki 372 parsel sayılı taşınmazın 525m2'lik kısmına davalının zeytin ağacı dikmek suretiyle haksız elattığını belirterek davalının elatmasının önlenmesini ve zeytin ağaçlarının kalini istemiştir. Davalı,davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,dava kısmen kabul edilerek davalının mera niteliğindeki 372 parsel sayılı taşınmaza müdahalesinin önlenmesine,kal talebinin ise reddine karar verilmiştir....
Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz. (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). Meraya el atmanın önlenmesi davası kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzelkişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu atında olan yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Kural olarak meraların kuru mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı köy ve belediyelere aittir....
Mera Kanununun 6. maddesine göre mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılır. Uygulamayı yapacak merci ise valilik onayı ile oluşturulacak olan mera komisyonu ve komisyona bağlı olarak çalışan teknik ekiplerdir. 4. Aynı Kanunun 3. maddesinde yapılan tanımlamalara göre, Tahdit; çayır, mera, yaylak ve kışlak arazisi olduğuna karar verilen yerlerin sınırlarının usulüne uygun olarak ülke nirengi sistemine dayalı 1/5000 ölçekli haritalar üzerinde belirtilmesini ve bu sınırların arazi üzerinde kalıcı işaretlerle işaretlenmesini, tespit; bir yerin mera, yaylak ve kışlak arazisi olup olmadığının resmi evrakla ve bilirkişi ifadeleri ile belgelendirilmesini, ifade eder. 5....