"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.07.2007 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal eski hale getirme, tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.05.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine vekili davalı aleyhine 26.07.2007 tarihinde verdiği dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi kal ve eski hale getirme bedelinin tahsis tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme davayı kabul etmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Dava meraya vaki elatmanın önlenmesi, kal ve eski hale getirme bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz. (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). Meraya el atmanın önlenmesi davası kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzelkişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu atında olan yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Kural olarak meraların kuru mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı köy ve belediyelere aittir....
HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu taşınmazlar mera vasfıyla kamu orta malları siciline kayıtlıdır. 3402 sayılı yasanın 18. maddesi uyarınca Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez. Yine 4342 sayılı yasanın 4. maddesi " Mera, yaylak ve kışlakların kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye aittir. Bu yerler Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Komisyonun henüz görevine başlamadığı yerlerde, evvelce çeşitli kanunlar uyarınca yapılmış olan tahsislere ve teessüs etmiş teamüllere göre; mera, yaylak ve kışlakların köy veya belediye halkı tarafından kullanılmasına devam olunur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Meraya Elatmanın Önlenmesi K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, Hazine tarafından 522 numaralı mera parseline davalının vaki elatmasının önlenmesi ve eski hale getirme bedelinin tazmini isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.12.2004 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 1.11.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı mirasçıları tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, meraya elatmanın kal suretiyle giderilmesi, ecrimisil ve ot bedelinin işgal tarihinden geçerli faizi ile birlikte tahsili istemleri ile açılmıştır. Mahkemece dava kabul edilmiştir. Hükmü davalı mirasçıları temyiz etmiştir. Mera, hayvanların otlatılması ve otundan yararlanması için tahsis edilen veya kal’inden de bu amaçla kullanılan yerdir....
Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, mahkeme kararı ile mera olarak sınırlandırılarak özel siciline kaydedilen taşınmaza davalının müdahalesi sebebiyle Hazine tarafından açılan davalının meraya vaki elatmasının önlenmesi isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.)...
Dava, meraya elatmanın önlenmesi, kâl ve tazminat istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 187/1. maddesi; "İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir", 189. madesi; "1-Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir, 2-Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz, 3-Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat olunamaz, 4-Bir vakıanın ispatı için gösterilen delilin caiz olup olmadığına mahkemece karar verilir"; 190. maddesi; "1-İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir, 2-Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır....
Davacı köyün, dava dışı Alıcık köyü ve bu köyden olan gerçek kişiler aleyhine açmış olduğu elatmanın önlenmesi davasının yargılamaları sırasında da bu belge uygulanmış ve 1963/4 E, 1964/29 K. sayılı ilamı ile belge kapsamında kalan yerde davacı köyün müşterek yararlanma hakları olduğuna karar verilmiştir. Anılan bu dosya getirtilmiş ise de, bilirkişi rapor ve krokisi keşifte uygulanmamıştır. Fen bilirkişileri 06.09.2004 tarihli rapora ekli krokilerinde çekişmeli mera ve yaylanın yüzölçümünü ve tüm sınırların gösterir şekilde işaretlememişler, yalnızca davacı ve davalı köyün iddialarına göre iki ayrı sınırı göstermekle yetinmişlerdir. Bundan ayrı, bilirkişiler 26.5.1931 tarihli ve 414 numaralı tapu kaydının çekişmeli mera ve yaylayı kapsadığını belirtmişler ise de, tapu kaydının kapsadığı sınırları krokide işaretlememişlerdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DİYADİN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/02/2015 NUMARASI : 2010/199-2015/61 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava meraya elatmanın önlenmesi, mera niteliği ile sınırlandırma istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 15.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava, mera, yaylak ve kışlağa ilişkin davalar (tapu iptali ve el atmanın önlenmesi sınırlandırma) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. ".. 31/05/1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir....