Mera, yaylak ve kışlaklara ilişkin uyuşmazlıklar ferman, şer’i ilam, tahsis kararı vs resmi belgelere veya kadim yararlanma hakkına dayanılarak çözümlenir. Davaya konu mera vasıflı 111 ada 2 parsel sayılı taşınmaz, 1964 yılında toprak tevzi komisyonu kararı ile davalı ... merası olarak 444 parsel olarak tespit edilmiş, fakat bu karar kesinleşmemiştir. 1965 yılında toprak tevzi komisyonu bu kere 20 parsel numarası ile aynı taşınmazı davacı ... merası olarak tahsis etmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmaz 1988 yılında kadastro çalışmaları ile 111 ada 2 parsel numarasını almış ve davalı ... merası olarak özel siciline tescil edilmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere davacı ... tüzel kişiliği lehine 4342 sayılı Mera Kanununun 5/a. Maddesi uyarınca kesinleşen tahsis kararı bulunduğundan davanın kabulü gerekirken, hudutname uygulamak suretiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....
yerler, b) Devletin hüküm ve tasarrufunda veya Hazinenin mülkiyetinde bulunan arazilerden etüt sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanılabileceği anlaşılan yerler, c) Mera, yaylak ve kışlak olarak kullanılmak amacıyla kamulaştırılacak yerler ve d) Tapu kayıtlarında mera, yaylak ve kışlak olarak görülen ve halen işgal edilen yerler hükmüyle bu hususun düzenlendiğini, dava konusu yerler de m.5/b'de düzenlenen yerlerden olduğunu, Hazinenin mülkiyetinde bulunan yerlerin yapılan etüt sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanabileceği anlaşılmış ve gereğinin yapıldığını, davacının zilyetliğinin tespiti ve bunun tapu kütüğüne şerhi bu davayla ilgili olmadığını ve birlikte açılamayacağını, zilyetliğin tespiti bir tespit davası olduğunu, çekişmesiz yargının konusu olduğunu, müvekkili ile bunun ilgisi olmadığını, davanın öncelikle görev o olmazsa usulden ve süre yönünden, o da olmazsa esastan reddini lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesini istemiştir....
Mera Kanununun 6. maddesine göre mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi ... ve ... Bakanlığınca yapılır. Uygulamayı yapacak merci ise valilik onayı ile oluşturulacak olan mera komisyonu ve komisyona bağlı olarak çalışan teknik ekiplerdir. Aynı Kanunun 3. maddesinde yapılan tanımlamalara göre, Tahdit; çayır, mera, yaylak ve kışlak arazisi olduğuna karar verilen yerlerin sınırlarının usulüne uygun olarak ülke nirengi sistemine dayalı 1/5000 ölçekli haritalar üzerinde belirtilmesini ve bu sınırların arazi üzerinde kalıcı işaretlerle işaretlenmesini, Tespit; bir yerin mera, yaylak ve kışlak arazisi olup olmadığının resmi evrakla ve bilirkişi ifadeleri ile belgelendirilmesini, ifade eder. Tahsis, 4342 sayılı Mera Kanununun 3. maddesinde; çayır, mera, yaylak ve kışlakların kullanımlarının verimlilik ve sosyal ... ilkelerine uygun şekilde düzenlenerek, münferiden ya da müştereken yararlanılmak üzere bir veya birkaç köy ya da belediyeye bırakılması olarak tarif edilmiştir....
Burada öncelikle belirtilmesi gereken husus 4342 sayılı Mera Kanununda mahkemelere şekli denetim yetkisi verilmediği, mera komisyonu kararlarının yargı yerinde çekişmenin esası yönünden incelenebileceği sorunudur. Kaldı ki, mahkeme bir yandan mera komisyonunun şekil yöntemine uygun karar almadığını vurgularken bunun gerekçelerini karar yerinde göstermemiştir. Çekişmenin esasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Uyuşmazlık konusu 103/111, 103/107 ve 106/49 parsel sayılı taşınmazlar 2.11.2005 tarih ve 385 numaralı mera komisyonu kararı ile mera kaynakları arasına alınarak davalı ... adına tahsis edilmiştir. İptali istenen mera komisyonu kararı budur. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden anılan parsellerin tapuda arsa vasfı ile Hazinenin özel mülkü olarak kayıtlı bulunduğu, kayıtların iptali hakkında bir dava açılmadığı anlaşılmaktadır....
Burada öncelikle belirtilmesi gereken husus 4342 sayılı Mera Kanununda mahkemelere şekli denetim yetkisi verilmediği, mera komisyonu kararlarının yargı yerinde çekişmenin esası yönünden incelenebileceği sorunudur. Kaldı ki, mahkeme bir yandan mera komisyonunun şekil yöntemine uygun karar almadığını vurgularken bunun gerekçelerini karar yerinde göstermemiştir. Çekişmenin esasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Uyuşmazlık konusu 101/20 parsel sayılı taşınmaz 2.11.2005 tarih ve 385 numaralı mera komisyonu kararı ile mera kaynakları arasına alınarak davalı ... adına tahsis edilmiştir. İptali istenen mera komisyonu kararı budur. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden anılan parselin tapuda arsa vasfı ile Hazinenin özel mülkü olarak kayıtlı bulunduğu, kayıtların iptali hakkında bir dava açılmadığı anlaşılmaktadır....
Mera Kanununun 6. maddesine göre mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılır. Uygulamayı yapacak merci ise valilik onayı ile oluşturulacak olan mera komisyonu ve komisyona bağlı olarak çalışan teknik ekiplerdir. Mera komisyon kararlarının iptal istemi ile açılan davalarda hasım, adına tahsis yapılan köy tüzel kişiliği veya belediyedir. Somut olayda, davacı, Muğla Valiliği, İl Tarım Müdürlüğüne karşı yönelttiği davasında, 419 parsel sayılı taşınmazın mera olarak tespit ve tahdit olarak sınırlandıran komisyon kararının iptalini istemiştir. Dava konusu 419 parsel sayılı 1.220 metrekare yüzölçümlü tarla niteliğindeki taşınmazın tapu kaydından, 26.09.2002 tarihinde tahsis nedeni ile davacı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır....
Bu konudaki Mera Kanununun 11. maddesi hükmü “Komisyon; bölgenin ekonomik durumunu, iklim özelliklerini, toprak işleme esaslarını, arazi kullanma şekillerini ve kullanma kabiliyet sınıflarını dikkate alarak mevcut mera, yaylak ve kışlaklar ile bu amaçla kullanılabilecek diğer alanları, sulama ve geçit yerlerini tespit eder ve haritaları üzerinde belirler. Köy veya belediyenin münferiden veya müştereken yararlanacağı mera, yaylak ve kışlak ihtiyacının belirlenmesinde, bu alanların karakter ve otlatma kapasitesi, bitkisel ve hayvansal gelişme ve otlatılacak hayvan miktarı dikkate alınır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Boyabat Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/117 esas, 2018/732 karar sayılı dava dosyasında birleşen dosyada verilen mera tespit komisyonu kararının iptali ve tescil talebinin kabulüne karşı, davalı birleşen dosya davalısı Boyabat Mal Müdürlüğü vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; asıl dosyada mera tespit komisyonu kararının iptali- birleşen dosyada mera tespit komisyonu kararının iptali - tescil istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.05.2008 gününde verilen dilekçe ile mera komisyon kararının iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23.05.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine, kadastro çalışmaları sırasında tarla ve çayırlık vasfı ile Hazine adına tescil edilen çekişme konusu taşınmazların Mera Komisyonu tarafından mera olarak sınırlandırılmasına karar verildiğini ileri sürerek, komisyon kararının iptalini istemiştir. Davalı, davaya itirazlarının olmadığını bildirmiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hükmü, davacı temyiz etmiştir. 4342 sayılı Mera Kanununun 5. maddesinde mera, yaylak ve kışlar olarak tahsis edilecek yerler sayılmıştır....
Somut olayda; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 4342 sayılı Mera Kanunu uyarınca İl Mera Komisyonu tarafından mera tesbit ve tahdit çalışmaları yapılmıştır. Dava, mera komisyonu tesbit ve tahdit kararının iptali istemiyle 30 günlük askı ilânı süresi içinde açılmış ise de, mera komisyon kararının askı ilânından önce çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyde genel arazi kadastrosu yapılıp çekişmeli taşınmaz hakkındaki kadastro tesbit tutanağı kesinleşmiştir. İl mera komisyonunca yapılan bu işlemlere karşı yapılan itirazların inceleme ve sonuca bağlanması, 4342 sayılı Mera Kanununun 13. maddesi gereğince genel mahkemelerin görevi içindedir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi zorunludur. Hal böyle olunca; mahkemece, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır....