Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Burada öncelikle belirtilmesi gereken husus 4342 sayılı Mera Kanununda mahkemelere şekli denetim yetkisi verilmediği, mera komisyonu kararlarının yargı yerinde çekişmenin esası yönünden incelenebileceği sorunudur. Kaldı ki, mahkeme bir yandan mera komisyonunun şekil yöntemine uygun karar almadığını vurgularken bunun gerekçelerini karar yerinde göstermemiştir. Çekişmenin esasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Uyuşmazlık konusu 102/1, 103/20 ve 114/3 parsel sayılı taşınmazlar 2.11.2005 tarih ve 385 numaralı mera komisyonu kararı ile mera kaynakları arasına alınarak davalı ... adına tahsis edilmiştir. İptali istenen mera komisyonu kararı budur. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden anılan parsellerin tapuda arsa vasfı ile Hazinenin özel mülkü olarak kayıtlı bulunduğu, kayıtların iptali hakkında bir dava açılmadığı anlaşılmaktadır....

    mera, yaylak veya kışlak olarak tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınır." denilmesine rağmen İl Mera Komisyonu, Maliye Bakanlığından izin almadan dava konusu taşınmazı mera olarak tahsis ettiğini, taşınmazın evveliyatının mera olmadığını, tarla vasfında bulunduğunu, öteden beri tarımsal amaçlı kullanıldığını, halende gerçek kişiler tarafından ekildiğini belirterek, davanın kabulü ile Tatlıkuyu Köyünde bulunan mera vasıflı olarak tahsisi yapılan 516 parsel No.lu taşınmazın öncesinin tarla vasfında olması ve öteden beri tarımsal amaçlı kullanılması sebebiyle 516 parselin mera vasfının değiştirilerek, tarla vasfında Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Hükmü davacı Hazine vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Dava, Mer’a Komisyon kararının iptali istemine ilişkindir. Somut olayda öncelikle belirtilmesi gereken husus 4342 sayılı Mera Kanununda mahkemelere şekli denetim yetkisi verilmediği, mera komisyonu kararlarının yargı yerinde çekişmenin esası yönünden incelenebileceği sorunudur. Kaldı ki, mahkeme bir yandan mera komisyonunun şekil yöntemine uygun karar almadığını vurgularken bunun gerekçelerini karar yerinde göstermemiştir. Çekişmenin esasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Uyuşmazlık konusu 105/41 parsel sayılı taşınmaz 12.05.2006 tarih ve 411 numaralı mera komisyonu kararı ile mera kaynakları arasına alınarak davalı ... adına tahsis edilmiştir. İptali istenen mera komisyonu kararı budur....

        Hükmü, davalı temyiz etmiştir. 4342 sayılı Mera Kanununun 9. maddesine 4916 sayılı Yasanın 27. maddesi ile eklenen 7. fıkra ile; “Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde bulunan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında veya Hazinenin özel mülkiyetindeki arazilerin mera, yaylak veya kışlak olarak tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınır” hükmü getirilmiştir. Görüldüğü üzere, bu nitelikteki bir yerin 4342 sayılı Mera Kanununun 5. maddesinden yararlanılarak mera kaynakları arasına alınması anılan yasa hükmü uyarınca tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınmasına bağlıdır. Somut uyuşmazlıkta, dava konusu edilen ... İli, ... İlçesi, ... Köyü,104 ada 44 parsel sayılı taşınmaz 40.550 m2 olup ham toprak vasfı ile davacı Hazine adına tapuda kayıtlı iken ... İl Mera Komisyonu'nun 25.11 2010 tarihli ve 692 sayılı ve 20.01.2012 tarihli ve 700 sayılı kararları ile mera olarak tespitine karar verilmiştir. ......

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar T32 ve arkadaşları vekili " dava konusu Amasya İli, Taşova İlçesi, Yolaçan Köyü 101 ada 45 parsel ve 101 ada 2 parselde kayıtlı taşınmazların gerçekte mera-yaylak vasfında olmamasına rağmen tapuda mera-yaylak olarak tescil edildiğini, bilirkişi raporu ile mera-yaylak vasfının olmadığı tespit edildiği halde yerel mahkeme tarafından raporun değerlendirmeye alınmadığını, dava konusu ile ilişkilendirilemeyen gerekçelerle davanın reddedildiğini, yerel mahkeme tarafından taşınmazların mera-yaylak vasfının son bulmuş olması ve özellikle 2/B kapsamına uygun olmasının özellikle değerlendirilmesi gerekirken bu değerlendirmenin yapılmadığını, davacıların mera tahsis değişikliği kararı olmadığı için taşınmazların mera vasfından çıkarılması için bu davayı açtıklarını, mera-yaylak vasfında olmayan bir taşınmazın tapuda halen mera-yaylak olarak gösterilmesinden kaynaklanan bir durumun söz konusu olduğunu, davanın konusunun da esasen bu olduğunu, müvekkillerinin...

          Mera komisyon çalışmaları sırasında ise 4342 Sayılı Mera Kanununun 5.maddesinden yararlanılarak mera kaynakları arasına alınmıştır. 4342 sayıl Mera Kanununun 9. maddesine 4916 sayılı Yasanın 27. maddesi ile eklenen 7. fıkra ile; “Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde bulunan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında veya Hazinenin özel mülkiyetindeki arazilerin mera, yaylak veya kışlak olarak tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınır” hükmü getirilmiştir. Görüldüğü üzere, bu nitelikteki bir yerin 4342 sayılı Mera Kanununun 5.maddesinden yararlanılarak mera kaynakları arasına alınması anılan yasa hükmü uyarınca tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınmasına bağlıdır. Somut uyuşmazlıkta, ilgili mera komisyonundan yukarıda zikredilen şekilde izin istenip istenmediği sorulup saptanmamıştır....

            Mera Kanununun 6. maddesine göre mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılır. Uygulamayı yapacak merci ise valilik onayı ile oluşturulacak olan mera komisyonu ve komisyona bağlı olarak çalışan teknik ekiplerdir. Mera Kanununun 3. maddesinde yapılan tanımlamalara göre tahdit; çayır, mera, yaylak ve kışlak arazisi olduğuna karar verilen yerlerin sınırlarının usulüne uygun olarak ülke nirengi sistemine dayalı 1/5000 ölçekli haritalar üzerinde belirtilmesini ve bu sınırların arazi üzerinde kalıcı işaretlerle işaretlenmesini, tespit; bir yerin mera, yaylak ve kışlak arazisi olup olmadığının resmi evrakla ve bilirkişi ifadeleri ile belgelendirilmesini, ifade eder. Tahsis, Mera Kanununun 3. maddesinde; çayır, mera, yaylak ve kışlakların kullanımlarının verimlilik ve sosyal adalet ilkelerine uygun şekilde düzenlenerek, münferiden ya da müştereken yararlanılmak üzere bir veya birkaç köy ya da belediyeye bırakılması olarak tarif edilmiştir....

              Mera Kanununun 6. maddesine göre mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılır. Uygulamayı yapacak merci ise valilik onayı ile oluşturulacak olan mera komisyonu ve komisyona bağlı olarak çalışan teknik ekiplerdir. Aynı Kanunun 3. maddesinde yapılan tanımlamalara göre, Tahdit; çayır, mera, yaylak ve kışlak arazisi olduğuna karar verilen yerlerin sınırlarının usulüne uygun olarak ülke nirengi sistemine dayalı 1/5000 ölçekli haritalar üzerinde belirtilmesini ve bu sınırların arazi üzerinde kalıcı işaretlerle işaretlenmesini, Tespit; bir yerin mera, yaylak ve kışlak arazisi olup olmadığının resmi evrakla ve bilirkişi ifadeleri ile belgelendirilmesini, ifade eder....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.04.2011 gününde verilen dilekçe ile mera komisyon kararının iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Mera Tahsis Komisyonu kararının iptali istemiyle açılmıştır. Davalı, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı Hazine temyiz etmiştir....

                HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2192 KARAR NO : 2023/85 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KARATAŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/03/2021 NUMARASI : 2020/199 ESAS, 2021/87 KARAR DAVA KONUSU : Mera, Yaylak Ve Kışlağa İlişkin Davalar (Yaylaya Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil Ve Eski Hale Getirme Bedelinin Tahsili) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

                UYAP Entegrasyonu