Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, mera tahsis kararının iptali, müşterek kullanımın tespiti ile elatmanın önlenmesi ve taşınmazların ... adına tescili istemlerine ilişkindir. 4342 sayılı Mera Kanununun 1. maddesinde kanunun amacı “… daha önce çeşitli kanunlarla tahsis edilmiş veya kadimden beri kullanılmakta olan mera, yaylak, kışlak ve kamuya ait otlak ve çayırların tespiti, tahdidi ile köy veya belediye tüzel kişilikleri adına tahsislerinin yapılmasını, belirlenecek kurallara uygun bir şekilde kullandırılmasını, bakım ve ıslahının yapılarak verimliliklerinin artırılmasını ve sürdürülmesini, kullanımlarının sürekli olarak denetlenmesini, korunmasını ve gerektiğinde kullanım amacının değiştirilmesini sağlamaktır” şeklinde açıklanmıştır. Mera Kanununun 6. maddesine göre mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi ...nca yapılır. Uygulamayı yapacak merci ise ... onayı ile oluşturulacak olan mera komisyonu ve komisyona bağlı olarak çalışan teknik ekiplerdir....

    Mera Kanununun 6. maddesine göre mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılır. Uygulamayı yapacak merci ise valilik onayı ile oluşturulacak olan mera komisyonu ve komisyona bağlı olarak çalışan teknik ekiplerdir. 4. Aynı Kanunun 3. maddesinde yapılan tanımlamalara göre, Tahdit; çayır, mera, yaylak ve kışlak arazisi olduğuna karar verilen yerlerin sınırlarının usulüne uygun olarak ülke nirengi sistemine dayalı 1/5000 ölçekli haritalar üzerinde belirtilmesini ve bu sınırların arazi üzerinde kalıcı işaretlerle işaretlenmesini, tespit; bir yerin mera, yaylak ve kışlak arazisi olup olmadığının resmi evrakla ve bilirkişi ifadeleri ile belgelendirilmesini, ifade eder. 5....

      Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parsel sayılı taşınmazın mera kadastro tespit komisyonu tarafından 4342 sayılı Kanun kapsamında orman sınırları dışına çıkarılarak mera olarak tespit ve tescil işleminin iptali ile 2139 parsel sayılı taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 11/4. maddesi gereğince orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairenin 20/05/2013 tarih ve 2012/10594 – 2013/5860 E-K sayılı kararıyla “dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 4342 sayılı Mera Kanunu uyarınca İl Mera Komisyonu tarafından mera tespit ve tahdit çalışmaları yapılmıştır. Dava, mera komisyonu tespit ve tahdit kararının iptali istemiyle 30 günlük askî ilânı süresi içinde açılmışsa da, mera komisyon kararının askı ilânından önce çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyde genel arazi kadastrosu yapılıp çekişmeli taşınmaz hakkındaki kadastro tespit tutanağı kesinleşmiştir....

        Somut olayda; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 4342 sayılı Mera Kanunu uyarınca İl Mera Komisyonu tarafından mera tesbit ve tahdit çalışmaları yapılmıştır. Dava, mera komisyonu tesbit ve tahdit kararının iptali istemiyle 30 günlük askı ilânı süresi içinde açılmışsa da, mera komisyon kararının askı ilânından önce çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyde genel arazi kadastrosu yapılıp çekişmeli taşınmaz hakkındaki kadastro tesbit tutanağı kesinleşmiştir. İl mera Komisyonunca yapılan bu işlemlere karşı yapılan itirazların incelenmesi ve sonuca bağlanması, 4342 sayılı Mera Kanunun 13. maddesi gereğince genel mahkemelerin görevi içindedir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup; istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi zorunludur. Hal böyle olunca; mahkemece, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır....

          çalışma sonrası hazırlanan 08/10/2002 tarihli Mera, Yaylak, Kışlak, Otlak, Çayır İhtiyaç Tespit Raporunda; "(...) 3- Hukuki Yapısı: Mezkur Mahallelerde bulunan meraların, sınır mahallelerle ihtilafı yoktur ve kadimden beri adı geçen mahalleler tarafından kullanılmaktadır. (...) 13- İhtiyaç Fazlası Mera, Yaylak ve Kışlak, Otlak, Çayır (Dekar) : İlçe Merkezinde mevcut hayvan sayısı dikkate alınarak ihtiyaç fazlası mera bulunmadığı tespit edilmiştir. (...)" şeklinde belirlemelere yer verildiği, bu durumda; 10/09/1981 tarihli tapulama tutanağında ve 08/10/2002 tarihli Mera, Yaylak, Kışlak, Otlak, Çayır İhtiyaç Tespit Raporunda dava konusu taşınmazın da bulunduğu mera alanlarıyla ilgili kadimden beri mera olarak kullanıldığı ve ilçe merkezinde mevcut hayvan sayısı dikkate alınarak ihtiyaç fazlası mera bulunmadığı yönünde tespit ve belirlemeler bulunduğu, dava konusu taşınmazın kadim mera olmadığına ve ihtiyaç fazlası olduğuna yönelik davalı idarece herhangi bir tespit ve raporun dava dosyasına...

            Bu konudaki Mera Kanununun 11. maddesi hükmü "Komisyon; bölgenin ekonomik durumunu, iklim özelliklerini, toprak işleme esaslarını, arazi kullanma şekillerini ve kullanma kabiliyet sınıflarını dikkate alarak mevcut mera, yaylak ve kışlaklar ile bu amaçla kullanılabilecek diğer alanları, sulama ve geçit yerlerini tespit eder ve haritaları üzerinde belirler. Köy veya belediyenin münferiden veya müştereken yararlanacağı mera, yaylak ve kışlak ihtiyacının belirlenmesinde, bu alanların karakter ve otlatma kapasitesi, bitkisel ve hayvansal gelişme ve otlatılacak hayvan miktarı dikkate alınır....

              Temyiz Sebepleri Davacılar vekili, Mera Komisyonu tarafından mera olarak tahsis edilen taşınmazların tarla niteliğinde olduğunu, bölgede 474 sayılı Kanun uyarınca tahsislerin yapıldığını, bunların araştırılmadığını belirterek hükmün bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, Mera Komisyon kararının iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Kural olarak bu tür davalar lehine tahsis yapılan belediye ve köy tüzel kişiliklerine karşı açılır. Erzurum Valiliği Mera Komisyon Başkanlığının yetkisi mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi ile sınırlı olup aktif ve pasif dava ehliyeti bulunmamaktadır. 3. Değerlendirme 1. Dava, İl Mera Komisyonu kararının iptali istemi ile açılmıştır....

                Mahallesi sınırları içinde bulunan ... ada ...parsel sayılı taşınmazın, İl Mera Komisyonu'nun ... tarih ... sayılı kararına istinaden 5.926.852,73 m2 yüzölçümü ile mera vasfı ile tescil mera, yaylak ve kışlak kütüğüne tescil edildiği, Mera Kanunu'nun 5. maddesinin (b) bendine göre mera olarak tahsis edilmesine karar verilen alanın, anılan Kanunun 14. maddesi kapsamına giren maddelere göre tahsis amacı değişikliği yapılmadığı ya da İl Mera Komisyonu kararının iptali ile ilgili yargı kararı olmadığı sürece bu alanla ilgili yapılabilecek herhangi bir işlem bulunmadığından bahisle talebin reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır....

                  Mera, yaylak ve kışlaklara ilişkin uyuşmazlıklar ferman, şer’i ilam, tahsis kararı vs resmi belgelere veya kadim yararlanma hakkına dayanılarak çözümlenir. Davaya konu mera vasıflı 111 ada 2 parsel sayılı taşınmaz, 1964 yılında toprak tevzi komisyonu kararı ile davalı ... merası olarak 444 parsel olarak tespit edilmiş, fakat bu karar kesinleşmemiştir. 1965 yılında toprak tevzi komisyonu bu kere 20 parsel numarası ile aynı taşınmazı davacı ... merası olarak tahsis etmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmaz 1988 yılında kadastro çalışmaları ile 111 ada 2 parsel numarasını almış ve davalı ... merası olarak özel siciline tescil edilmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere davacı ... tüzel kişiliği lehine 4342 sayılı Mera Kanununun 5/a. Maddesi uyarınca kesinleşen tahsis kararı bulunduğundan davanın kabulü gerekirken, hudutname uygulamak suretiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....

                    yerler, b) Devletin hüküm ve tasarrufunda veya Hazinenin mülkiyetinde bulunan arazilerden etüt sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanılabileceği anlaşılan yerler, c) Mera, yaylak ve kışlak olarak kullanılmak amacıyla kamulaştırılacak yerler ve d) Tapu kayıtlarında mera, yaylak ve kışlak olarak görülen ve halen işgal edilen yerler hükmüyle bu hususun düzenlendiğini, dava konusu yerler de m.5/b'de düzenlenen yerlerden olduğunu, Hazinenin mülkiyetinde bulunan yerlerin yapılan etüt sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanabileceği anlaşılmış ve gereğinin yapıldığını, davacının zilyetliğinin tespiti ve bunun tapu kütüğüne şerhi bu davayla ilgili olmadığını ve birlikte açılamayacağını, zilyetliğin tespiti bir tespit davası olduğunu, çekişmesiz yargının konusu olduğunu, müvekkili ile bunun ilgisi olmadığını, davanın öncelikle görev o olmazsa usulden ve süre yönünden, o da olmazsa esastan reddini lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu