Tüzel Kişiliği vekili; dava konusu taşınmaza ilişkin tespit, tahdit, tahsis ve askı işlemlerinin yapılmadığını, 1. askı aşamasına dahi gelinmediğini, gerçek kişilerin mera kapsamına alınan bir yer hakkında mülkiyet iddiası dışında dava açamayacağını, davacının mülkiyet iddiasının bulunmadığını belirterek, davanın dava şartı ve husumet yokluğu nedeniyle reddini savunmuştur. Davalı ...; 359 ada 1 parselin köyün mera ihtiyacı nedeniyle Mera Kanununun 5/b maddesi uyarınca mera olarak tespit edildiğini, tahdit işlemlerinin henüz tamamlanmadığını, İl Mera Komisyonu tarafından alınmış bir tahsis kararı bulunmadığını, askı ilanına çıkarılmadığını, meranın özel siciline tescil edilebilmesi için tespit, tahdit ve tahsis işlemlerinin tamamlanması gerektiğini, parselin aplikasyon ve zemin tahsis işlemleri tamamlandıktan sonra mera olarak tahsisine karar verileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın davalı ... ve davalı ......
Burada öncelikle belirtilmesi gereken husus 4342 sayılı Mera Kanununda mahkemelere şekli denetim yetkisi verilmediği, mera komisyonu kararlarının yargı yerinde çekişmenin esası yönünden incelenebileceği sorunudur. Kaldı ki, mahkeme bir yandan mera komisyonunun şekil yöntemine uygun karar almadığını vurgularken bunun gerekçelerini karar yerinde göstermemiştir. Çekişmenin esasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Uyuşmazlık konusu 102/1, 103/20 ve 114/3 parsel sayılı taşınmazlar 2.11.2005 tarih ve 385 numaralı mera komisyonu kararı ile mera kaynakları arasına alınarak davalı ... adına tahsis edilmiştir. İptali istenen mera komisyonu kararı budur. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden anılan parsellerin tapuda arsa vasfı ile Hazinenin özel mülkü olarak kayıtlı bulunduğu, kayıtların iptali hakkında bir dava açılmadığı anlaşılmaktadır....
Burada öncelikle belirtilmesi gereken husus 4342 sayılı Mera Kanununda mahkemelere şekli denetim yetkisi verilmediği, mera komisyonu kararlarının yargı yerinde ancak çekişmenin esası yönünden incelenebileceği sorunudur. Kaldı ki, mahkeme bir yandan mera komisyonunun şekil yöntemine uygun karar almadığını vurgularken bunun gerekçelerini karar yerinde göstermemiştir. Çekişmenin esasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Uyuşmazlık konusu 109/1, 110/1, 111/1 ve 112/1 parsel sayılı taşınmazlar 28.04.2006 tarih ve 409 numaralı mera komisyonu kararı ile mera kaynakları arasına alınarak davalı ... Belediyesi adına tahsis edilmiştir. İptali istenen mera komisyonu kararı budur. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden anılan parsellerin tapuda arsa vasfı ile Hazinenin özel mülkü olarak kayıtlı bulunduğu, kayıtların iptali hakkında bir dava açılmadığı anlaşılmaktadır....
Daha sonra, 4342 sayılı Mera Kanununa göre çalışma yapan Mera Tesbit Komisyonunca ilgili parsel hakkında mera tespit tahdit ve tahsisi yapılıp ilân edilmiştir. Davacı ... Yönetimi 25.11.2009 tarihli dava dilekçesinde; ... ilçesi, ... köyü 2535 parsel sayılı taşınmazın mera tesbit komisyonu tarafından mera olarak tahsis edildiğini, taşınmazın üzerinin orman bitki örtüsü ile kaplı olduğunu ve meyilli olduğunu ileri sürerek, mera tespit komisyonu tarafından yapılan tesbit ve tahsisin iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir. Davacı ... Yönetiminin çevre parsellere aynı nedenle açtığı davalar, mahkemenin 2009/267 Esası ile birleştirilmiştir. Mahkemece 2009/267 Esas sayılı dava dosyasında yalnız 2727 parsel sayılı taşınmaz hakkında verilen mera tahsis kararının iptali ile aynı ada ve parsel numarası ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ......
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 4342 sayılı Mera Kanunu uyarınca İl Mera Komisyonu tarafından mera tespit ve tahdit çalışmaları yapıldığı, dava, mera komisyonu tespit ve tahdit kararının iptali istemiyle 30 günlük askı ilânı süresi içinde açılmış ise de, mera komisyon kararının askı ilânından önce çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyde genel arazi kadastrosu yapılıp çekişmeli taşınmaz hakkındaki kadastro tespit tutanağının kesinleştiği, İl Mera Komisyonunca yapılan bu işlemlere karşı yapılan itirazların inceleme ve sonuca bağlanması 4342 sayılı Mera Kanununun 13. maddesi gereğince genel mahkemelerin görevi içinde bulunduğu, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesinin zorunlu bulunduğu, hal böyle olunca; mahkemece, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu" gereğine...
Mahkemece bozma kararına uyulup dava konusu parsel hakkındaki dava tefrik edildikten sonra davanın kabulüne, çekişmeli 2538 parsel sayılı taşınmaz hakkında verilen mera tahsis kararının ve tapu kaydının iptali ile dava konusu taşınmazın orman niteliğinde ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4342 sayılı Mera Kanuna göre mera tespit komisyonunca yapılan mera tesbit, tahdit ve tahsis kararının iptali ve orman niteliğiyle ... adına tapuya tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamıştır....
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 4342 sayılı Mera Kanunu uyarınca İl Mera Komisyonu tarafından mera tespit ve tahdit çalışmaları yapıldığı, dava, mera komisyonu tespit ve tahdit kararının iptali istemiyle 30 günlük askı ilânı süresi içinde açılmış ise de, mera komisyon kararının askı ilânından önce çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyde genel arazi kadastrosu yapılıp çekişmeli taşınmaz hakkındaki kadastro tespit tutanağının kesinleştiği, İl Mera Komisyonunca yapılan bu işlemlere karşı yapılan itirazların inceleme ve sonuca bağlanması 4342 sayılı Mera Kanunun 13. maddesi gereğince genel mahkemelerin görevi içinde bulunduğu, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesinin zorunlu bulunduğu, hal böyle olunca; mahkemece, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu" gereğine...
Yönetimi ........2009 tarihli dava dilekçesinde; ... ilçesi, ... köyü 1667 parsel sayılı taşınmazın mera tespit komisyonu tarafından mera olarak tahsis edildiğini, taşınmazın üzerinin orman bitki örtüsü ile kaplı olduğunu ve meyilli olduğunu ileri sürerek, mera tespit komisyonu tarafından yapılan tespit ve tahsisin iptali ile taşınmazın orman vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir. Davacı ... Yönetiminin çevre parsellere aynı nedenle açtığı davalar, mahkemenin 2009/267 Esası ile birleştirilmiştir. Mahkemece 2009/267 Esas sayılı dava dosyasında sadece 2727 parsel sayılı taşınmaz hakkında, mera tahsis kararının iptali ile aynı ada ve parsel numarası ile orman vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... Yönetimi tarafından birleştirilen dosyalar hakkında hüküm kurulmadığı iddiasıyla, davalı ... tarafından yargılama giderleri ve esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir....
Taraflar arasındaki mera tespitine itiraz ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ile davalılar Hazine ve Köy Tüzelkişiliği tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sırasında Beykavağı Köyü 345, 680, 180 ve 569 parsel sayılı sırasıyla 23250 m2, 47050 m2, 15900 m2 ve 32450 m2 yüzölçümündeki taşınmazlardan 345 parsel harman yeri niteliği ile diğer parseller mera niteliği ile tespiti yapılıp tescil harici bırakılmıştır. Davacı ..., taşınmazların orman niteliğinde olduğunu, bu taşınmazlar hakkında 4342 Sayılı Yasa ile mera tespit ve tahdit çalışmaları yapılmış olup, mera olarak tahsis edildiklerinden, mera tespit komisyonu kararının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tescili iddiasıyla dava açmıştır....
İdaresi, çekişmeli taşınmazların eylemli orman niteliğinde olduklarını ileri sürerek, mera olarak yapılan tespitlerin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, "taraf teşkili sağlanmaksızın esas hakkında hüküm verilmesinin isabetsizliğine" değinen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... İdaresi ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, mera komisyonu kararının iptali ile birlikte tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mera komisyonu kararlarına karşı 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 13/5. maddesi uyarınca 30 günlük sürede açılan davaların asliye hukuk mahkemesinde, kadastro yapılan yerlerde ise kadastro mahkemesinde açılması gerekir. Somut olayda; davacı ......