Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece 1350, 1351, 1354, 4594 ve 4616 parsellere ilişkin “mera şerhine” dair mera komisyon kararının iptali hüküm altına alınmış, 2261 ve 4615 parsellere ilişkin dava reddedilmiş, hükmü davacı Hazine ile davalılardan köy tüzel kişiliği temyiz etmiştir. 4342 sayılı Mera Kanununun yasanın amacını belirleyen 1.maddesi hükmüne göre bu kanunun amacı; daha önce çeşitli kanunlarla tahsis edilmiş veya kadimden beri kullanılmakta olan mera, yaylak, kışlak ve kamuya ait otlak ve çayırların tespiti, tahdidi ile köy ve belediye tüzel kişilerine tahsislerinin yapılması belirlenecek kurallara uygun biçimde kullandırılması, bakım ve ıslahları yapılarak kullanımın denetlenmesi ve gerek duyulursa kullanım amacının değiştirilmesini sağlamaktır. Kuşkusuz bütün bu sayılan iş ve işlemleri yasanın 6.maddesi hükmünce kurulan komisyon ve teknik ekipler yapacaktır....

    Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle, dava konusu taşınmazların tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı zaman dilimine ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları, dava konusu taşınmazlara komşu taşınmazların kadastro tutanak ve dayanakları, çekişmeli taşınmazları kapsayacak şekilde mera tahsisi bulunup bulunmadığı ilgili kurumlardan sorulup varsa tahsis kararı ve krokisi getirtilip dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra, taşınmazlar başında taşınmazların bulunduğu köy ile komşu köylerden yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri, üç kişilik uzman ziraatçi mühendisi bilirkişi heyeti, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisi hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı; keşif sırasında varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp kapsamları belirlenmeli, mera tahsisi yoksa, çekişmeli taşınmaz bölümleri ile davaya konu...

      Köyü Tüzel Kişiliği adına arsa ve bina vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın başlangıçta ...'ye ait olduğu, ...'nin burayı ekonomik amaca uygun olarak tarla ve çayır vasfıyla 20 yılı aşkın süre malik sıfatıyla ekip biçtiği, sonrasında köy tüzel kişiliğine bağışladığı, köy tüzel kişiliği tarafından da taşınmazın kadastro öncesi dönemde 20 yılı aşkın süredir çayır olarak biçilmek suretiyle kullanıldığı ve daha sonra köy ihtiyacı nedeniyle buraya muhtarlık binası, taziye evi ve morg yaptırıldığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli değildir. Çekişmeli taşınmaz, kamu orta malı mera niteliğiyle tespit edildikten sonra gerçek kişiler tarafından açılan dava sonucunda, davanın reddi kararı üzerine hükmen mera olarak tescil edilmiştir. Davacı Köy Tüzel Kişiliği, taşınmazın bir bölümünün köy halkından ...'...

        Köyü Tüzel Kişiliği adına arsa ve bina vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın başlangıçta ...'ye ait olduğu, ...'nin burayı ekonomik amaca uygun olarak tarla ve çayır vasfıyla 20 yılı aşkın süre malik sıfatıyla ekip biçtiği, sonrasında köy tüzel kişiliğine bağışladığı, köy tüzel kişiliği tarafından da taşınmazın kadastro öncesi dönemde 20 yılı aşkın süredir çayır olarak biçilmek suretiyle kullanıldığı ve daha sonra köy ihtiyacı nedeniyle buraya muhtarlık binası, taziye evi ve morg yaptırıldığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli değildir. Çekişmeli taşınmaz, kamu orta malı mera niteliğiyle tespit edildikten sonra gerçek kişiler tarafından açılan dava sonucunda, davanın reddi kararı üzerine hükmen mera olarak tescil edilmiştir. Davacı Köy Tüzel Kişiliği, taşınmazın bir bölümünün köy halkından ...'...

          Kararları ile sabit olduğunu, davaya konu mera, kadastro çalışmaları sırasında Merkez Gölören Mahallesi/ Köyü sınırları içerisinde işlem görmüş ve kadastrosu bu şekilde tamamlanmış olduğunu, davacı tarafın bu duruma bir itirazı olmadığını, kadastro çalışmaları ile tarafımıza tahsis olunan işbu mera için davacı taraf yasal süreleri içinde herhangi bir itirazda bulunmamış ve yasal süreci işletmemiş olduğunu, davacı yan, eğer ihtiyacı varsa, kendi ilçe sınırlarındaki (Aziziye İlçesi) ve kendi ilçesine bağlı hemen komşusu olan köylerden/ mahallelerden değil de haksızca ve ısrarla başka bir ilçenin (Aşkale İlçesi) sınırlarında olan bir köyden/ mahalleden kendisine mera tahsisi istemesi iyi niyetle izah edilemeyeceğini, davacı görülen kişilerin her birinin davacı sıfatı olup olmadığı hususunun araştırılmasını talep ettikleri, davacıların dava konusu edilen meradan faydalanma hakkı olup olmadığı ve dolayısıyla bu davada davacı sıfatını haiz olup olmadıkları belirlenmesi gerektiğini, davaya yönelik...

          Uyuşmazlık konusunda sağlıklı bir hukuki çözüme ulaşılması bakımından, meranın hukuki statüsü ile Hazine ve köy tüzel kişiliğinin meralar üzerinde sahip oldukları hakların niteliği üzerinde durulması gerekmektedir. Mera, 4342 sayılı Mera Kanununun, “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde; “Hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yeri ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, keşif yapılmadığını ve bilirkişi raporu alınmadığını, kadim kullanma hakkının usulünce tespiti yapılmadan gerekçesiz bir şekilde reddedilerek Mera Kanunu'nun 21/2 gereğince 5 yıllık hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, dava meranın sınırlandırılması yani davalı köy adına tahsinin kaldırılarak kadim kullanma hakkına sahip müvekkili köy adına sınırlandırılmasının istenildiğini, mülkiyet davası olmadığını, davaya konu yer,müvekkili köyün sınırları içerisinde hatta köy içinde olduğunu, mera kanunu'nun 21/2 maddesine göre ,5 yıllık süre geçtikten sonra mera tahsis kararlarına karşı tahsis tarihinden önceki nedenlere dayanılanarak dava açılamamayacağını öngörüldüğünü, halbuki dosya içeriğinden anlaşılacağı üzere müvekkili köy 2011 yılında tüzel kişiliğini yani dava açma ehliyetini kazandığını, dava ehliyetinin olmadığı bir yıla ilişkin hakdüşürücü süreye tabi olması mümkün olamayacağını, dava açma nedeninin 2011 yılında...

            Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Kadastro çalışmaları sırasında mera olarak sınırlandırılan taşınmaz hakkında açılacak davalarda Hazinenin davalı sıfatı ile yer alması, ancak meraların bulundukları köy halkının ortak kullanımına tahsis edildikleri de düşünülerek köy tüzel kişiliğine de husumetin yaygınlaştırılması" gerektiğine değinilmiştir.Yargıtay bozma kararı sonrası mahkemece, köy tüzel kişiliğine de husumet yaygınlaştırılmış ve yargılama sonunda; davanın kabulü ile, çekişmeli taşınmazın kadastro tesbit tutanağının iptaline, 14/05/2014 tarihli bilirkişi ek raporu doğrultusunda (A) harfi ile gösterilen 835.30 m2 yüzölçümündeki kısmının orman vasfıyla Maliye Hazinesi adına tesbit ve tesciline, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 72421,92 m2 yüzölçümü ile (C) harfiyle gösterilen 394,86 m2 yüzölçümüne sahip toplamda 72816,78 m2'lik kısmının ise mera vasfıyla sınırlandırılmasına ve özel siciline kaydedilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.Dava...

              Mahkemece, Tarım İl Müdürlüğü Mera Komisyon Başkanlığı hakkında açılan davanın husumetten reddine, Hazine ve köy (devren belediye) tüzelkişiliğine karşı davanın kısmen kabulüne, 08/04/2015 tarihli bilirkişi raporunda 527 parsel sayılı taşınmazın (A2) ile gösterilen 49.656,42 m2; 537 parsel sayılı taşınmazın (A3) ile gösterilen 40410,83 m2; 867 parsel sayılı taşınmazın (A1) ile gösterilen 160075,26 m2'lik kısımlarının mera tahsis kararlarının iptaline mera özel sicilindeki kayıtlarının silinerek orman vasfı ile Hazine adına tapuya tescillerine, geri kalan kısımlarının mera kayıtlarının muhafazasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş hüküm davacı Orman Yönetimi vekili ve davalılardan Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, mera tahsis kararının iptali ile mera özel sicilindeki kayıtların silinmesi ve tapu iptali tescil istemine ilişkindir....

                Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder. Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır. Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir....

                  UYAP Entegrasyonu