Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köyünde 4342 sayılı Mera Kanunu'nun (4342 sayılı Kanun) gereğince yapılan çalışmalarda dava konusu 34 parselin Mera Komisyonunca mera olarak tespit ve tahdit gördüğünü, dava konusu taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalan devlet ormanı olduğunu, eylemli orman olan yerlerde mera tahsis kararının da öneminin olmadığını, dolayısıyla orman tahdit sınırları dışında kalması halinde eylemli orman hususunun da araştırılması gerektiği belirtilerek 15.04.2011 tarih, 238/7 sayılı İl Mera Komisyon kararının iptalini, ... Köyü 34 parsel taşınmaza ilişkin mera tespit ve tahdidinin iptalini taşınmazın orman vasfıyla tespit ve tescilini istemiştir. II....

    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz hakkında verilen mera tahsis kararının iptali ile dava konusu taşınmazın orman vasfı niteliğine haiz olarak Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4342 sayılı Mera Kanununa göre mera tesbit komisyonunca yapılan mera tesbit, tahdit ve tahsis kararının ve tapunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu 1989 yılında yapılıp kesinleşmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.02.2010 gününde verilen dilekçe ile mera komisyon kararının iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.03.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, mera komisyonunca yayla olarak sınırlandırılan 498 ada 10 parsel sayılı taşınmazının yayla ile ilgisi bulunmadığını ileri sürerek mera komisyon kararının iptalini istemiştir. Davalı, komisyon kararına süresinde itiraz edilmediğinden hak düşürücü sürenin geçtiği ve taşınmazın kadim yayla olduğu gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 30 günlük dava açma süresinin geçirildiğinden söz edilerek dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....

        Kamu Orta Malları siciline mera sıfatıyla 284 parsel adı altında tescil edildiğini, dava konusu taşınmazın müvekkil tarafından el emeği ve para sarf edilerek imar ve ihya edildiğini, taşınmazın tarım arazisi haline getirildiğini, müvekkillin 1974 yılından sonra taşınmazı nizasız ve fasılasız bir şekilde taşınmazı tarım arazisi olarak bu güne kadar kullandığını, dava konusu taşınmazın Karacadağ adlı volkanik dağın etkisinde olması nedeniyle tohum ekili ve yazın da kuru mahsul kaldırıldığını, 4721 sayılı TMK 705 maddesi gereğince taşınmazın mülkiyetinin kazanılmasının tescille olacağını belirterek dava konusu Diyarbakır İli, Bağlar İlçesi, Oğlaklı Köyü 284 sayılı parselin içinde bulunan yaklaşık 70.150,41 m2'lik kısmın tapusunun iptali ile köyün son parsel numarsı adı altında müvekkil adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Mahkemece her ne kadar davacı ve murisi yönünden senetsizden edinim araştırması yapılmış ve muris adına taşınmaz kaydı tespit edilemediği, davacı adına ise 79.863,64 m2 taşınmaz kaydı bulunduğu belirlenmiş ise de; adına tescil talep edilen diğer mirasçılar Veysel ve Fatma Menekşe adına senetsizden edinim araştırması yapılmamıştır. Yine dava konusu taşınmaz hakkındaki 31/10/2012 tarihli İl Mera Komisyon Kararı ile dava konusu yerin kadastro tespitinden sonra davalı köye mer'a olarak tahsis edildiği ve böylece taşınmazın kamu emlakine (orta malına) dönüşüp taşınmazın, mer'a olarak tahsis edilmesiyle tapu iptali ve tescil yönündeki isteğin mülkiyetin tespiti davasına dönüştüğü gözetilerek zilyetlik hukuki nedenine dayalı olarak mülkiyet hakkının yasal şartlarının oluştuğunun kabul edilmesi halinde ise davacı yönünden davaya konu taşınmaz bölümünün mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi gerekmektedir....

        Yönetimi, ... ili, ... ilçesi, ... köyünde 6831 sayılı Orman Kanunun kapsamında kadastro çalışmalarının yapıldığını ve 20.03.1981 tarihinde kesinleştiğini, dava konusu 302 numaralı mera parselinin ... ve ... köyleri orman kadastro haritasında orman sayılan alan içersinde kaldığının tespit edildiği iddiasıyla, mera tahsisi ile özel sicil kaydının iptali ve orman niteliğiyle ... adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulü ile 302 parsel sayılı taşınmazın mera tahsis kararının ve mera özel sicilindeki kaydının iptali ile orman niteliğiyle ... adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir. Dava, mera kaydı ve tahsis kararının iptali istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastro çalışmaları 20.03.1981 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşen orman kadastrosuna göre dava konusu 302 parsel orman kadastro çalışma alanı içinde kalmaktadır....

          Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile ... İli ... İlçesi ... Köyü, 235, 281 parselde kayıtlı taşınmazların mera tahsis kararının iptali ile mera özel sicilindeki kayıtların silinerek orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline, aynı yer 126 parselde kayıtlı taşınmaza yönelik talebin reddine, davalı Tarım İl Müdürlüğü Mera Komisyon Başkanlığı hakkında açılan davanın husumet noktasından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... İdaresi vekili ile davalılar Hazine ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermek için yeterli değildir. Şöyle ki; davacı ... İdaresi çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek dava açmış ancak Mahkemece bölgede dava tarihinden önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosu olmasına rağmen dava konusu taşınmazların orman kadastrosuna göre konumu belirlenmeden karar verilmiştir....

            Ancak, anılan raporlardan taşınmazın öncesinin mera niteliği taşıyıp taşımadığı ve taşınmazlar üzerinde zilyetliğin ne şekilde ve ne zamandan beri sürdürüldüğü net olarak anlaşılamadığı halde, bu raporlarla yetinilerek, hükme esas alınması; dava 3402 sayılı tescil harici taşınmaz hakkında, mera sicil kaydının oluşmasından önceki zilyetliğe dayanılarak açıldığı; ve mera komisyon kararının kesinleşmesi üzerinden 5 yıllık süre geçmediği halde mera komisyon kararı kesinleşmiş gibi mülkiyetin tespitine karar verilmesi, taşınmazın niteliğinin ve zilyetlik süresinin belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğrafı uygulamasının fotogrametri ya da jeodezi mühendisleri yerine uzman olmayan ziraatçi ve taşınmazı sadece orman olup olmadığı yönünden değerlendiren ormancı bilirkişi marifetiyle yapılmış olması nedeniyle araştırma ve inceleme yetersizdir. Eksik araştırma, inceleme ve değerlendirme ile karar verilemez....

              Hukuk Dairesinin 27.09.2005 gün ve 6599-11151 sayılı bozma kararında özetle; "Dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde mera komisyonu askı ilanından önce genel arazi kadastrosunun kesinleştiğine ve mera komisyon kararı ile birlikte tapu iptali ve tescil isteminde bulunulduğuna göre, davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu, 4916 Sayılı Yasanın 24. maddesi ile değiştirilen 3533 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince taşınmazların aynına yönelik olan uyuşmazlıkların hakemde görülemeyeceği hükümleri getirildiğinden, davanın hakem mahkemesinde görülme olanağının bulunmadığı" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra Altınova Köyü 101 ada 2 parsel hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, mera tahsisinin iptali, tapu iptali ve tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır....

                Mahkemece, dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, yapılan inceleme ve araştırma karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, yargılama sırasında çekişme konusu taşınmaz bölümleri başında yapılan keşif sonucu düzenlenen 25.06.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda, temyize konu çekişmeli taşınmaz bölümlerinden (A) ile gösterilen yerin kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılıp 2005 yılında idari yoldan TOKİ adına tescil edilen 192 ada 13 parselde; (B) ve (E) harfi ile gösterilen kısımların 2005 yılında TOKİ adına yapılan 18. madde imar uygulaması kapsamında tescil edilen ......

                  UYAP Entegrasyonu