Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairesinin 1988/328 E, 1989/19 K. sayılı mütalaası) Belediye adına tescili gerekmeyen yerler belediye veya gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş ise “Yolsuz Tescil “ olacağından Hazine her zaman bu iddia ile dava açabilir....

    İmar planında genel hizmetler dışında özel mülkiyete konu olabilecek konut, sanayi ve ticaret alanı olarak belirlenmiş alanlarda kalan meralar bu vasıflarını yitirmeleri halinde Hazine adına tescili gerekir. (Danıştay 1. Dairesinin 1988/328 E, 1989/19 K. sayılı mütalaası) Belediye adına tescili gerekmeyen yerler belediye veya gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş ise “Yolsuz Tescil “ olacağından Hazine her zaman bu iddia ile dava açabilir. Ne var ki, başlangıçtaki tescil işlemi yolsuz tescil olsa da 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi hükmü koşulların oluşması halinde tescilin belediye veya gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına devam etmesi olanağı sağladığından, artık burada 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi şartları üzerinde durulması gerekir. 27.05.2004 tarihli 5178 sayılı Kanunun 5. maddesi ile ayrıca 03.06.2007 tarihli 5685 sayılı Kanunun 1....

      Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin (A) ile işaretli 1000 m2 bölümünün davalılar adına, (B) ile işaretli 1830 m2 bölümünün mera niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve çekişmeli taşınmazın (A) bölümünün davalıların dayandığı kayıt kapsamında kaldığı, (B) bölümünün mera olduğu belirlenerek hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır....

        Mahkemece, dava konusu taşınmazın evveliyatının mera olduğu ve 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesinde yazılı koşulların gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. İmar planı içindeki meralar planın onayıyla birlikte hukuki bakımdan meralık vasfını yitireceğinden, bu yerlerden genel hizmete ayrılanların (yol, park, yeşil saha, gibi) belediye veya özel idareye bedelsiz terkini gerekir. İmar planında genel hizmetler dışında özel mülkiyete konu olabilecek konut, sanayi ve ticaret alanı olarak belirlenmiş alanlarda kalan meralar bu vasıflarını yitirmeleri halinde Hazine adına tescili gerekir. (Danıştay 1. Dairesinin 1988/328 E, 1989/19 K. sayılı mütalaası) Belediye adına tescili gerekmeyen yerler belediye veya gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş ise "Yolsuz Tescil" olacağından Hazine her zaman bu iddia ile dava açabilir....

          Dairesinin 1988/328 E, 1989/19 K. sayılı mütalaası) Belediye adına tescili gerekmeyen yerler belediye veya gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş ise “Yolsuz Tescil “ olacağından Hazine her zaman bu iddia ile dava açabilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mera özel sicil kaydının iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... Yönetimi, ... köyü 111 ada 56 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek mera tahsis kararının ve özel sicil kaydının iptali ile taşınmazın orman niteliğinde Hazine adına tescili ve davalıların müdahalesinin men’i istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın KABULÜNE, dava konusu taşınmazla ilgili mera tahsis kararı ve tapu kaydının (özel sicil kaydının) İPTALİ ile orman niteliğinde Hazine adına TESCİLİNE, davalıların müdahalesinin men’ine karar verilmiş, hüküm davacı ... YÖNETİMİ vekili ile davalı HAZİNE vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, taşınmazların mera olduğu ve zilyetlikle iktisabın mümkün bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine, dava konusu 109 ada 173, 110 ada 32 ve 111 ada 1 parsel sayılı taşınmazların mera olarak sınırlandırılıp, özel siciline kaydına karar verilmiş; davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm Dairemizin 06.02.2012 tarih ve 2012/123 Esas, 826 sayılı ilamı ile onanmıştır. Mahkemece, meraların zilyetlik yolu ile iktisabının mümkün bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

                Yönetimi 455 ada 12 parselde kayıtlı bulunan taşınmazın yapılan tapulama çalışmaları sonucunda mera ve koru vasfı ile Uzunköprü Belediyesi adına tesbit görmüş ve mera özel siciline tescil edildiğini, taşınmazın tamamıyla Devlet ormanı içerisinde bir bütün olup, orman sayılan yerlerden olduğunu, dava konusu taşınmazlar üzerinde meşe, ardıç ve diğer yapraklı türler yanında Orman Genel Müdürlüğünce 1989 yılında yapılmış karaçam ve kızılçam ağaçlandırma sahaları yer aldığını, dava konusu taşınmaz 1974 baskılı memleket haritasında yeşil renkli orman olarak gözüktüğü gibi 1973 tarihli hava fotoğraflarında da orman olarak gözüktüğünü ileri sürerek, 455 ada 12 parsel sayılı taşınmazın mera özel sicilindeki yerin terkini ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tescili talebiyle dava açmıştır....

                  Köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 125 parsel sayılı 348.436,70 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek, Hazine adına tespit ve 333.871,57 metrekare yüzölçümüyle hükmen 13.03.2009 tarihinde tescil edildikten sonra, 2012 yılında mera tahsis kararı ile mera olarak sınırlandırılıp 30.01.2013 tarihinde özel siciline kaydedilmiştir. Davacılar, ... ve ..., taşınmazın bir bölümü hakkında, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, kaydın iptali ile eşit paylarla adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır....

                    İdaresi, taşınmazın devlet ormanına bitişik olup eylemli orman niteliğinde olduğunu, memleket haritası ve hava fotoğraflarına bakıldığında taşınmazın orman görünümünde olduğunu ileri sürerek, sözkonusu taşınmaza ilişkin mera tahsis kaydının iptali ile mera sicilindeki kaydının silinerek taşınmazın orman olan kısmının orman vasfıyla tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, Mera Komisyon Başkanlığına karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kabulü ile çekişmeli 219 sayılı parsele ilişkin mera tahsis kararının iptaline, mera sicilindeki kaydın silinerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... İdaresi ile davalı Hazine ve ... Belediye Başkanlığı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu