KARAR Davacı 3. kişi vekili; haczin yapıldığı taşınmazın, menkul eşya satış sözleşmesinde belirtilen eşyalarla birlikte, dava dışı .... lojman olarak kullanılmak üzere kiraya verildiğini, kiralanan bu yerde borçlu ...’nun oturduğunu, borçlarından dolayı bir çok kez haciz yapıldığını, yapılan hacizlere karşı açılan istihkak davalarının lehlerine sonuçlandığını ileri sürerek, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili, borçlunun adresinde, borçlunun eşinin huzurunda malların haczedildiğini, davacının istihkak iddiasının kötü niyetli ve muvazaalı olduğunu, davacının sunduğu kesinleşmiş mahkeme kararlarının, sadece hacze konu olmuş bir kaç menkul mala ilişkin olduğunu, davacının malların kendisine ait olduğunu kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerektiğini ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir....
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre;dava konusu haczin, borçluya ödeme emrinin tebliğ adreste yapılmadığı, dosyanın tarafları ile ilgisi bulunmayan ve haciz adresinde faaliyet gösteren işletmenin yetkilisinin mahcuzun kendisine ait olmadığını, yeri olmadığı için arkadaşı 3. kişi tarafından haciz adresine bırakıldığını beyan ettiği, vergi kayıtlarına göre 3. kişinin 2004 yılından bu yana hacizli malın niteliği ile uyumlu şekilde mobilya işleri ile uğraştığı, bilirkişi raporuna göre davacı 3. kişinin dayanağı olan ve borçlu şirket tarafından düzenlenen faturanın 3. kişinin defterlerinde kayıtlı olduğu gibi mahcuzun da demirbaş olarak defter kayıtlarında yer aldığı anlaşılmıştır. Buna göre, mülkiyet karinesi davacı 3. kişi lehine olup davanın İİK m. 96 gereğince 3. kişi tarafından açılması ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmaz. Mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/253 esas sayılı dosyada itirazın iptali davasının son celsesinde verilen ihtiyati haciz kararı gereği müvekkilinin menkul ve gayrimenkulleri üzerine ihtiyati haciz konulması gerektiğine karar verildiği menkul haczin gerçekleştiği menkul haczi sırasında ihtiyati hacze konu bedelin fazlasıyla 40.000 TL olarak icra dosyasına yatırıldığını, icra iflas kanunu 266. Maddesi gereğince ihtiyati haczin teminat karşılığında kaldırılmasının icra dosyasına yatırılan tutarın teminat miktarını karşıladığı sabit olmakla birlikte mahkemece yeniden teminat belirlenmesi halinde de teminatı yatırmaya hazır olduklarını ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının iddia ettiği taleplerinin zamanaşımına uğradığını, icra dosyasını ödenen miktarın alacağın tamamını karşılamadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince: Davanın kabulüne karar verilmiştir....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir.Dosyada mevcut 05.07.2007 tarihli haciz tutanağı davalı (alacaklı) vekilince imzalanmış olup, tutanakta teslim edilen menkul malın muhafazası için yedieminin günlük 10 TL ücret talep ettiği, alacaklı vekilinin ise talep edilen ücreti kabul ettiği anlaşılmaktadır. Alacaklı haczedilen taşınır malların borçlunun elinde bırakılmasına onay vermezse, gideri peşinen alacaklıdan alınarak (İİK.mad.95) haczedilen taşınır mallar uygun bir yerde muhafaza altına alınır (İİK.mad.88/2).Adalet Bakanlığı hacizli malların korunması için uygun göreceği yerlerde depo ve garaj açabileceği gibi Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfına da açtırabilir veya işletme hakkını verebilir. Alınacak depo ve garaj ücretleri, Adalet Bakanlığı'nca belirlenir....
Malın borçluya ait adreste, haczin borçlunun huzurunda, haczin ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği adreste, haciz mahallinde malın borçluya ait olduğunu gösterir belge bulunması halinde, malın borçlunun elinde veya üçüncü kişi ve borçlunun birlikte elinde bulundurduğu durumda ve kısacası malın borçlunun elinde sayılabileceği benzer hallerde haczedilmesi halinde İİK'nın 96- 97. maddelerine göre haczedilmiş sayılacağından icra müdürlüğünce istihkak prosedürünün bu maddelere göre yürütülmesi, malın borçlunun elinde sayılmayacak şekilde üçüncü kişi elinde haczedilmesi halinde ise icra müdürlüğünün İİK'nın 99. maddesinde yazılı prosedürü uygulaması gerekir. İcra müdürlüğünce varılan sonuca göre, icra mahkemesine getirilen bu tür şikayetlerde icra mahkemesince istihkak iddiasını çözümler şekilde muvazaa iddiası, organik bağ yahut borçlunun alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik taşınmaz devri yaptığı iddiaları incelenerek sonuca gidilemez....
-TL bedelle ihale edildiğini, satış ilanının taraflarına tebliğ edilmediğini, davaya konu ihalenin İİK’nun ve TBK’nun ilgili maddelerine uygun şekilde yapılmadığını, davaya konu olan makineler ile ilgili haciz yapıldığını ve müvekkile ya da müvekkilin yetkili kıldığı kişiye haciz tutanağının bir suretinin tebliğ edilmediğini, davaya konu olan menkul malların değerinin oldukça düşük belirlendiğini, menkul malların satış tarihindeki ikinci el fiyatı daha fazla olduğunu, ayrıca satış sırasında ihaleye başlarken elektronik ortamda satışa katılan olup olmadığına bakılması ve bu hususun ihale tutanağının başında belirtilmiş olması gerektiğini, ihale tutanağının başında bu konu ile ilgili hiçbir beyan bulunmadığını, arz edilen nedenlerle usulsüz ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece bozma ilamına uyularak,haciz tarihinden günümüze kadar alacaklı tarafından herhangi bir satış talebinde bulunulmadığı, satış avansı yatırılmadığı, menkul mallar üzerindeki haczin hükmünü yitirdiği gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. Dava konusu haciz, 19.09.2013 tarihinde yapılmış olup eldeki dava ise, 24.02.2014 tarihinde açılmıştır. İİK'nin 106. maddesine göre, alacaklı haczedilen taşınır malın satışını altı ay içerisinde istemek zorundadır. Aksi halde İİK'nin 110. maddesine göre taşınır mal üzerindeki haciz kendiliğinden düşer. Ne var ki, İİK'nin 97/8. maddesinde,’’Dava esnasında 106 ncı maddedeki müddetler cereyan etmez.’’ düzenlemesine yer verilmiştir....
Ancak, talimat yazısı, borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikli olmayıp da belli bir malın haczini isteyen "nokta haczi" biçiminde yazılmış ise, bu halde anılan hacizle ilgili şikayet, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenir. Bir başka deyişle böyle hallerde İİK.nun 79. maddesi hükmü uygulanamaz. Yine, haciz işlemi talimat yoluyla değil de doğrudan müzekkere yazılarak yapılmış ise, haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesi şikayetleri incelemede yetkilidir. Somut olayda; dava konusu taşınmaz üzerinde ... İcra Müdürlüğünün 1/11/2012 tarih ve 2007/2393 esas sayılı yazısı ile haciz şerhi konulduğu anlaşıldığından yukarıda açıklanan maddeler ve kurallar gereğince anılan takip dosyası ile ilgili haczin kaldırılması talebini inceleme yetkisi, haciz işlemini yapan asıl icra dairesinin bağlı olduğu... İcra Mahkemesi'ne aittir. Bu durumda uyuşmazlığın... 1....
No.34 Bornova /İzmir" adresinde haciz işlemi gerçekleştirildiğini, yapılan haciz sırasında kendisini davalı 3. Şahıs As T3 Demir Çelik Sanayi T3 yetkilisi olarak tanıtan Serkan Arslan'ın haciz mahallinde bulunan malların ve dahi haciz mahallinin yetkilisi bulunduğu şirkete ait olduğunu, borçlu şirket ile ilgilerinin bulunmadığını ifade ederek hacizli mallar üzerinde istihkak iddiasında bulunduğunu, borçlu şirket ile davalı 3....
Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde, yetkili icra dairesine başvurarak ihtiyati haciz kararının icrasını istemek zorundadır. Alacaklı, icra takibinde bulunduktan sonra ihtiyati haciz talep etmişse, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde icra takibinin derdest olduğu icra dairesine başvurarak ihtiyati haciz kararının icrasını istemek zorundadır. Alacaklı ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde yetkili icra dairesinden (veya derdest icra takibinin bulunduğu icra dairesinden) ihtiyati haciz kararının icrasını istemezse, ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, İkinci Baskı, Ankara 2013, s.1047 vd. Alacaklı ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde icra takibinin derdest olduğu icra dairesine başvurarak ihtiyati haciz kararının infazını istemek zorunda olduğu belirtilmiştir. Somut olayda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18....