Taşınır malın alınmasının suç oluşturabilmesi için, zilyedinin rızasının bulunmaması gerekir. Dolandırıcılık suçunda failin hileli hareketleri sonucu sakatlanmış irade neticesinde kişiye ait malvarlığının mülkiyetinin devri, buna karşılık hırsızlık suçunda ise; menkul bir malın, sahibinin rızası dışında alınması, mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerindeki zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hale gelmesi söz konusudur. Somut olayda; sanığın, mağdurun işyerinde olmadığı sırada işyerine gittiği, mağdurun dükkanına geçici olarak bakması için bıraktığı ve suç tarihinde 10 yaşında olan tanık ...'...
Müdürlüğü'nün 2010/10690 sayılı dosyası ile 301.295,18 TL'nın tahsili için takip yapıldığı, 27.07.2010 tarihinde borçlunun evinde yapılan hacze ilişkin tutanakta bir kısım menkul malın haczedildiği, haczedilen menkul malların değerinin 1.900,00 TL olduğu, davalı borçlu ...tarafından haciz tutanağına, haczedilen menkul malların haczi kabil mallar olmadığı yönünde itirazda bulunduğu, borçlu Huriye'nin 1/2 hissesi olan adına kayıtlı ...plakalı aracın fiilen haczinin yapıldığı ve kıymetinin 5.000,00 TL olarak belirlendiği ve ... dosyasından satışa çıkartıldığı, dava dışı 3. şahıs tarafından 1.500,00 TL bedel ile satın alındığı, söz konusu menkul malların takip alacağına yetmediği anlaşılmıştır. ... dosyası, haciz tutanağı kapsamından borçlunun aciz halinde olduğu anlaşılmaktadır. ... dosyasındaki dava dışı diğer borçluların aciz halinin gerçekleşmemiş olması tasarrufun iptali davasının davalısı olan borçlu lehine dikkate alınabilecek bir husus değildir....
Müdürlüğünün 2016/991 E. sayılı dosyasından 20/10/2016 tarihinde icra ihalesinde hacizli menkul malların satılmış ve mülkiyetinin değişmiş olması” gerekçesi ile reddedildiğini, haciz tutanağı ile muhafaza taleplerinin reddine karar verilmesi üzerine Adana 4....
menkul, gayri menkul ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına talep ve dava etmiştir....
dosyadan bu sorumluluğunun bir kısmını (dosya borcunun tamamı olan 25.046,36- TL'yi 21/12/2020 tarihinde ödeyerek) yerine getirdiği, mevcut dosyadan ise halen 8.203,64- TL maddi sorumluluğunun devam ettiği, bu nedenle borçlu olarak kaydının ve mallarına haciz konulmasının usul ve yasalara uygun bulunduğu, yedieminin uhdesinde olan menkul mallarla ilgili maddi sorumluluğunun mahcuz malın satışı aşamasına geldiğinde doğacağına yönelik yasal düzenlemenin bulunmadığı, aksi halde yedieminin kendi kusurundan kaynaklanan yangın, su basması veya başka sebeplerle zayii olan mahcuz menkul mal için hiçbir zaman satış işlemleri başlatılamayacağından sorumluluktan kurtulmasının mümkün olması durumu ortaya çıkacağından alacaklı vekilinin talebinin reddine şeklinde verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir....
Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; İcra esas ve talimat dosyası incelendiğinde, enkaz mahiyetindeki taşınmaza fiili haczin 07/10/2016 tari- hinde konulduğunun haciz zaptıyla sabit olduğunu, bu tarihten itibaren 07/10/2017 tarihinde 1 yıl geçmekle hacizin düştüğünü, yenilenmesi gerektiğini, yenilenmemiş haciz sebebiyle satış işlemi (ihale) yapılmasının mümkün olmadığını, anılan taşınmazın (enkaz) üzerindeki haczin kalktığı (düştüğü) hususu dikkate alınmadan, geçerli bir haciz olmaksızın yapılan satışın geçerli olmadığını, b sebeple ihalenin feshine karar verilmesi gerektiğini, enkazın menkul hükmünde olduğunu, gayrimenkul olarak satıldığını, taşınmazın mülkiyetinin halen Maliye Hazinesi (Milli Emlak Md.lüğü) adına kayıtlı olduğunu, bu arazi üzerinde davacı müvekkilinin gecekondusu (ruhsatsız inşaat) bulunduğunu, bu tarz yapıların, ruhsatsız inşaatlar, tapusuz taşınmazlar (iik gereğince enkaz) olduğundan menkul hükmünde olduğunu, haczin de enkaz olarak yapıldığını, enkaz olarak menkul...
nin davacı şirket (… Şti.) nezdinde bulunan mal, alacak ve haklarına 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca haciz konulduğu, bu haciz bildirisinin tebliğinden itibaren 7 gün için tahsil dairesine yazılı beyanda bulunmaması nedeniyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 79. maddesine dayanılarak mal elinde borç zimmetinde sayılmak suretiyle davacı şirket adına dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmıştır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun "haciz" başlıklı 62. maddesinin 1. fıkrasında; borçlunun, mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı hükme bağlanmış, aynı Kanunun "üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi " başlıklı 79. maddesinin 2.fıkrasında da; borçlunun alacağı veya üçüncü şahıstaki bir malı haczedilip de üçüncü şahıs,...
Atatürk Bulvarı No:91 Atakum/Samsun" adresinin borçlunun Ticaret Sicil Gazetesinde geçen adreslerinden olduğunu, iş yeri çalışanı Yahya Gündoğdu'nun iki adresi ay önce devraldıklarını beyan ettiğini, 3.Şahıs Şenler Konut Firması lehine sunulan vergi levhası adresinin haciz mahallini kapsamadığını, borçlu şirketin başka firmalara kestiği fatura asıllarının haciz mahallinde bulunmadığını, mahalde borçlunun düzenlediği faturadaki menkullerle istihkak iddia edilen menkullerin aynı cins olduğunu, borçlu ile 3.şahısın iştigal konularının aynı olduğunu, haciz mahallinde borçluya ait proje resimleri bulunduğunu, ayrıca 3.şahıs lehine sunulan kira kontratı çeklerin yazılma tarihleri ile mahalde bulunan fatura tarihlerinin hemen hemen aynı tarihlerde olduğunu, istihkak davasının asıl amacının malın mülkiyetinin kime ait olduğunun tespiti olmadığını, asıl amacın o malın haczinin caiz olup olmadığına karar vermek olduğunu, icra mahkemesinin istihkak davasında malın mülkiyetinin tespiti yönünde karar...
Bu kapsamda, 12.07.2011 tarihinde yazılan talimatta, daha evvel alınan raporlar doğrultusunda elektrik ve makine konusunda uzman bilirkişiler eşliğinde kıymet takdirinin yapılması talep edilmiş ve talimat icra müdürlüğünce bilirkişiler heyeti ile birlikte taşınmazda gerçekleştirilen keşif esnasında alacaklı vekilinin talebi ile taşınmazlar üzerinde rastlanan ihale konusu iki adet makinenin de haczi istenmiş ve talimat icra müdürlüğünce haciz işlemi gerçekleştirilmiştir. Ancak söz konusu makinelere ilişkin olarak asıl icra müdürlüğüne yapılması gereken haciz talebi ve asıl icra müdürlüğünce yazılmış menkul haciz talimatı da bulunmadığı halde, talimat icra müdürlüğünce gerçekleştirilen kıymet takdirine ilişkin işlemin infazı sırasında söz konusu makinelerin haczedilmesi mümkün değildir. Zira talimat icra müdürlüğü yalnızca kendisine verilen talimat işlemleri ile bağlıdır....
Bu davada davacı üçüncü kişi, haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle takip borçlusuna borcu bulunmadığını veya malın elinde olmadığını ispat etmelidir. Somut olayda, davacı haciz bildirisinin 28.08.2008 tarihinde tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 yıllık süre dolmadan 20.08.2009 tarihinde davasını açmıştır. Hal böyle olunca 3. şahsın Kurum aleyhine açtığı davanın 6183 Sayılı Kanunun 79/IV. maddesi hükmüne göre menfi tespit davası olarak nitelendirilerek davacı kooperatifte vergi borçlusunun alacağının bulunup bulunmadığı konusu defter kayıtları da incelenmek suretiyle belirlenmesi ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir, kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16.5.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....