Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 25/02/2021 NUMARASI : 2019/48 ESAS - 2021/68 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;ddavalı kurumca düzenlenen 22/02/2019 tarih 3015533 sayılı ödeme emrinin ve 22/02/2019 tarih 3015668 sayılı ödeme emirlerinin iptali, davacının davalı kuruma 81,367,31 TL borcu bulunmadığının tespit edilmesini talep ettiklerini beyanla davalınını %20den aşağı olmamak üzere kötü niyet/ icra inkar tazminatı ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle,Sivas SGK İl Müdürlüğü'nün 1033270 sicil sayılı dosyasında işlem gören Avukatlık Bürosu işyeri ile ilgili olarak; 02.03.2018 tarih ve 2018/CSS/010 saylı Sosyal Güvenlik Denetmen raporuna istinaden, Ahmet DOĞAN isimli çalışanın 2016/10, 11 ve 12....

Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, ”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....

    Ay prim ve işsizlik sigortası borçlarından dolayı tarafına 2016/0273329 ve 2016/027330 takip nolu ödeme emirleri gönderildiğini, tarafına gönderilen ödeme emirlerinin yanlış adrese tebliğ edildiğinden tarafına ulaşmadığını, sözkonusu ödeme emirlerinin Eskişehir Yunusemre Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından 26/11/2018 tarihinde elden tebliğ edildiğini, ödeme emirlerinden bu tarihte haberdar olduğunu, sözkonusu işyerinin tarafına 2015 yılında devredildiğini, tarafına bu alacaklardan dolayı başvurulmasının mümkün olmadığını, bu nedenle tarafına gönderilen ödeme emirlerinin iptali ile davalı kuruma borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; sözkonusu ödeme emirlerinin davacının adres kayıt sistemindeki adresine tebligat pusulası ile bırakıldığını, davacının ise davayı süresinde açmadığı için süresinde açılmayan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

    YARGILAMA SÜRECİ : Dava Konusu İstem: Davacı adına 1997, 1998 ve 1999 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kamu alacaklarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır....

      Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zaman aşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı kararları). Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen göz önünde tutulmalıdır. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....

        Burada söz konusu olan idari para cezasının kendisinin iptali olup, tahsili nedeniyle tanzim edilen ödeme emrinin iptali ya da borçlu olmadığının tespiti talepleri iş mahkemesinin görev alanındadır. Bu nedenle 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesi uyarınca davaya konu idari para cezalarını içeren ödeme emirlerinin dayanağını oluşturan idari para cezası kararlarının iptali için davacı tarafından idare mahkemelerinde dava açılıp açılmadığı araştırılmalı, dava açılmış ve sonuçlanmış ise kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında idari para cezalarının kesinleşmesi olgusu bekletici sorun yapılarak, elde edilecek sonuca göre davacının idari para cezalarından sorumlu olup olmayacağı saptanmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir....

          ne ait borçlardan dolayı davacıya tanzim ve tebliğ olunan ödeme emirlerinin iptali gerektiği anlaşıldığından davanın kabûlüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 79/4 maddesine dayalı olarak açılan borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı İdare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Eldeki dava 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesi hükmüne göre açılmış olup, davacı haciz bildirisine süresinde itiraz etmemiş olup davanın açılmasına kendisi sebebiyet verdiğinden yargılama giderlerinin üzerinde bırakılması ve davacı lehine vekalet ücretinin hüküm altına alınmaması gerekir....

            takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emirlerine karşı açılan davaların reddine ilişkin Mahkemelerinin ... tarih ve E:..., ..., K:..., ... sayılı kararlarının istinaf başvurusunda bulunulmaksızın kesinleştiği, daha sonra söz konusu ödeme emirlerinin kaldırılması talebiyle ... tarihinde yapılan başvurunun ... tarih ve ... sayılı işlemle reddi üzerine bahsi geçen ödeme emirlerinin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı olayda, aynı konuda açılan ve tarafları aynı olan bu davada, uyuşmazlığın kesin hüküm nedeniyle yeniden dava konusu yapılması hukuken mümkün bulunmadığından işin esasının incelenemeyeceği gerekçesiyle dava incelenmeksizin reddedilmiştir....

              Fıkrasının birinci cümlesinde, Kurumun prim ve diğer alacaklarının on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımı süresinin başlangıcının ise, ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başı olduğu belirtilmiştir. 2019/6,7,13 ve 14 esas sayılı dosyalarda dava konusu ödeme emirleri incelendiğinde ödeme emirlerinin 2005/3- 2008/3 dönemleri prim, ve işsizlik prim borcuna ilişkin olduğu ödeme emirlerinin davacıya 02/01/2019 tarihinde tebliğ edildiğinden bu ödeme emirlerine konu borcun tamamınını zamanaşımına uğradığı anlaşıldığından bu ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. 2019/8 esas sayılı dosyasında dava edilen ödeme emirlerinin 2007/9- 2009/4 dönemine ait damga vergisi ve prim borcuna ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ancak dava dilekçesi incelendiğinde davacının bu ödeme emirlerinin 2009 öncesine ait borçlar yönünden iptalini talep ettiği, 2009 yılına ait borçların dava edilmediği sabittir....

              Uyuşmazlıkta, davacı tarafından banka hesaplarına uygulanan haciz işlemi ile haberdar olduğu ve adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açıldığı, ancak Mahkemece söz konusu ödeme emirlerinin usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu ödeme emirlerinin usulüne uygun tebliğ edilmediği tespitinin davanın süresinde açılıp açılmadığı incelenirken önem arz ettiği, diğer bir ifadeyle usulsüz tebliğin dava konusu ödeme emirlerinin de iptalini gerektirir nitelikte bulunmadığı hususu her türlü izahtan varestedir....

                UYAP Entegrasyonu