Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, ecrimisil alacağına ilişkin menfi tespit isteğine ilişkindir. Davalı ... adına vasii ... tarafından 30.04.2014 tarih, .... yevmiye numaralı noter ihtarı ile davacı ... ve davadışı ... adına ihtarname gönderilmiş ve bu ihtarname üzerine muhataplardan davacı ... ihtarnameye istinaden menfi tespit davası açmıştır. İcra İflas Kanunu'nun 72. maddesi hükmüne göre; borçlu, icra takibi öncesinde ve icra takibi sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Somut olayımıza bakıldığında, davalı ...'ın davacı ... hakkında 30.04.2014 tarih, 13133 yevmiye numaralı ihtarı ile talep etmiş olduğu ecrimisil alacağına ilişkin icra takibinde bulunması ya da dava açması imkân dahilindedir. Menfi tespit davası açılabilmesi için çekişmeli alacakla ilgili mutlak olarak icra takibi veya dava açılması zorunlu olmayıp böyle bir tehlike veya tehdidin varlığı yeterlidir....

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı, davalı tarafından ..... İcra Müdürlüğü'nün 2007/4511 sayılı dosyasından takip konusu yapılan faiz oranının haksız olduğu iddiasıyla menfi tespit isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı/borçlu vekilinin temyizi üzerine karar, Dairemizin 27.02.2012 gün ve 2011/12143 E. - 2012/2950 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur....

      Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, düzenlenen sözleşmede menfi zarar ile birlikte müspet zarar istenebileceği yönünde açık bir hüküm bulunmadığı, davacının sadece menfi zarar talep etme hakkına sahip olduğu, müspet zarar kapsamında olan kira kaybından kaynaklı tazminat, mahrum kalınan kar ve cezai şart taleplerinin kabul edilemeyeceği, davacı arsa sahibince davalı tarafından 75.000,00 TL ödeme yapıldığının kabul edildiği, bu nedenle davalı tarafın davacı taraftan 75.000,00 TL alacaklı olduğu, mahsup talebinin yerinde olduğu, davacı tarafın menfi zarar kapsamında bulunan yıkılan 2 adet dükkan ve 2 bina enkaz bedeli olan 3.600,90 TL ile, bunlardan mahrum kalınan kira kayıp bedeli 33.120,00 TL'nin davalı tarafça ödenen 75.000,00 TL'den mahsubuna karar vermek gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile 09.08.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine, menfi zarar kapsamında tespit edilen toplam 33.120,00...

        Ödeme emrinin iptaline yönelik dava "menfi tespit" niteliğinde olup, maddede belirtilen; "böyle bir borcu olmadığı", "kısmen ödendiği" veya "zamanaşımına uğradığı" yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine ... koşul bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit davası açma olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623- 717; 26.04.2006 gün ve 2006/21-198-249 sayılı Kararları). Somut olayda davacı ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde menfi tesbit davasını açmış ise de itiraz nedenleri "böyle bir borcu olmadığı", "kısmen ödendiği" veya "zamanaşımına uğradığı" şeklinde bir itiraz niteliğinde olmadığı, anlaşılmaktadır....

          Mahkemece, davalı alacaklı Denizbank A.Ş. ve ... yönünden süresi içinde menfi tespit davası açılmadığı, davalılar ... ve ... yönünden ise husumet nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, menfi tespit ile birlikte istirdat isteminde de bulunmuştur....

            Dava menfi tespit isteğine ilişkin olup İİK.m.72'ye çözümlenecektir. İİK.m.72 "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. " şeklindedir. Buna göre menfi tespit istemlerinin dava olduğu ve mahkemelerce çözümleneceği yasa gereğidir. Tüketici Hakem Heyetleri mahkeme niteliğinde olmadığı gibi vereceği kararların da ilam niteliğinde olmadığı ancak ilamlar gibi takibi yapılabileceği dikkate alındığında iş bu menfi tespit davasının, Tüketici Hakem Heyeti görevi kapsamına girmediğinden zorunlu arabuluculuk şartının istisnası olduğu söylenemez. Keza itirazın iptali ve menfi tespit davaları bedele bakılmaksızın doğrudan mahkemelere açılacak dava niteliğinde olup dolayasıyla zorunlu arabuluculuğa tabi davalardandır....

            SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; -------işbu davada yetkili mahkeme sıfatına haiz olmadığını, menfi tespit davasında yetkili mahkeme İcra ve İflas Kanununun 72....

              Sayılı dosyasının davacı yönünden davanın sonuna kadar durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, haciz İhbarnamelerinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle öğrenme tarihi olan 19.12.2022 tarihinin kabulüne ve süresi içinde açılan İİK.89/3 maddesine ilişkin menfi tespit davamızın kabulüne , tebligatların usulüne uygun olduğunun tespit edilmesi halinde ise İİK.72 maddesi uyarınca menfi tespit davalarının kabulü ile davalı şirkete borçlu olmadıklarının tespitine ve icra dosyasına yapılan ödemelerin istirdatına , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Dava, İcra İflas Kanunun 89. Maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davasıdır. Mahkemelerin görevi dava şartıdır....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi No : Dava, ödeme emrinin iptali ve menfi tespit istemlerine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir....

                  Ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda Arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını Arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır... denilerek ticari dava niteliğindeki menfi tesbit davalarında Arabulucuya başvurunun zorunlu olmadığı"belrtilmiştir. Anılan ilam 2797 Sayılı Kanunun 45. maddesi gereği mahkemeleri bağlayıcı niteliktedir. Bu durumda ilk derece mahkemesince davacının menfi tesbite ilişkin taleplerinin T.T.K. 5/A maddesi gereğince Arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı dikkate alınarak işin esasına girilip bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu