Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayımızda açılan dava alacak ve tazminat davası olmayıp menfi tespit davası olduğundan arabuluculuk dava şartına tabi değildir. O halde mahkemece eldeki davada arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı gözönünde bulundurularak yargılama yapılıp bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Her ne kadar 6102 sayılı TTK nın 7445 sayılı kanunun 31. Maddesi ile değişik 5/A maddesinde; menfi tespit davaları da arabuluculuk kapsamına alınmış ise de; ilk derece mahkemesi karar tarihinde menfi tespit davalarının 5/A maddesinde arabuluculuk kapsamında olmaması ve 7445 sayılı kanunun 31. Maddesinin yürürlük tarihinin 01/09/2023 tarihi olması nedeniyle TTK nın 5/A maddesinde yapılan değişikliğin somut olayımızda uygulanamayacağı kanaatine varılmıştır....

Mahkemece yapılan yargılama sonunda menfi tespit davasına konu takibin İstanbul'da yapıldığı, davalının ikametgahının İstanbul Anadolu Adliyesi yetki alanında bulunduğu, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, bankanın ikametgahının İstanbul Anadolu Adliyesinin yetki alanı içerisinde bulunduğunu belirterek mahkemenin yetkisine yönelik yetki itirazında bulunmuştur. Davalı vekilinin yetki itirazı süresinde olduğu gibi, usulüne uygundur. Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası için kanun koyucu İİK'nun 72/son maddesinde iki özel yetki kuralı öngörmüştür. Buna göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası davalı alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği gibi icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde de açılabilecektir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından çek için açılan menfi tespit davasının arabuluculuk görüşmesi yapılmadığı için usulden reddedildiğini, ancak menfi tespit davalarında arabuluculuk görüşmesi yapılması dava şartı olmadığından mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. GEREKÇE: Dava, kambiyo senedi(çek) nedeniyle borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır....

      Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....

        Taraflar arasındaki karşılıklı itirazın iptali menfi tesbit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın reddine karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle müzayaka halinde bulunan bankanın borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına menfi tesbit davası ile ilgili olarak kurulan hükümde karar ve ilam harcından menfi tesbit davasının davalısının sorumlu tutulmuş olmasına göre tarafların temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden davacı-davalıdan alınmasına, 8.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Asıl dava kefilin, birleşen dava kiracının menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davaların kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm birleşen dosya davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hüküm birleşen dosya davacı vekili Av.... ve davalı kiralayan vekili Av. ... tarafından temyiz edilmiş ise de, bu kez davacı ve davalı vekilinin 21.02.2014 tarihli dilekçeleri ile temyiz isteminden feragat ettikleri, vekâletnamelerinde de temyizden feragate yetkilerinin bulunduğu anlaşıldığından vaki feragat nedeniyle temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 18.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 08/07/2014 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; .. TL için davanın konusu kalmadığından menfi tespit bakımından esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, bakiye .. TL bakımından davacının menfi tespit talebinin kabulüne dair verilen 24/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT : Davacı tarafça, davalıdan ------- karşılığında bilgisayar aldıkları, bilgisayarın ayıplı olması nedeniyle servise gönderildiği, servis tarafından kendilerine değişim belgesi verildiği, davalının değişimi gerçekleştirmediği bu nedenle sözleşmeden dönme haklarını kullandıklarını ve davalıya iade faturası kestiklerini, ayıp nedeniyle menfi zararlarının oluştuğunu beyanla menfi zararlarının tazminini talep ettikleri anlaşılmıştır. Davalı tarafça, davalıya ürün bedelini iade ettikleri menfi zararın tazmininin ancak ürün bedelinin iadesi ile birlikte istenebileceği, bu nedenle bu aşamada istenmesinin mümkün olmadığı, ürünün ayıplı olmasında kendilerinin kusurunun bulunmadığı bu nedene menfi zarardan sorumlu olmadıkları iddiasıyla davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Dava, satış sözleşmesinde edimin ayıplı ifa edildiği iddiasına dayalı menfi zararın tazmini davasıdır....

                Sayılı icra takibine konu çekler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti isteğine yönelik menfi tespit davasıdır. Öncelikle, menfi tespit davası ile ilgili genel bir açıklama yapılmasında ve ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır: Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir....

                  alacağa mahsuben ihale yoluyla aldığını ve adına tescil ettirdiğini, kolluğa yaptığı şikayet üzerine davalı hakkında Varto Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/11 Esas, 23013/49 Karar sayılı dosyasında tefecilik suçundan mahkumiyet kararı verildiğini, ceza mahkemesi kararının Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiğini, ceza mahkemesi kararının hukuk hakimini bağlayacağını, taşınmazların davalı adına tescili nedeniyle yolsuz tescil iddiasına dayalı olarak davalı aleyhine açılan davada Varto Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/198 Esas, 2016/151 Karar sayılı kararı ile menfi tespit talebinin kabulü ile birlikte tapu iptal tescile karar verildiğini, kararın ilgili Yargıtay dairesi tarafından ıslahla menfi tespit talep edilemeyeceğinden menfi tespit talebi yönünden usulüne uygun dava açılması için tarafa süre verilerek menfi tespit davasının sonucunun beklenmesi için bozulduğunu, bozma ilamı üzerine mahkemece verilen süre içinde işbu menfi tespit davasının açıldığını belirterek müvekkilinin...

                  UYAP Entegrasyonu