Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Söz konusu alacak kalemleri sözleşmenin karşı tarafça yerine getirileceği inancıyla resmi kurumlara yatırılmış giderler olup, güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan eylemli zarar, menfi zarar niteğindedir. Sözleşme iş sahibinin temerrüdü ve kusuru sebebiyle fesh edildiğinden davacı yüklenici BK'nın 108/II. maddesi hükmünce menfi zararlarının da ödetilmesini isteyebilir. Bu durumda davacının kanıtladığı menfi zarar kalemleri ile ilgili isteminin de kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu bu talebin reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince davacıların temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 2547 Sayılı Yasanın 56/b maddesi gereğince davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 02.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında yapılan akaryakıt ve LPG bayilik sözleşmesi gereğince davalının müvekkiline 1.865,000 USD ödemeyi üstlendiği halde bu edimini ifa etmediğini, davalının müvekkilini kandırarak muafiyetle ilgili belgeler imzalattığını, bu nedenle müvekkilinin ticaret yapamadığını, menfi zararının meydana geldiğini, müvekkilinin 4 adet toplam 949,695,48 TL bedelli çekten dolayı davalıya borcunun olduğunu ileri sürerek müvekkilinin davalıya olan borcunun alacağından mahsubuna, şimdilik 10.000 TL menfi zararın davalıdan ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 20.12.2011 tarihli dilekçesiyle menfi tespit taleplerini atiye bıraktıklarını belirtmiştir....

      Mahkemece, İİK 72/5. maddesi gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı verilmemiş veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borç alacaklıya ödenmiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edileceği gerekçesiyle davacının borçlu olmadığının tespiti ile ödeme yaptığı 4.860,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dava, kambiyo senedine dayanan icra takibinde menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı keşideci, senedin sulama bedeli için teminat olarak verildiğini ve borcu ödediğini iddia etmiş olmasına göre ispat yükü davacıya aittir. Şu halde, mahkemece, ispat yükünün davalı tarafa yüklenmiş olması ve buna göre sonuca gidilerek karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemesi ise, dava, İİK'nın 89.maddesine göre gönderilen 3.haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davası olup, 3.haciz ihbarnamesini alan 3.kişinin icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde menfi tespit davası açabileceği, davacının yerleşim yerinin ... olduğu ve ... mahkemelerinin davaya bakmakla yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İİK'nın 89/3. maddeye göre 3. haciz bildirimini alan üçüncü kişi, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde 15 gün içinde menfi tespit davası açabilir. Görüldüğü gibi İİK'nın 89/3. maddesinde aynı yasanın 72/son maddesinden farklı olarak yetki düzenlemesi yapılmış ve bu tür davaların icra takibinin yapıldığı yer veya davayı açan üçüncü kişinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği hükme bağlanmıştır. Dosya kapsamından ve icra dosyasından davanın İİK'nın 89/3. maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu anlaşılmaktadır....

          nın 72. maddesine göre açılan menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davasında, davacı borçlunun borçlu olmadığı miktar hüküm fıkrasında açıkça gösterilerek menfi tespit hükmü kurulur. Bu durumda mahkemece, HMK'nın 26. maddesi de gözetilerek, taleple bağlılık kuralı çerçevesinde davacının borçlu olmadığı miktar saptanarak menfi tespite hükmedilmesi gerekirken, davanın niteliği gözardı edilerek, borçlu olunmayan miktar belirtilmek yerine borçlu olunan miktar üzerinden olumlu tespit hükmü kurulması usul ve yasaya aykırı olup, kabul şekli itibariyle de taraflar yararına hükmedilen vekalet ücretinin de hangi miktar üzerinden hesaplandığı açıklanmadığından hüküm bu yönüyle de denetime elverişli olmadığından bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir edilen 1.350.00....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit istemine ilişkin davada Bodrum 1.Asliye Hukuk ve Bodrum Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, menfi tespitle birlikte açılan istirdat davası niteliğindedir. Asliye Hukuk Mahkemesi, kira tespiti ile birlikte açılan alacak, tazminat ve istirdat davalarında miktar ya da değere bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, açılan davada menfi tespitin yanı sıra 26.796,00.-TL ödenmiş kira bedeli ile ilgili istirdat talebinin de bulunduğunu, bu durumda görevli Mahkeme’nin dava değerine göre Asliye Hukuk Mahkemesi olması gerektiğini belirterek görevsizlik kararı vermiştir....

              DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) Her ne kadar istinaf incelemesi için dosya Dairemize gönderilmiş ise de, inceleme konusu ilk derece mahkemesi kararına konu uyuşmazlık, hukuki niteliği itibariyle kıymetli evraka dayalı icra takibine karşı açılmış bir menfi tespit davasıdır. Davacının menfi tespit talebi herhangi bir temel ilişkiye dayanmamaktadır. Bononun sahte olarak doldurulduğu iddiasına dayalıdır. Dava, bu haliyle ticari dava niteliğinde menfi tespit davası olduğundan, Hakimler ve Savcılar Kurulunun 25.06.2020 gün ve 564-586 sayılı iş bölümü kararına göre istinaf talebini inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16-44. Hukuk Dairesine ait olduğundan, dava dosyasının görevli daireye gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;Dosyanın istinaf incelemesi bakımından görevli İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16....

                DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) Her ne kadar istinaf incelemesi için dosya Dairemize gönderilmiş ise de, inceleme konusu ilk derece mahkemesi kararına konu uyuşmazlıkta davacı şirketin menfi tespit talebi, takip dayanağı çekteki imzanın sahteliği iddiasına dayalıdır. Diğer davacı ...'ın menfi tespit talebi ile İİK'nın 89. Maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Her iki davacının iddiası itibariyle, Hakimler ve Savcılar Kurulunun 25.06.2020 gün ve 564-586 sayılı iş bölümü kararına göre istinaf başvurusunu inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16-44. Hukuk Dairesine ait olduğundan, dava dosyasının görevli daireye gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Dosyanın istinaf incelemesi bakımından görevli İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16....

                  Dava takibin dayanağı bonodaki imzanın davacıya(borçluya) ait olmadığı ve takibin dayanağı bononun zamanaşımına uğradığı iddiasına dayalı menfi tespit talebine ilişkindir. Mahkemece takibin dayanağı bononun zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle menfi tespit davasının kabulüne karar verilmiş ise de zamanaşımı iddiasına dayalı olarak menfi tespit davası açılamayacağından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Yukarıda açıklandığı üzere dava İİK’unun 72. maddesine dayalı menfi tespit davası olup , icra takibi nedeniyle davacının dava tarihi itibariyle borçlu olmadığı miktar tespit edilerek menfi tespit hükmü kurulması yönünden yerel mahkeme kararının tekrar bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 29/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu