Mahkemece; davacı ... hakkında yapılmış bir icra takibi bulunmadığından davacının hukuki yararı da bulunmadığı gerekçesiyle borçlu olmadığına yönelik menfi tespit davasının, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere hukuki yarar; davacının sübjektif hakkına hukukî koruma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmasıdır. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; ... ..... İcra Müdürlüğünün 2009/13131 esas sayılı takip dosyasında alacaklının .... İnş Turz Ltd Şti., borçlunun ise .................. Turizm Ltd Şti. olduğu, ancak sözü edilen dosyada davacının taraf olmamakla birlikte .... Kişi konumunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı kurumca, dava dışı şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmış olup, davacı kuruma da bu takip sırasında İİK 89. maddesi gereğince haciz ihbarnameleri gönderilmiştir....
, ipotek veren üçüncü kişi sıfatıyla sorumlu bulunduğu, kendi ticari işletmesi dahi olmadığı hususları gözetildiğinde, uyuşmazlığın ticari dava olmadığı, diğer deyişle Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülemeyeceği, genel görevli mahkemelerin görevli olduğu, hem menfi tespit istemi, hem de ipoteğin fekki istemi yönünden uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu,------- İcra Müdürlükleri'nde yapıldığı için menfi tespit istemi yönünden----- Mahkemeleri görevli ise de, ipoteğin fekki istemi taşınmazın aynına ilişkin olduğu için taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olan-------Mahkemelerinin kesin yetkili olduğu, Bu nedenle ipoteğin fekki istemi yönünden tefrik kararı verilerek dosya----- Asliye Hukuk Mahkemeleri'ne gönderilmesi gerektiğini, dolayısıyla menfi tespit ve ipoteğin fekki istemlerinin ayrı ayrı harca tabi tutulması gerektiği, bu kapsamda, menfi tespit istemi sebebiyle takip çıkışı olan --- üzerinden ve ipoteğin fekki istemi nedeniyle ipotek limiti olan...
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri, ispat ölçüsüdür. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü hâkim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez. Oysa, 6100 sayılı HMK m. 390(3) hükmünde, ihtiyati tedbire karar verebilmek için yaklaşık ispat gerekli ve yeterli görülmüştür. Madde gerekçesinde ise, HMK m. 390(3) hükmündeki düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Yukarıda anılan ilke ve esaslar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; Somut uyuşmazlıkta, davacı taraf davaya konu kambiyo senetlerinin davalı tarafından cebir ve tehdit yoluyla imzalatıldığı, davalıya borçlarının bulunmadığı gerekçesiyle menfi tespit ve ihtiyati tedbir isteminde bulunmuştur....
Davacının dava hakkına sahip bulunması mahkemeden hukuki koruma isteyebilmesi için yeterli değildir. Dava açan kişinin ayrıca dava açmakta hukuki bir yararı bulunmalıdır. Kural olarak inşai davalarda ve eda davalarında hukuki yararın bulunduğu varsayılır. Davacı bu tür davalarda hukuki yararının bulunduğunu bildirmek ve ispat etmekle yükümlü değildir. Ancak şüphe halinde hukuki yararın mevcut olup olmadığı inceleme konusu yapılır. Tespit davalarında bu arada menfi tespit davasında davacının davanın açılmasında hukuki yararı bulunmalıdır. Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmeli, açıklamalı ve gerekirse ispat etmelidir. (Kuru Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, c.II.s.1368; Hanağası Emel; Davada Menfaat, Ankara, 2009,s.314) Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğunu ispat edemezse dava dava şartı olan hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmelidir....
ne şekilde alınacağını, 7.maddesi, Koruma Meclisinin yetki ve görevlerini düzenlemiştir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE Talep, vadesi geçmiş kambiyo senedi(bono) nedeniyle ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararına karşı itirazın reddi kararının kaldırılarak ihtiyati haciz isteğinin reddine karar verilmesi istemine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. HMK'nın 341/1-b.maddesinde ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinafa başvurulabileceği hükmüne yer verilmiştir. İhtiyati haciz şartları değerlendirildiğinde; Geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati haciz, geçici bir hukuki koruma tedbiridir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE Talep, vadesi geçmiş kambiyo senedi(bono) nedeniyle ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararına karşı itirazın reddi kararının kaldırılarak ihtiyati haciz isteğinin reddine karar verilmesi istemine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. HMK'nın 341/1-b.maddesinde ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinafa başvurulabileceği hükmüne yer verilmiştir. İhtiyati haciz şartları değerlendirildiğinde; Geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati haciz, geçici bir hukuki koruma tedbiridir....
Yerel mahkemece, davacının dava konusu talebini süresiz şikayet yoluyla icra mahkemesine bildirmesi gerektiği ve genel mahkemede menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir. Hukuki yarar; davacının sübjektif hakkına hukukî koruma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmasıdır. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; Kartal 1. İş Mahkemesinin 2001/490 esas, 2002/595 karar sayılı dosyasında davacının SSK Başkanlığı olduğu, davalının ise Atlas Organizasyon ve Sosyal Hizmetler adına M.. B.. olduğu, ancak sözü edilen dosyada davalı M.. B..'in açık kimlik bilgilerinin ve adresinin olmadığı anlaşılmıştır. Davalı kurumca, davacı M.. B.. aleyhine Kartal 1. İş Mahkemesinin 2001/490 esas, 2002/595 karar sayılı ilamına istinaden ilamlı icra takibi başlatılmıştır. İş Mahkemesinin yukarıda anılan dosyasında M.....
Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir'' ve aynı Kanun’un 301. maddesinin ''Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek yapılan incelemede; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20/11/2018 tarihli ve 2016/6-986 Esas, 2018/554 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 35. maddesi ve Çocuk Koruma Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20 ve 21. maddeleri uyarınca; fiil işlendiği sırada 15-18 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuğun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, mahkemece sosyal inceleme raporu alınmadan veya alınmaması durumunda gerekçesi kararda gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı...
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, İİK'nın 72. maddesi uyarınca menfi tespit davasının takip borçlusu tarafından açılması gerektiği, takip konusu borç 3. kişi tarafından ödenmiş olsa bile, menfi tespit davasında davacı sıfatının asıl borçluya ait olduğu, menfi tespit istemi yönünden davacının aktif husumetinin olmadığı, davacının dava dışı borçlu...A.Ş. ile arasında hiçbir hukuki bağ olmadığının tespitine ilişkin isteminin ise, istihkak davalarına konu edilmesinin mümkün olduğu, kesinleşen istihkak davasındaki kararın etkilerini ve ileride uygulanabilecek hacizlere karşı açılacak istihkak davalarının tümünü kapsar şekilde davanın tarafı olmayan dava dışı borçlu ...şirketiyle davacının hiçbir hukuki ve ticari bağının olmadığının tespitine yönelik istemin dinlenebilirlik koşulu oluşmadığından davacının bu istem yönünden hukuki yararının bulunmadığı gerekçeleri ile davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....