Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.'nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez. Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir....
Bu noktadan sonra icra müdürlüğünce hacizler kaldırılmamış ise de icra mahkemesine şikayet yoluyla hacizlerin kaldırılabileceği sabit olup eldeki davanın açılmasında dava tarihi itibariyle hukuki yarar bulunmadığı anlaşıldığından davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE, 2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin olarak alınan 7.284,25 TL harcın mahsubu artan 7.104,35 TL harcın istemi halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.'...
Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar veremeyeceği nazara alınarak ihtiyati tedbir talebinin reddine, " karar verilmiştir. Kararı davacı vekili istinaf kanun yoluna getirmiştir....
Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar veremeyeceği nazara alınarak ihtiyati tedbir talebinin reddine, " karar verilmiştir. Kararı davacı vekili istinaf kanun yoluna getirmiştir....
Mahkemelerden hukuki himaye istenmesinde, himayeye değer bir yarar olmalıdır. 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda öğreti ve yargısal kararların bu uygulaması aynen benimsenerek, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması “Dava Şartları” başlıklı 114. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde açıkça dava şartları arasında sayılmıştır. Bir davada, hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır. Davacının hukuki ilişkinin derhal tespitinde menfaatinin (hukuki yararının) varlığı için öncelikle, bir hakkı veya hukuki durumu güncel (halihazır) ve ciddi bir tehlike ile tehdit edilmelidir. Bu tehdit çoğunlukla davalının davranışları ile ortaya çıkar....
Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan/ olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep şu şekildedir: Talep; İstanbul ... İcra Dairesi'nin ... Esas sayılı takibe konu çekte bulunan şirket kaşesinin davacı şirkete ait olmadığı ve keşidecinin imzasının şirketin yetkilisine ait olmadığı iddiası ile davalıya borçlu olunmadığına dair İİK m.72 uyarınca menfi tespit istemi ile birlikte teminatsız veya teminat mukabilinde takibin durdurulması ve icra dairesinin kasasına girecek paranın davalı- alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Dava, kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takipte borçlu olunmadığına dair menfi tespite ilişkin olup; davada davacı tarafından sahtelik hukuksal sebebiyle dayanılmıştır....
Bu kapsamda, mahkemece davacının taşınmazına konulan haczin kaldırılmasına dair mahkeme hükmü yerinde ise de, davalı kurumca taşınmaza haciz konulması ve davacı tarafından bir kısım ödeme yapılması sonrasında çıkan davaya konu uyuşmazlık nedeniyle ile davacının açmakta hukuki yararı olduğu anlaşılan menfi tespit istemi bakımından davacının kurucu ortak olarak şirket müdürü ve münferit imza ile temsilci olduğu anlaşılan, 03.03.2003-11.07.2005 tarihleri arasında 506 sayılı Yasanın 80’inci ve şartlarının varlığı halinde hissesi oranında 6183 sayılı Yasanın 35’inci maddesi gereğince sorumlu tutulabileceği hususunun dikkate alınmaması ile menfi tespit istemi bakımından da davacının sorumlu olmadığının tespitine dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Tespit davasının hukukumuzda en bilineni ve sıkça uygulananı, 2004 sayılı İİK'nun m.72'de düzenlenen menfi tespit davasıdır. Tespit davası, eda davasına oranla istisnai bir davadır. Bu husus özellikle tespit davası açmada davacının hukuki menfaatinin bulunup bulunmaması ile ilgilidir. Eda davası açma olanağı varken tespit davası açılmasında kural olarak hukuki yarar yoktur. (Age, s.734) Hukuki menfaat bir dava şartıdır ve mahkemece kendiliğinden göz önüne alınır. Bu nedenle mahkeme, açılan tespit davasının başında (ön inceleme aşamasında -m.134vd-) davacının hukuki menfaati bulunup bulunmadığı konusunda karar vermek zorundadır....
D A N I Ş T A Y İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas No : 2022/2158 Karar No : 2022/3072 TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1-… Çevre Koruma Kültür Sanat Merkezi Derneği 2- … Tabib Odası 3- … Çevre Koruma Derneği 4- … Çevre ve Doğa Derneği 5- … Derneği VEKİLLERİ : Av. … DİĞER DAVACILAR : 1- … Doğal, Kültürel ve Tarihi Varlıkları Koruma Derneği 2- … Çevre Koruma Derneği VEKİLLERİ : Av. … KARŞI TARAF (DAVALI) : … VEKİLİ : Huk. ve Mevzuat Genel Müdürü … İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 08/03/2022 tarih ve E:2021/5486, K:2021/6043, Temyiz No: 2022/33 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/1618 sayılı dosyasındaki alacak nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, ayıplı ürün satışından kaynaklı başlatılan takip nedeniyle menfi tespit ve manevi tazminat istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı davanın reddini dilemiş, mahkemece davanın kabulü ile ... 9. İcra Müdürlüğü'nün 2014/1618 sayılı dosyasındaki alacak nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) Hükmün kapsamı başlıklı 297. maddesinde; "hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsayacağı" düzenlenmesine yer verilmiştir....