Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayımızda icra takibinden sonra açılmış bir menfi tespit davası olduğu ve tedbiren icra takibinin durdurulmasına ilişkin talebin reddi gerektiği" gerekçesiyle; davacı vekilinin icra takibinin durdurulmasına ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni" KARAR Dava, davalı tarafından kira alacağı için başlatılan icra takibine karşı menfi tespit istemi olarak açılmış ise de, mahkemece; davacıların fuzuli şagil olduğu kabul edilerek ecrimisile hükmedildiğinden, kararın temyizen incelenmesi görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi uyarınca 3.Hukuk Dairesinindir. SONUÇ:Dairemizin görevsizliğine aynı konuda 3.Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verildiğinden görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa GÖNDERİLMESİNE, 7.4.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki ipoteğin davalı banka tarafından zamanında fekkedilmemesi nedeniyle doğan tazminat alacağı olması ve davanın itirazın iptali ve menfi tespit davası olarak değil tazminat davası olarak açılmış olmasına göre dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 17.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

          Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır…” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır. Buna göre takibin itiraz edilmeksizin/dava açılmaksızın kesinleşmesi veya itirazın/davanın, hak düşürücü sürenin geçirilmesi nedeniyle reddine karar verilmesi durumunda kamu alacağı borçlusunun, aynı konuda menfi tespit veya geri alım (istirdat) davası açabilmesi olanaksız olup, ancak, koşulları gerçekleştiği ve kanıtlandığı takdirde 506 sayılı Kanunun 84. maddesine dayalı olarak açılacak dava ile haksız ödemeler Kurumdan geri istenebilecektir....

            Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

              Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

                Menfi tespit davası açılmış olması ihtiyati haciz kararı verilmesine engel olmadığı gibi, davacının ihtiyati haciz kararına itirazın da bildirdiği sebepler İİK 265.maddesinde sayılan sebeplerden olmadığı gibi, açılan menfi tespit davasında araştırılacak ve değerlendirilecek sebeplerdendir. Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                  Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacı ...' ın davalı tarafa kredi borcu bulunmadığının dosya kapsamından anlaşıldığı, ancak davaya konu icra takiplerinde davacı ... aleyhindeki takibe ilişkin taleplerden vazgeçilmiş olduğu, bu nedenle davacının menfi tespit talebinde bulunmasında hukuki yarar bulunmadığı, davacı vekili her ne kadar KEY alacağı talebini 396,37-TL olarak ıslah etmiş ise de, takip borcu için 363,17-TL mahsup edildiği ve geriye kalan 33,20-TL KEY ödemesinin davacının vadesiz hesabında bulunduğunun davalı banka tarafından bildirildiği, bu nedenlerle davanın kısmen kabulü ile, Çekerek İcra Müdürlüğü' nün 2005/1125, 1126, 1127 ve 1128 sayılı dosyalarından yapılan icra takipleri ile ilgili açılan menfi tespit talebinin reddine, KEY alacağı talebinin kısmen kabulü ile 363,17-TL' nin 28/07/2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, hüküm her iki taraf vekillerince temyiz edilmiştir...

                    Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

                      UYAP Entegrasyonu