Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, " '...Dava türü ne olursa olsun "dava konusu bir miktar para alacağı" olan tüm talepler hakkında, davacı ve davalı açısından bir ayırım yapılmadan ve bir sınırlama getirilmeden dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması, dava şartı olarak düzenlenmiştir. Elbetteki menfi tespit talebi ile alacak talebi hukuken aynı kavramlar değildir ve bu davalar sonucunda verilecek hükümler de farklıdır. Ancak dava konusu bir miktar para alacağı ise, açılacak davanın ne olduğunun bir önemi yoktur. İster alacak, ister menfi tespit, ister istirdat, ister itirazın iptali, ister tazminat talebi olsun bu davaların ortak noktası "dava konusunun bir miktar para alacağı" olduğudur. Dava şartının sadece alacak ve tazminat davalarında getirildiğini kabul sınırlı bir uygulamaya yol açacak olup, bu sonucun da kanunun amaçsal yorumuna uzak olacağı ve menfi tesbit davalarının her zaman istirdada dönüşebileceği gözden uzak tutulmamalıdır....

KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İş bu banka kredi sözleşmelerinden kaynaklı menfi tespit dosyasının banka alacağı olması nedeniyle ihtisas mahkemeleri olan----- Asliye Ticaret Mahkemelerine tevzi edilmek üzere -----Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu'na gönderilmesine, 2-Mahkememiz Esas kaydının bu şekilde kapatılmasına, 3-Yargılama giderlerinin ilgili mahkemece hükme bağlanmasına,Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı yapılan inceleme sonucunda karar verildi....

    Dava ipotekli takip nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir. Menfi tespit davalarında olumlu tespit hükmü kurulamaz. Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      dolayısıyla kendisinin de alacağın temliki hükümlerine göre alacağı talep etmekte haklı olduğunu ispatlayamadığı, somut olayda davalının alacağı temlik alan kişi olup, takibi başlatan kişi olmadığı, dosya kapsamında da, alacağı kötü niyetli olarak temlik aldığı hususu açıkça ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatının koşullarının oluşmadığından mahkemece davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmadığı, davalının bu hususa yönelik istinaf talebinin kabulünün gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kabulüne, ... 20....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ DOSYA NO : 2021/803 KARAR NO : 2021/900 DAVA : MENFİ TESPİT (İİK.nun 89/3.maddesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 28/12/2021 KARAR TARİHİ: 29/12/2021 Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen MENFİ TESPİT (İİK.nun 89/3.maddesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Huzurda açılan menfi tespit davasının İİK.nun 89/3 maddesine istinaden açtıklarını, takibin kambiyo senetlerine dayanması nedeniyle asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2019/1500 Esas, 2019/4799 Karar sayılı ve 16.10.2019 tarihli kararı), İİK 89/3. Maddesi gereğince müvekkili şirketin adresinin bulunduğu yer olan Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu tür davalarda arabuluculuk şartının aranmadığını, davalı takip alacaklısı ...'ün, müvekkili şirkte, dava dışı takip borçlusu ...Turizm Gıda Tic. San....

          Mahkemece, davanın İİK'nın 89/3. maddesinde dayanağını bulan üçüncü şahıs tarafından açılan menfi tespit davası olduğu, davacının yasal 15 günlük hakdüşürücü süre geçtikten sonra menfi tespit davasını açtığı gerekçesi ile davanın süre yönünden reddine, davalı tarafın tazminat talebinin kabulü ile dava değerinin % 20’si tutarında tazminata karar verilmiştir. Davacı, menfi tespit isteminin yanısıra istirdat isteminde de bulunmuştur. Her ne kadar, davacı taraf davasını yargılama aşamasında ve son olarak temyiz dilekçesi içeriğinde İİK’nın 72. maddesine dayandırmış ise de, davanın hukuki nitelendirmesi hakime aittir. İİK’nın 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası, takip borçlusunun takip alacaklısına karşı açacağı bir dava türü olup somut olayda davacı takip borçlusu olmadığından belirtilen Kanun hükmünün uygulanması mümkün değildir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, ... ... İcra Müdürlüğü'nün 2007/18303 dosyasındaki alacağının borçlu tarafından ödenmemiş olduğundan halen var olduğunun, karşı tarafın iddiasının aksine menfi tespitine karar verilmesinini talep etmiş, alacak miktarının fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak kaydı ile 7.200,00 TL olduğunu, bu nedenle ... ... İcra Müdürlüğü'nün 2007//18303 sayılı dosyasındaki alacağın menfi olarak tespitine karar verilmesini talep etmiş; Mahkemece talebin açıklanmasının istenilmesi üzerine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 7.500,00 TL alacağın davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, dava dışı alacaklı ... ... vekili olarak davacı tarafından hakkında ... .......

              Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı).Ancak, 6183 sayılı Kanun'un 79/4. maddesi menfi tespit davası açılabileceğine izin vermiş olmakla birlikte bu yol, üçüncü kişiler bakımındandır. Bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır.( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir.)...

                Takibin haksızlığı, alacaklının hiç ya da talep ettiği miktarda bir alacağı bulunmadığı hâlde icra takibine girişmesi hâlinde söz konusu olur. Madde metninde yer alan kötü niyet ise alacaklının haksız olduğunu bildiği hâlde sırf borçluyu zarara uğratmak amacıyla takibe girişmesi hâlinde gerçekleşir. 25. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olup, mahkemece menfi tespit davasının kabulüne, kötü niyet tazminatı isteminin ise reddine karar verilmiştir. 26....

                  "İçtihat Metni"Davacı ... vek.Av.... ile davalı ....vek.Av.... aralarındaki menfi tespit davası hakkında Kadıköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 11.09.2009 gün ve 74/603 sayılı hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Mahkeme hükmünün ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin dava konusu alacağı temlik alan Girişim Varlık Yönetim AŞ.'ye tebliği ile yasal sürelerin dolmasını müteakip yeniden gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 23.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu