Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır.(bknz.Yargıtay 19.HD. 2020/85-454 E.K.Karar Tarihi: 13.02.2020) Menfi tespit davaları ile davacı, borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir. Menfi tespit davalarında borçlu olunmadığının tespiti istendiğine ve alacak ya da tazminatın ödenmesi/tahsili istenemeyeceğine göre, bu tür davalardan önce arabuluculuğa başvurma şartı aranması yerinde olmamıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MENFİ TESPİT-TAPU İPTALİ-TESCİL Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; menfi tespit ve tapu iptali tescil isteğine ilişkin olup, öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık menfi tespit istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 21.02.2018 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 19.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 19.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 14/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Söz konusu (menfi) tespit talebinde bulunan borçlunun, icra takibinin devamı esnasında alacaklıya karşı açacağı dava, "menfi tespit davası"; bununla birlikte "ödemesini gerçekleştirdiği meblağın kendisine ödenmesi" için alacaklıya yönelik açacağı dava ise "istirdat davası" olarak tanımlanacaktır. Belirtilen bu açıklamalardan hareketle ve 2004 Sayılı İİK.'nın 72/6. maddesi uyarınca; menfi tespit davası olarak açılan bir davada, herhangi bir sebeple borcun ödenmesi halinde de, davaya "istirdat davası" olarak devam edilecektir. Menfi tespit davasında; "alacağın varlığını" iddia eden tarafın "davalı" olması nedeniyle, ispat yükü de kural olarak davalıya (alacaklıya) düşmektedir....

        Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Menfi tespit davalarında görevli mahkemenin takibi yapan İcra Dairesinin bulunduğu yer mahkemesi olduğunu, Somut olayda takibin ... İcra Müdürlüğü'nde başlatıldığını, bu nedenle işbu menfi tespit davasında ... Asliye Hukuk Mahkemelerinin (asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla) yetkili olduğunu, esas yönünden ise; her ne kadar davacının takibe konu bonodan dolayı borçlu olmadığını iddia etmiş ise de; müvekkili davalı ...'a takibe konu miktara ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığını beyan ile, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE; Dava, İİK 72/3.maddesinde düzenlenmiş olan ve icra takibinden sonra açılmış bulunan menfi tespit davasıdır. Dava dosyasına celbedilen ... İcra Müdürlüğü’nün ... E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı (hamil) ......

          DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; icra takibinde son 5 yıldır alacaklı tarafından hiçbir takip işlemi yapılmadığını, takip sonrasında 3 yıllık zamanaşımının dolduğunu, alacaklı aleyhine menfi tespit davası açıldığını dava tarihinden itibaren hiçbir işlem yapılmadığını ileri sürerek zaman aşımı nedeniyle icranının geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili isteminde özetle; menfi tespit davasının zaman aşımını kestiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....

            Eldeki davada davacı, 6183 Sayılı Yasa'nın 79. maddesinin 1, 2 ve 3. fıkraları uyarınca kendisinin vergi borçlusu olmayıp üçüncü şahıs olduğunu ve haciz bildirisine itiraz edemediklerinden menfi tespit davasını açtıklarını ileri sürmüş olduğundan dava, 6183 Sayılı Yasa'nın 79/IV. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası olup vergi dairesince konulan ve 6183 Sayılı Yasa'nın 58. maddesinin uygulanmasını gerektiren haciz işlemiyle ilgili değildir. 6183 Sayılı Kanun'un 79/IV. maddesinin açık hükmüne göre açılan menfi tespit davalarına bakmak genel mahkemelerinin görevi olduğundan mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu davanın görev yönünden reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun görülmüştür....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2015/981 Esas KARAR NO : 2023/437 DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 30/10/2015 KARAR TARİHİ: 25/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit (ticari satımdan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ------dosyasından yapılan kambiyo takibinde takip borçlularından gözüken müvekkilinin takibe konu senette imzası bulunmadığından ötürü sırf bu borçlu yönünden dava sonuna kadar takibin durdurulması ve dava sonunda müvekkili aleyhine yapılan takibin iptali ve müvekkilinin maaşından yapılan kesintilerin durdurularak yapılmış kesintilerin tarafına iade edilmesi ve ayrıca müvekkili adına kayıtlı ---- plaka nolu aracın üzerine konulan haczin fekki ile alacaklı tarafın davadaki tutumuna göre kötü niyeti sabit olur ise alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Asıl dava kefilin, birleşen dava kiracının menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davaların kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm birleşen dosya davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hüküm birleşen dosya davacı vekili Av.... ve davalı kiralayan vekili Av. ... tarafından temyiz edilmiş ise de, bu kez davacı ve davalı vekilinin 21.02.2014 tarihli dilekçeleri ile temyiz isteminden feragat ettikleri, vekâletnamelerinde de temyizden feragate yetkilerinin bulunduğu anlaşıldığından vaki feragat nedeniyle temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 18.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/685 Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davası açıldığını ve karara çıkarak kesinleştiğini, menfi tespit davası sonucunda var ise davaya konu alacak miktarının belirleneceğini ve bu dava sonucunun ilam niteliğinde olacağını, menfi tespit davasının sonucunun beklenmeden davacı tarafın bu davayı açmasında hukuki yarar olmadığını, esasa ilişkin olarak borcun bulunmadığını savunarak davanın reddini ayrıca davanın 1 yıllık süreden sonra açıldığını, zira davacı tarafın Samandağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava ile öğrendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince; davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür....

                  Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır--------- Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında tetkik merciinde--------- ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def'ilerini, menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi de İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir....

                    UYAP Entegrasyonu