Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve ipoteğin fekki davası olup, İİK'nın 72/3 maddesine göre, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak borçlunun gecikmeden doğan zararı karşılamak ve alacağın %15'inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile ödenen icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda tedbir isteyebilir. Somut olayda icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden, davacı tarafın takibin/ satışın durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Bu hükümden ilamlı icrada menfi tespit davası açılamayacağı sonucuna varılmamalıdır. Çünkü İİK’nın 33/4. fıkrasında menfi tespit davasının belirtilmemiş olması sadece bir unutmadır. İİK’nın 41. maddesindeki yollama 72. maddenin tümünü de kapsar. Menfi tespit davası bir eda davası olan istirdat davasının sonucudur. Bu nedenle borç ödenmediği için henüz açılamayan istirdat davasının öncüsü olan menfi tespit davasının açılmasının da hukuki yararı vardır (Kuru Baki ; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013 s. 955). Ayrıca ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi ile ilgili İİK’nın 150. maddesinde “…Ancak rehin hakkı itiraz konusu yapılamaz. İpoteğin iptali hakkında dava açılması hâlinde İİK’nın 72. madde hükümleri kıyasen uygulanır.” demektedir. Borçlu ipoteğin iptali için menfi tespit davası açabilir. İpotekli taşınmazın malikinin üçüncü kişi olması hâlinde üçüncü kişi de ipoteğin iptali için menfi tespit davası açabilir....
Dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde bonodan dolayı menfi tespit istemi yer aldığı halde takipten dolayı menfi tespit talebi varmış gibi değerlendirme yapılarak hüküm kurulması doğru olmadığı gibi menfi tespit davalarında dava tarihindeki borçluluk durumu saptanarak karar verilmesi gerektiği halde ipotekli taşınmazın yargılama sırasında satışından kaynaklanan bedelin borçtan düşülmesi suretiyle bulunan miktara hükmedilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.04.2007 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması, menfi tespit ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.07.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipotek şerhinin kaldırılması, menfi tespit ve tazminat istemleri ile açılmıştır. Davalı banka, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 176 ada 14 ve 141 ada 2 parseldeki davalı hissesindeki mevcut ipotek şerhlerinin terkinine, davacının 1996/46 esasta kayıtlı dava sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Hükmü, davalı banka temyiz etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/11/2021 NUMARASI : 2018/330 ESAS, 2021/662 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Alım Satım) KARAR : Taraflar arasındaki menfi tespit davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Başkanı Necip BAŞ tarafından incelenmesi üzerine dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 27.06.2016 (KP1741), 27.08.2015 (KP1369), 04.07.2014 (KP1041) tarihli kredi sözleşmelerinin yapıldığını ve kredi borcunun teminat altına alınması için davacıya ait İstanbul İli, Sancaktepe İlçesi, Sarıgazi Mah., F22D25D4A pafta, 234 ada, 6 no.lu parseldeki taşınmaz üzerindeki ipotek tesis edildiğini, davacının kredi borcu ödemelerinde gecikmeler yaşayınca Sultanbeyli 1....
Davacılar T1 ve T2 vekilinin istinaf itirazlarına gelindiğinde; yukarıda açıklandığı üzere işbu menfi tespit davasının konusu olan icra takibine dayanak ipotek davacılar murisinin taşınmazı üzerinde tesis edilmiştir. Davalı banka tarafından genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının ödenmediği gerekçesiyle ipoteğin paraya çevrilmesi talebiyle dava dışı asıl borçlu, diğer mirasçılar ve davacı mirasçılar aleyhine icra takibi başlatılmıştır. İşbu menfi tespit davası ise davacılar T1 ve T2 tarafından açılmış, mahkemece yargılama aşamasında verilen sürede ise diğer mirasçı Enver Oruçoğlu'nun davaya muvafakati sağlanmıştır. Muris Zühtü Oruçoğlu'nun terekesinde tüm mirasçılar iştirak halinde hak sahibidir. Davacılar T1, Enver Oruçoğlu ve T2 dışında muris Zühtü Oruçoğlu'nun 7 mirasçısı daha bulunmaktadır. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 2016/8011 Esas 2017/5604 Karar sayılı ilamında; "......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2022/125 Esas KARAR NO :2022/136 DAVA:Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:24/02/2022 KARAR TARİHİ:01/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi ile ;Davalı Banka ile 27/12/2017 tarihinde 3.0000.000-TL bedelli Genel Kredi sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye istinaden bankaya 700.000-Tl'lik müşteri çekleri teslim edildiği, çekler karşılığında 510.000,00-Tl kredi kullandırıldığını, kullandırılan bu kredilerin teminatı olarak çekler dışında iki daire üzerine ipotek konulduğunu, müşteri çeklerinin ödenmediği bildirildiğinde 260.000-Tl bankaya nakit ödeme yapıldığını, davalı bankanın taraflarına ... 3....
Buna göre, davalı/alacaklının kabulünde olan sözkonusu tahsilatlar bakımından davacı/borçlunun menfi tespit isteminde bulunmasında hukuki yararı yoktur. Ayrıca, menfi tespit davalarında alacak-borç durumu dava tarihi itibarıyla hesaplanacağından takip tarihi itibarıyla borcun tespiti ile takipten sonra yapılan ödemeler de nazara alınarak dava tarihi itibarıyla alacak-borç miktarının tespiti ile varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Bu durumda mahkemece, belirtilen ilkelere aykırı şekilde dava tarihi esas alınarak davalı aleyhine hüküm kurulması doğru olmamış ve kararın davalı yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 01/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Dava, ticari nitelikteki alım-satım sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, alım-satım sözleşmesinden kaynaklandığı ve taraflar arasındaki kira sözleşmesinin bitiminden sonra doğduğundan, hükmün temyiz incelemesi Yargıtay 19. Hukuk Dairesine aittir. Ancak dosya, adı geçen Daire tarafından görevsizlikle Dairemize gönderildiğinden, görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Başkanlar Kuruluna sunulmak üzere Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığı'na gönderilmesine, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 07/03/2019 NUMARASI : 2016/558 Esas 2019/157 Karar DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLİ : DAVA : Menfi Tespit (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 17/06/2016 KARAR TARİHİ : 23/09/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/10/2022 Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....