e borçlu olmadığının tespitine 6.8.2009 tarihli haciz bildirgesiyle 29.5.2009 tarihli ödeme emrinin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
ÖDEME EMRİNE İTİRAZÖDEME EMRİNİN İPTALİ 492 S. HARÇLAR KANUNU [ Madde 16 ] 6183 S. AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN [ Madde 58 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki “ “ödeme emrinin iptali” ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 6.İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 19.04.2006 gün ve 2006/257-156 sayılı kararın incelenmesi taraf vekillleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 09.04.2007 gün ve 2006/7151-2007/6179 sayılı ilamı ile; (“ “...Dava, davalı kurum tarafından 2006/10495 Sayılı takip dosyasından gönderilen 514.739,97 YTL'lik ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kabulü ile davacı yararına maktu vekalet ücretine karar verilmiştir. Dava konusu hakkın değeri para ile ölçülebilen haklardan olduğu açıktır. Hal böyle olunca, dava, 492 sayılı harçlar yasasının 16.maddesi ile 1 sayılı tarifedeki nisbi esas üzerinden harca tabidir....
ya borçlu olunmadığının tespiti amacıyla menfi tespit davası açıldığı ve derdest olan menfi tespit davasında halihazırda bir karar verilmediği için üçüncü şahıs olan davacı nezdindeki alacağın somut olarak ortaya konulamadığı, davacı tarafından … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada davanın reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararının Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 16/11/2023 tarih ve E:2022/1955, K:2023/4673 sayılı kararıyla, davacının borcu olduğuna ve borcun miktarına ilişkin somut bir tespitte bulunulmaksızın, sadece Bs formunda davacının ismi yer aldığından bahisle 6183 sayılı Kanun'un 79. maddesinin uygulanması yoluna gidildiği, davacının zimmetinde sayılarak takibe konu yapılabilecek borç miktarının davalı idarece tespit edilmeksizin ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle bozulduğundan bu halde davacı nezdinde amme alacağı kesinleşmeden uygulanan...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı,Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaliyle,borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ...... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara,toplanan delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan halan temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacı hakkında 1998-2002 yılları arasındaki pirim borçları nedeniyle yapılan takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrinin iptali ve borçlu olmadığının tesbiti(menfi tesbit) istemine ilişkindir....
Anılan madde ile Kurum alacakları için 6183 sayılı Kanun'un 55. maddesi hükmü uyarınca düzenlenip tebliğ edilen ödeme emirlerine karşı 7 gün içerisinde dava açabilme olanağı bulunmaktadır. Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, “böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Yasa'nın 58. maddesinde; itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağının (asıl kamu alacağının) %10 zamlı olarak tahsil edileceği düzenlenmiştir....
Dava dosyası incelendiğinde, maaşına haciz konulması sonucu söz konusu ödeme emirlerinden haberdar olduğunu belirten davacının hem ödeme emirlerinin iptali hem de maaş haczine ilişkin işlemin iptali için işbu davayı açtığı, davacıya 2005/22238, 22239, 22240 nolu ödeme emirlerinin ayrı ayrı tebliğlerle aynı gün tebliğ edildiği, davacının dava dilekçesinde 2005/22238 nolu ödeme emrini belirterek, söz konusu evrakı kendisinin teslim almadığını imza inkarında bulunduğunu belirttiği, yapılan imza incelemesi üzerine, ilgili ödeme emri tebliğinin davacının teslim almadığı kanaatiyle yazılı şekilde hüküm kurulduğu, 2005/22238 nolu ödeme emrinin 2005/...-... dönemleri ve arasına ait damga vergisine ilişkin olduğu, 2005/22239 ve 22240 nolu ödeme emirlerinin ise prim ve işsizlik sigortası primine ilişkin olduğu, davacının maaşına konulan haczin dayanak evraklarının dosya kapsamında bulunmadığı anlaşılmıştır. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde...
nin tarafından açılan menfi tespit davasının reddilmesi üzerine, icra takip dosyasında alackalının talebi ile borçlu şirkete, menfi tespit davasında borçlu aleyhine hükmedilen inkar tazminatı ve yargılama giderlerine ilşkin 4-5 örnek icra emrinin tebliğ edildiği, borçlu şirketin icra mahkemesine başvurarrak menfi tespit kararının kesinleşmediğini ileri sürerek icra emrinin ve bu yöndeki takibin iptalini talep ettiği, mahkemece davanın kabulü ile.... İcra Müdürlüğü'nün 2013/9917 E. sayılı takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Mahkemece, 4-5 örnek icra emrinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, takibin tümden iptali sonucunu doğuracak şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile......
Endüstriyel Hammaddeler Sanayi Ticaret A.Ş. hakkında düzenlenmiş olduğu anlaşılan ve 1998/6 - 2000/1. aylara ilişkin prim borcunu içerir ödeme emirleri 04.07.2017 tarihinde davacıya ikamet adresinde tebliğ edilmiştir. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan Yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması, yapılan bu tebligatın ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret bulunması karşısında, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilip esastan karara bağlanması gerekirken, yazılı biçimde ödeme emirlerin iptaline hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Davanın yasal dayanaklarından olan 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55’inci maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58’inci maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....
Asliye Ticaret Mahkemesi'ndeki menfi tespit davasında kararın Ahmet Arslan yönünden kesinleştiğini, bu nedenle ciro silsilesinin koptuğunu, İİK mad 168/a-1'in uygulanması gerektiğini, TTK 659.maddesinin uygulanması gerektiğini ve takibin iptali talep edilmiş ise de, İstinaf aşamasında adli yardım talebinde bulunan Ahmet Arslan'ın 300.000....