WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafından açılan davanın kambiyo senetlerinden kaynaklanan menfi tespit davası olduğunu, Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlara yönelik davaların ticari davalar olduğunu, yetkili olan mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, davanın zorunlu ara buluculuğa tabi olması gerektiğini, davacının ara buluculuğa başvurmayarak dava şartını yerine getirmediğini, davacı tarafın dava dilekçesinde terekenin borca batık olduğunu, bunun sonunda ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/333 Esas, 2017/260 Karar sayılı ilamıyla mirasın hükmen reddine karar verildiğini, mahkeme kararının kesinleştiğini belirttiğini, kendilerine gönderilen ödeme emrinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu iddia ettiğini, ancak davacı tarafın her ne kadar mirasın hükmen reddedildiğini söylediyse de ödeme emrinin muris ...'...

    esas sayılı dosyasında ödeme emrinin usulsuz olarak tebliğ edildiği bildirilerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 26.05.2021 tarihi olarak düzeltilmesi istemiyle 27.05.2021 tarihinde dava açıldığı , mahkemenin 22.09.2021 tarih ... sayılı kararı ile yapılan tebligatların usulsuz olduğu kabul edilerek davanın kabulü ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 26.05.2021 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği , kararın istinaf edilmemesi üzerine 27.10.2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacı vekili 22.03.2022 tarihli duruşmada alınan beyanında Ankara .......

      Eldeki davada, dairemizin Bozma ilamı ile; “…..öncelikle davacının HMK’nın 31’inci maddesi kapsamında talebi açıklattırılmalı, bu kapsamda, hacizlerin kaldırılması ve kurumca kendisi hakkında başlatılan takiplerin iptali istemine ilişkin olarak, davacının 1999 ve 2000 yıllarına ait olduğunu borçların dayanak ödeme emirleri olup olmadığı hususu ile talebinin menfi tespite mi yoksa ödeme emrinin/emirlerinin iptali istemine yöneldiği hususu belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 Sayılı Kanunun'un 79.Maddesi gereğince açılmış menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı idare tarafından 12.6.2006 tarihinde tebliğ edilen 25.5.2006 tarihli haciz ihbarnamesi gereğince davalı idareye 19.211.245,40 TL borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, 25.5.2006 tarihli haciz bildiriminin davacıya 12.6.2006 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının süresi içinde itiraz etmemesi nedeniyle hakkında ödeme emri düzenlenerek 14.9.2006 tarihinde tebliğ edildiğini, ödeme emrinin iptali için açılan davanın ... 2.Vergi Mahkemesinin 2006/946 Esas sayılı kararıyla reddedildiğini belirterek bu davanın da reddini savunmuştur....

          Dosya kapsamı incelendiğinde, dava dışı limited şirkete ait 1999/6-2000/5 dönemleri ve arasına ilişkin prim ve ferilerine ilişkin borç ile 2000/3 dönemine ait idari para cezası içerikli toplam dört adet ödeme emrinin düzenlenerek şirket müdürü olduğundan bahisle davacıya tebliğe çıkarıldığı, 2000/1-5 dönem ve arasına ilişkin 2000/1907 nolu ödeme emrinin davacıya 21.06.2000 tarihinde tebliğ edildiği, davacının bu ödeme emri için 28.06.2000 tarihinde mal beyanında bulunduğu, diğer 3 adet ödeme emrinin davacıya tebliğ edilmediği, davacının işbu dava ile ödeme emirlerinin tebliğinin 25.09.2009 olduğunun tespiti ve iptali ile maaşına konulan haczin iptalini talep ettiği, mahkemece, 133/500 oranında şirket ortağı olan davacının 03.03.1999 -02.12.1999 tarihleri arasında şirket müdürü olduğu, 1999/6-11 arası dönemden sorumlu olduğu, 1999/12-2000/5 dönemleri arasından ise hissesi oranında sorumlu olduğu, 21.06.2000 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edilmesi ve davacının 28.06.2000 tarihinde mal beyanında...

            adına düzenlenmiş ve anılan Yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması karşısında davacı ... yönünden dava menfi tespit davasıdır. Bu nedenle, davacı ... açısından tespit yönünde karar verilmesi gerekirken söz konusu davacı hakkında da ödeme emrinin iptaline karar verilmesi isabetli değildir. Kabule göre de; dava konusu her iki ödeme emrine konu borç dönemi 2002/7-2004/8 aylar olduğu halde 2015/20456 takip nolu ödeme emrinin zamanaşımı nedeniyle iptaline, 2015/20457 takip nolu ödeme emri yönünden ise davanın reddine hükmedilmesi hatalıdır. Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

              Kamu borçluları açısından bu sürenin geçirilmesi halinde menfi tespit davası açma hakkı bulunmamaktadır....

                A)-İdari para cezalarına yönelik ödeme emirlerinin iptali istemi bakımından; 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....

                  adına Konya Nöbetçi İcra Hukuk Mahkemesinde de borca itiraz davası açtıklarını, davalının birden fazla dava açılmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek müvekkiline gönderilen ödeme emrinin iptaline ve müvekkilinin borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; davacının dava dilekçesinde menfi tespit ve ödeme emrinin iptalinden bahsettiğini, ancak bu davaların farklı mahkemelerde açılması gerektiğini, menfi tespit davasının tarafların tacir olup olmamasına göre Asliye Hukuk veya Asliye Ticaret mahkemesinin görevine girdiğini, ödeme emrinin iptali talebinin ise İcra Hukuk Mahkemesi'nin görevine girdiğini, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacının davasını ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                    adına Konya Nöbetçi İcra Hukuk Mahkemesinde de borca itiraz davası açtıklarını, davalının birden fazla dava açılmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek müvekkiline gönderilen ödeme emrinin iptaline ve müvekkilinin borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; davacının dava dilekçesinde menfi tespit ve ödeme emrinin iptalinden bahsettiğini, ancak bu davaların farklı mahkemelerde açılması gerektiğini, menfi tespit davasının tarafların tacir olup olmamasına göre Asliye Hukuk veya Asliye Ticaret mahkemesinin görevine girdiğini, ödeme emrinin iptali talebinin ise İcra Hukuk Mahkemesi'nin görevine girdiğini, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacının davasını ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu