"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi Dava, davacının ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davaya konu olayda, davacının eşine, kesinleşen karar ile 01.10.2002 tarihinden itibaren 1479 sayılı Kanuna tabi yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının, 2004/12. ay ile 2006/11. aylar arasındaki döneme ilişkin sigortalı eşine ait çalışmaların yaşlılık aylığı tahsisi için Kuruma bildirilmiş olup gerçekte var olmadığını, yaşlılık aylığı tahsisinde de gözetilmediğini, bu nedenle anılan çalışmalara dayalı olarak Kuruma prim borcu bulunmadığını iddia ederek, ödeme emrinin iptali istemi ile dava açtığı anlaşılmaktadır....
Temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki belgeler okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunludur. Ayrıca kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....
Yukarıda açıkladığım gerekçelerle davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Davacı takipte borçlu olarak gösterilmediğinden, şirket adına çıkartılan ödeme emrinin iptalini talep etmekte hukuki yararı yoktur. Bu bakımdan mahkemenin ödeme emrini iptali hukuka uygun bulunmamaktadır. Kanımızca açılan davanın menfi tespit davası değil ödeme emri tebligatının iptali olarak nitelendirilmesi ve davacı adına çıkartılan ödeme emri tebligatının iptaline karar verilmesi gerekmektedir. Böylece tebligat yapılan davacı adresinde, borçlu şirket adresi imiş gibi haciz yapılması tehlikesi de önlenmiş olacaktır. Bu anlamda davacının bu ödeme emri tebligatını iptal ettirmede hukuki yararı bulunmaktadır. Yukarıda açıkladığım gerekçelerle mahkeme kararının bozulması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum....
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava dosyası incelendiğinde, davacının eşi ......
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı kurum vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Dava dosyasının incelenmesinde, dava dışı Anonim şirketin prim borçlarına ilişkin ödeme emirlerinin, yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle davacıya gönderildiği, şirketin işveren yetkilileri mevcut borçlarını taksitli ödemek amacıyla 6183 sayılı yasanın 48....
, Tarafları ve dava konusunun aynı olması sebebiyle Derdestlik itirazında bulunuyor oluklarını, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını, 6100 sayılı HMK.’nun 114. maddesinde hukuki yararın dava şartı olarak kabul edilmiş olduğunu, davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğunu ispat edemezse dava şartı olan hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesi gerektiğini, alacaklının “itirazın iptali davası’’ açmasından sonra, borçlu tarafından “menfi tespit davası’’ açılamayacağı, çünkü bu davacı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerek doktrinde ve gerekse uygulamada tereddütsüz kabul edilmekte olduğunu, sonuç olarak Menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası...
İnceleme konusu somut uyuşmazlıkta; davalı ... işyerine ait prim borçları nedeniyle, anılan davalıya karşı yapılan takip sırasında, davacı belediyeye gönderilen 05.07.2002 günlü haciz bildirisinin 23.07.2002 tarihinde tebliğ edildiği, davacı Belediyenin bu tebligatın ve bu tebligata dayalı olarak düzenlenen 07.10.2002 tarihli ödeme emrinin geçersiz olduğuna ilişkin ayrı ayrı dava açtığı, her iki davanın reddedildiği ve haciz bildirisinin tebligatının geçersizliğine ilişkin davanın reddi kararının, Dairemizin 2004/6839-10726 E,K ve 22.11.2004 tarihli ilamı ile onandığı, yine tebligatın geçersizliği nedeniyle açılan ödeme emrinin iptali davasının reddi kararının, 21.HD’sinin 2003/7300-8680 E,K 30.10.2003 tarihli ilamı ile onandığı anlaşılmaktadır. Davalı Kurum aynı alacağa ilişkin olarak yine 06.01.2003 tarihinde yeni bir haciz bildirisi hazırlamış ve davacı ... tebliğ edilmiştir....