"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-İstirdat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve istirdat davasına dair karar, davacılar ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın davalı tarafından dava dışı borçlu aleyhine grişilen icra takibi sırasında takipte sıfatı bulunmayan davacı şirketin işyerine hacze gelinmesi üzerine ihtirazi kayıtla yapılan ödemenin iadesi istemine ilişkin bulunmasına ve karar başlığında "istirdat" olarak yazılmış olmasına rağmen, davanın İİK'nın 72.maddesi kapsamında kalan menfi tespit ve istirdat davası niteliğinde bulunmamasına ve tarafların tacir olmalarına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 18.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davanın kabulü ile 21.000,00 Tl nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 13.000,00 TL bedelli çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, araç satış vekaletinden doğan menfi tespit ve alacak davası olup, davacı, dava dilekçesi ile davalıya verdiği 13.000,00 TL lik çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiş ancak yargılama aşamasında verdiği dilekçe ile çekin karşılığının davalıya ödendiğini ve bu talebi yönünden davaya istirdat davası olarak devam edilmesini istemiştir. 13.000,00 TL lik çek yönünden menfi tespit davası istirdat davasına dönüşmüştür....
Kararı, kanuni süresi içinde davacılar vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Kötüniyet tazminatından yalnızca davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olması gerekip gerekmediği, icra takibi sırasında yapılan kesintiler sebebiyle davaya istirdat davası olarak devam edilip edilemeyeceği konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut olayda, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesinin altıncı fıkrasının, menfi tespit davası zamanında tedbir kararı alınmamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edileceği yolundaki hükmünün göz önünde bulundurulması gerekir. Davacı menfi tespit davası süresince icra takibinin devam ettiğini ve ücretlerinden kesinti yapıldığını iddia etmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit istemine ilişkin davada Bodrum 1.Asliye Hukuk ve Bodrum Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, menfi tespitle birlikte açılan istirdat davası niteliğindedir. Asliye Hukuk Mahkemesi, kira tespiti ile birlikte açılan alacak, tazminat ve istirdat davalarında miktar ya da değere bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, açılan davada menfi tespitin yanı sıra 26.796,00.-TL ödenmiş kira bedeli ile ilgili istirdat talebinin de bulunduğunu, bu durumda görevli Mahkeme’nin dava değerine göre Asliye Hukuk Mahkemesi olması gerektiğini belirterek görevsizlik kararı vermiştir....
E sayılı dosyası üzerinden davacılara ait işyerine hacze gelindiği için haciz baskısı ve tehdidi altında protokol ve bonoların düzenlenmesi ile imzalandıkları bu nedenle bu bono ve protokollerden ötürü davacıya borçlu olunmadığı yönünde açılan davada menfi tespit ve istirdat talep edilmiş ise de ;Davanın niteliğine göre; 3.kişi tarafından, yani davacılar tarafından icra dosyasına yapılan ödemeden dolayı istirdat ve menfi tespit davasının icra takibinin borçlusu tarafından açılması gerekir. Bu tür davada, davacı sıfatı takip borçlusuna aittir. Takip konusu borç, 3.kişi tarafından, yani davacılar tarafından ödenmiş olsa bile; davacı sıfatı asıl borçluya aittir. Çünkü, burada borçtan kurtulan takip borçlusu olup, borcu ödemiş olan 3.kişi, yani davacılar, takip alacaklısına karşı istirdat davası açamaz. Borcu ödeyen davacı 3.şahısların borçluya karşı genel mahkemede sebepsiz zenginleşme davası veya menfi tespit davası açabileceklerdir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih : Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, davalı tarafın bonoda tahrifat yaparak müvekkillerinden icra yolu ile fazla alacak talep ettiğini, açılan menfi tespit davası neticesinde 51.000 DM meblağlı bononun 51.000.000 TL dışındaki miktarından müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini ve bu hükmün Yargıtay’ca da onanarak kesinleştiğini, ancak müvekkilinin Ankara 13....
Her ne kadar davacı tarafça takip konusu borcu haciz ve icra tehdidi altında ödendiği ileri sürülerek istirdat davası açılmış ise de davalının sunmuş olduğu cevap dilekçesinde davacının henüz takip konusu borcu ödemediğini bildirdiği ayrıca icra dairesine yazılan yazı cevabında davacı borçlunun icra dosyasının borcunun ödenmesine ilişkin herhangi bir ödeme kaydı bulunmadığını bildirmiştir. Açılan menfi tespit davası, takip konusu borcun davacı borçlu tarafından ödenmesi halinde kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceği yerleşik yargıtay uygulamasından anlaşılmakla ise de istirdat davasının kendiliğinden menfi tespit davasına dönüşmeyeceği açıktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-istirdat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit-istirdat davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kefil tarafından açılan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Her ne kadar davacı dava dilekçesinde icra takibinden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti talep etmiş ve maaşından kesinti yapılan bedellerin istirdadını da talep etmiş ise de; davacının asil ve esas talebi icra takiplerinden dolayı borçlu bulunmadığının tespitine dair bir hüküm kurulmasıdır. Yargıtay 11.HD. 16/1/2201 tarih, 2020/5144 Esas, 2021/7204 Karar sayılı kararı; "HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir....