KANITLAR VE GEREKÇE : Her ne kadar davacı yan menfi tespit ve icra tehdidi altında ödediği bedelin istirdatını talep etmiş ise de; dava konusu tutarın tamamının ödenmiş olduğu, menfi tespit talebinde hukuki yarar bulunmadığı, istirdat istemi yönünden ise arabuluculuğa başvurmamış olduğu, 6102 sayılı T.T.K.'nın 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A maddesine göre arabuluculuk dava şartına tabi davalardan olmasına, arabuluculuğa başvurulmadan dava açılmasına, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A.2.maddesinde "Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." açık düzenlemesi karşısında davanın usulden reddi gerekmiştir....
Davacılar Bismil İcra Müdürlüğünün 2018/504 Esas sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının tespiti için menfi tespit davası açmışlardır. İlk derece mahkemesi yapılan yargılama sonucunda, icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat davalarında yetkili mahkemenin İİK 72/son maddesinde özel olarak düzenlendiğini, bu hükme göre menfi tespit ve istirdat davalarının icra takibinin yapıldığı yer dairesinde veyahut davalının bulunduğu yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceğini, icra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında ise genel yetki kurallarının uygulanması gerektiğini, Bismil İcra Müdürlüğünün 2018/504 Esas sayılı dosyasının 20/09/2018 tarihli olduğunu, menfi tespit davasının bu tarihten sonra açıldığını, davalının usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunduğu gerekçe göstererek açılan davayı usulden reddetmiştir. İcra İflas Kanununun 72/son....
Davalı ... vekili, müvekkili ile diğer davalıların yerleşim yerinin Ortaca olmadığını ve takibin de Karşıyaka’da yapıldığını belirterek, yetki yönünden davanın reddini istemiş, diğer davalılar da aynı yönde savunma yapmışlardır. Mahkemece, İİK’nun 72/ son maddesine göre, icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat davalarında icra takibinin yapıldığı yer veya davalının yerleşim yerinin yetkili olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde dosyanın Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 02.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu nedenle İcra İflas Kanunu'nun 72. maddesi uyarınca açılan menfi tespit ve istirdat davası genel hükümlere tabidir. Somut olayda, uyuşmazlığın dayanağı boşanma davasında takdir edilen nafaka olup, TMK’nun 2. kitabında yer aldığı anlaşılmakla, 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi uyarınca davanın Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Bu durumda uyuşmazlığın Aile Mahkemesi sıfatıyla Ağrı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 21. ve 22. ( 1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince Ağrı 2. Asliye Hukuk ( Aile Mahkemesi sıfatıyla ) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 28.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı şirketin faturaya dayalı olarak müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, ancak fatura içeriğinde belirtilen mal ve hizmet konusunda müvekkiline yapılmış bir teslim bulunmadığını belirterek, borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında kesinleşen icra takibi nedeniyle aracının satıldığını, istemin istirdat davası olarak değerlendirilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafın borcu olmadığını kanıtlamak yükümlülüğünde olduğunu, bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olup, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 22.01.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi. .......
Taraflar arasındaki istirdat ve menfi tespit istemine ilişkin davada Ankara 8. Asliye Ticaret ile Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, konut alımı nedeniyle düzenlenen kambiyo senetlerine dayalı istirdat ve menfi tespit isteminden kaynaklanmaktadır. Dosya, her ne kadar yargı yeri belirlenmesi için gönderilmişse de dosya kapsamından, daha önceki gönderme kararında belirtilen eksikliklerin tamamlanmadan; Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği görevsizlik kararının davanın taraflarına tebliğe çıkartılıp kesinleşme şerhi verilmeden gönderildiği anlaşılmaktadır. HUMK’nun 25/II. maddesinde "iki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar temyiz edilmeksizin kesinleştiği taktirde görevli veya yetkili mahkeme Yargıtay’ca belirlenir." hükmüne yer verilmiştir....
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davacının kaçak ... kullandığının davalı kurumca tespit edildiği, sayaçlar üzerinde yapılan incelemede sayaca müdahele edildiğinin ortaya çıktığı,ayrıca kaçak tespit tarihinden sonra tüketimin 7 katına çıktığı dolayısıyla davacının kaçak ... kullandığının anlaşıldığı, ancak kaçak ... bedeli hesaplanırken davalı kurumca fazlaca hesaplandığı gerekçesiyle menfi tespit talebinin kısmen kabulü ile davacının davalı kuruma 08.07.2004 son ödeme tarihli faturadan dolayı 52.254,10 TL, 15.07.2004 son ödeme tarihli faturadan dolayı da 3221,03 TL borçlu olmadığının tespitine, ancak davacının istirdat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm her iki taraf vekilince temyiz edilmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, dava konusu edilen alacak icra takibine konu ve bonodan kaynaklanmakta olup davalının açtığı istirdat davasına konu alacak ile aynı alacak olduğu, her iki davanın tarafları ve konusunun da aynı olduğu, alacak ve menfi tespit veya istirdat davalarının birbirinin zıddı ve simetriği davalar olduğu, bu davalardan birinin kesinleşmesi halinde karşıtı olan davanın da ortak kesin hüküm nedeniyle dinlenmeyeceği, bu nedenle kesinleşen alacak davasına karşı menfi tespit davası açılamayacağı gibi menfi tespit veya istirdat davasına karşı da alacak davası açılamayacağı, tarafları ve konusu aynı olan ve Yargıtay aşamasında geçerek kesin hükme bağlanan uyuşmazlığın yeniden başka bir adla yargıya taşınmasının kesin hüküm nedeniyle mümkün görülmediği, bu hususun dava şartı olması ve resen gözetilmesinin gerektiği gerekçesiyle, davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 114/I maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir....
davacı vekilince ileri sürülen istirdat talebi hakkında usulünce açılmış bulunan bir dava olmadığı gerekçesiyle hükme konu edilmediği şeklinde karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddine , 2-Davacı vekilinin temyiz istemine gelince İ.İ.K. 72-6 . madde hükmü uyarınca borçlu menfi tespit davası sonucunda tedbir kararı almamış ve borçta ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam edileceği hükmüne yer verilmiş olup mahkemece menfi tespit isteminin kabul edilmesi nedeniyle istirdat istemininde kabul edilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....