ihdas eden Kanunla, 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrası ile 7036 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen menfi tespit ve istirdat davaları hakkındaki hüküm, 1/9/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanır.'' hükmüne yer verilerek, zorunlu arabuluculuk müessesesinin menfi tespit davaları için 01/09/2023 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceğinin kararlaştırıldığı, bu kapsamda ticari mahiyetteki menfi tespit ve istirdat davalarının da zorunlu arabuluculuk müessesesine tabi tutulduğu ve arabuluculuk başvurusu yapılmasının dava şartı olduğu kararlaştırılmıştır. 6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 3/1.maddesinde ise; ''Taraflar, arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbesttirler....
Yargıtay'ın uygulaması da bu yöndedir. ( Yargıtay 19 HD 17/05/2004 T.2003/8950-5704 sayılı kararı, M.Oskay-C.Koçak-A.Değnekli-A.Doğan İİK şerhi 2.cilt 1672-1673 sayfa; Yargıtay 13 HD 24/11/1986 T. 4796-5742 sayılı kararı-YKD 1987/7 s. 1048-1049-B.Kuru, Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası Ankara 2003, sayfa 37-38; Yargıtay 15 HD 27/10/1978, 2036-2071 (Yasa 1979/2 s.250) B.Kuru Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003 ayf 39-40) Kaldı ki somut olayda davacı borçluya gönderilen kambiyo senetlerine özgü ödeme emri tebliğ edilememiş ve böylece davacı açısından takibin kesinleştiğine dair bilgi ve belgeye rastlanılmamıştır. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Menfi tespit ve istirdat davası birlikte açılmıştır. Talep tek bir hukuki gerekçeye dayalı olmakla tefriki de mümkün olmayan taleplerdir. Zira istem gerekçesi tektir. Bu nedenle menfi tespit ve istirdat davasının birlikte açılmış olması halinde istem sonucunuda bir miktar paranın ödenmesi talebi bulunduğundan artık bu hali ile arabuluculuğa tabi olduğunun kabul edilmesi gerekecektir. Bu nedenle istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Esas sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasının 30.000,00 TL'lik kısmı dava ilk açıldığı andan itibaren 2004 sayılı İİK m. 72'ye göre istirdat davasına dönüşmüştür. Mahkememizde açılan davada davacının davalıya 24.12.2020 tarihinde yaptığı 30.000,00 TL'nin istirdatına ilişkin olup davacı aynı talebini ikinci kez mahkememiz dosyasından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile 500,00 TL olarak talep etmektedir. Aynı konuya ilişkin olarak açılmış bir menfi tespit ve istidat davası varken tekrar istirdat davası açılamayacağından davalının derdestlik itirazının kabulüne ve 6100 sayılı HMK m. 114/I-ı ve 115'e göre davanın usulden reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
İcra ve İflas Kanunu’nun 72/son maddesine göre menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir. Bu madde hükmüne göre menfi tespit ve istirdat davaları ile ilgili yetki düzenlemesi kamu düzenine ilişkin değildir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalıya geçer....
Davalı vekili, istirdat davasına konu paranın ödendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gibi, menfi tespit davası sırasında ödeme nedeniyle dava kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğü halde bu yönde karar verilmemesi sonucu bahsedilen menfi tespit davasına konu hükmün davacı yönünden kesin hüküm oluşturduğu, satıma konu aracın 49.100,00 TL'ye satılarak neticeten müvekkiline 43.436,79 TL ödeme yapılmış olup, araç kıymet takdiri bedeline itiraz etmeyen davacının aracın düşük bedelle satıldığı iddialarının da dinlenemeyeceğini bildirerek, davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-İstirdat Uyuşmazlık, kambiyo senedinden kaynaklanmakta olup, ticari nitelikte menfi tespit isteğine ilişkindir. Taraflar arasında kiracılık ilişkisi bulunmamaktadır. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 13/12/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmişse de miktar itirabariyle bu isteğin reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, 3 adet çek nedeniyle menfi tespit ve istirdat davasıdır. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporunda davalının çekte lehdar olarak yer almadığı, lehine çek düzenlenmediği ve bu nedenle kendisine husumet yöneltilemeyeceğinin belirlendiği gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Hukuk Dairesi'nce de görevsizlik kararı verilmiş ise de Dairemiz sadece şirketler hukuku taşıma hukuku ve sigorta hukukundan kaynaklanan itirazın iptali ve İİK 82. maddesinden doğan menfi tespit davalarında görevli olup, bunun dışında İİK 72. maddesine dayanan menfi tespit ve istirdat davalarında Yüksek 19. Hukuk Dairesi görevlidir. Somut olayda da İİK'nun 72/7 maddesinde gösterildiği üzere icra dosyasına fazla ödeme yapıldığı kanaatiyle istirdat kararı verilmiştir. Bu durumda, evvelce yüksek 19. Hukuk Dairesi'nce de görevsizlik kararı verildiğinden dosyanın Yargıtay Başkanlar Kurulu'na gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Dairemizin görevsizliğine, dosyanın Başkanlar Kurulu’na sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 04/12/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir.'' hükmü çerçevesinde "para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında," şeklinde değiştirildiği, yine aynı Kanunun Geçici 1. maddesinde; ''Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrası ile 7036 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen menfi tespit ve istirdat davaları hakkındaki hüküm, 1/9/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanır.'' hükmüne yer verilerek, zorunlu arabuluculuk müessesesinin menfi tespit davaları için 01/09/2023 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceğinin kararlaştırıldığı, bu kapsamda ticari mahiyetteki menfi tespit ve istirdat davalarının da zorunlu arabuluculuk müessesesine tabi tutulduğu ve arabuluculuk başvurusu yapılmasının dava şartı olduğu kararlaştırıldığı, dava dosyası incelendiğinde arabuluculuk son anlaşamama tutanağı...