Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder. Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır. Davacının senet bedellerinin tümünü ...'nın hesabına ödemiş olduğunu, bu ödemeyi yapmış olmasına rağmen ..., davacı senetlerini davalı ... San....
Fakat borçlu, hükmün verildiği tarihten sonraki dönemde borcun itfa edilmiş veya zamanaşımına uğramış olduğu için borçlu olmadığı parayı ödemek zorunda kaldığı iddiasında ise İİK.nun 72.maddesi gereğince istirdat davası açarak paranın iadesini isteyebilir (İİK.md.33/4). Her ne kadar İİK.nun 33/4.maddesinde sadece istirdat davası açabileceği belirtilmiş ise de bundan menfi tespit davası da açabileceği sonucunu çıkarmak gerekir. Zira İİK.nun 41.maddesindeki genel yollama 72.maddenin tümünü de kapsar. Menfi tespit davası, bir eda davası olan istirdat davasının öncüsüdür. Bu nedenle borç ödenmediği için istirdat davasının öncüsü olan menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararı vardır. Bu durumda icranın geri bırakılması yoluna hiç başvurmamış olan davacı (borçlu), ilamlı icrada, borcunu icra dairesine ödemeden önce ilam tarihinden sonraki döneme ait nafaka ile ilgili borçlu olmadığını ileri sürerek davalı (alacaklı)ya karşı menfi tespit davası açabilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasında 29.06.2017 gün ve 2015/ 1191 E. 2015/ 1025 K. sayılı ek karar ile davalı vekilinin tavzih talebinin reddine karar verilmiş, bu ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Davacı vekili, davacının 4 adet çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra baskısı ile ödenen 3.500,00 TL'nin istirdadına, fazla ödeme nedeniyle 10.000,00 TL alacağın davalıdan tahsili talep edilen davada mahkemece menfi tespit ve istirdat davasının reddine karar verilmiş, hüküm kesinleşmiştir....
Tüketici Mahkemesi' nin 2021/12 Esas, 2021/361 Karar sayılı dosyanın gerekçeli kararında menfi tespit talebi yönünden ve istirdat talebi yönünden ayrı ayrı değerlendirilerek ayrı ayrı reddine karar verdiğini, yerel mahkemenin gerekçeli kararda ayrı ayrı karar vermesi ve 21/05/2021 tarihli duruşmada verdiği kararın birbiriyle çatıştığını, yerel mahkemenin istirdat ve menfi tespit yönünden ayrı ayrı karar vermesinin, dosyaların tefrik edilmesi talebinin kabul edilmesi gerektiğini kanıtladığını, mahkemenin gerekçeli kararında istirdat ve menfi tespit yönünden ayrı bir şekilde karar verdiğini ancak lehine tek vekalet ücreti hükmettiğini, bu hususun açıkça hukuka aykırı olduğunu, menfi tespit ve istirdat davalarının tamamen birbirinden bağımsız dava türleri olduğunu, bu nedenle ayrı ayrı değerlendirilmelerinden anlaşılacağı üzere lehine bir değil iki ayrı vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğini, davalıların ayrı ayrı vekilleri olmasının ya da ayrı nedenden dolayı dava reddedilmişse davalıların...
Ne var ki, davacı tarafından dava açıldıktan sonra icra takibi kapsamında 13.10.2014 tarihinde 4.038,00 TL ve 14.10.2014 tarihinde 190,00 TL olmak üzere toplamda 4.228,00 TL tutarında yapmış olduğu ödemeye ilişkin istirdat talebi hakkında hüküm kurulmamış olması isabetli görülmemiştir. İcra İflas Kanunun m.72/6.fıkrası ile “Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.” hükmü ve davacının dava dilekçesindeki talepleri ile yapılan ödemeler de dikkate alınarak davacının istirdat talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2024/230 Esas KARAR NO : 2024/220 DAVA : Menfi Tespit ve İstirdat (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/03/2024 KARAR TARİHİ : 16/04/2024 KARAR YAZIM TARİHİ : 17/04/2024 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit ve İstidat (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle, müvekkiline ait olan çek koçanının içerisinde bulunan 6037927 ve 6037928 seri numaralı çek yapraklarının çalındığını/kaybolduğunu, kayıp çek yapraklarına ilişkin muhasebe kayıtlarında da herhangi bir bilgi ve kayıt bulunmadığını, çek yapraklarının boş halde ve çeklerde imza yok iken zayi olduğunu, zayi olan çek yapraklarının kötü niyetli kişilerce doldurularak ve imza taklit edilerek bankaya ibraz edilmesi tehlikesi bulunduğudan inceleme yapılması ve ödeme yapılmaması için 14/03/2024 tarihinde Türkiye...Bankası A.Ş Yıldız/... şubesine ... 65....
Yukarıda bir vesileyle belirtmiş olduğumuz gibi, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 4. maddesinde ve diğer Kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, dava konusu hukuki yararının kalmadığı, borcun icra dosyasına ihtirazi kayıt olmadan ödendiği bu durumda menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı, hukuki yararın varlığı dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 2014/12431 esas ve 2014/16558 karar sayılı ve 19.11.2014 tarihli bozma ilamı ile “Dava, icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. İcra ve İflâs Kanunu’nun 72,VI hükmüne göre, “Borçlu, menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.” Somut olayda, dava konusu edilen icra takibindeki borç yargılama sırasında ödenmiştir....
Fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiş ve 01/9/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanması gerekliliği geçici madde ile düzenlenmiştir. 7445 Sayalı Kanunun Geçici 1. Maddesine göre 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrası ile 7036 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen menfi tespit ve istirdat davaları hakkındaki hüküm, 01/9/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanır. Geçici 1. Maddenin gerekçesi ise şu şekildedir "Geçici Madde 1- Maddeyle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesinin birinci fıkrası ile 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen menfi tespit ve istirdat davaları hakkındaki hükümlerin 1/9/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanacağı hükme bağlanmaktadır....
un alacaklı kooperatife karşı, itiraza konu Meriç İcra Müdürlüğünün 2008/206 esas sayılı dosyası ile takibe konu alacakla ilgili borcunun bulunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasının açıldığı 16.06.2008 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği görülmüştür. İİK'nun 72/5 fıkrası hükmüne göre menfi tespit ilamının kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Bu nedenle icra takibinin iptali için menfi tespit davasının kabul kararının kesinleşmesi gereklidir. Kesinleşmeyen menfi tespit ilamına dayalı olarak borçlu E… …. T… …. yönünden takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 17.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....