Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, işbu menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasında; karar defteri, işletme defteri ve ilgili icra dosyası üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde hazırlanan bilirkişi raporu hükme esas alınarak, fazladan ödeme yapılan meblağ tespit edilip, fazlaya ilişkin ödemenin davalıya iadesi yönünüde karar verildiğine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 27/09/2017 günü oy birliği ile karar verildi....
Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder . Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davası devam ederken, icra takibi konusu borcun bir kısmı ödenirse, menfi tespit davası ödenen borç kesimi için (kısmi) istirdata dönüşür. Ödenmeyen borç kesimi için ise menfi tespit davası olarak kalmakta devam eder. Yani bu halde menfi tespit davasına kısmi tespit davası ve kısmi istirdat davası olarak devam edilir....
Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur. 2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25.01.2022 tarih ve 2019/(13)3-536 E.- 2022/43 K. sayılı emsal kararı: “... İcra ve İflâs Kanunu’nun 72/6. maddesi uyarınca “Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir”. Anılan madde uyarınca menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması yahut ihtiyati tedbir kararının kaldırılması nedeniyle, dava sırasında borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davası kanunun açık hükmü gereği (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür. Bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder, davacının talep sonucunu değiştirmesi için ıslah yoluna başvurmasına ya da karşı tarafın (alacaklının) muvafakati gerekmez.” 3. Değerlendirme 1....
Davacılar, menfi tespit ile birlikte istirdat talebinde bulunmuşlardır. Davanın 7155 sayılı Yasa'nın 20. maddesi ile TTK’nın 5. maddesine eklenen 5/A maddesinin yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Bahse konu maddeye göre TTK’nin 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Uyuşmazlık, birlikte açılan istirdat davası ile menfi tespit davasında arabulucuya başvurmanın dava şartı olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. Bir miktar paranın ödenmesi ve iadesine ilişkin açılan istirdat davasında arabuluculuk dava şartı olarak aranmakta ise de, menfi tespit davası, bir miktar paranın ödenmesi talebine ilişkin olmadığından menfi tespit davalarında arabuluculuğa başvuru dava şartı olarak aranmamaktadır....
Ltd.Şti vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İtiraz dilekçesindeki beyanlarını tekrarlamış ve itirazlarının reddine karar verildiğini, kararın hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasında verilen hüküm kesinleşmeden icraya konu edilemeyecek türden bir karar olduğunun mahkemenin de kabulünde olduğunu, ancak ihtiyati haciz talebinin şartlarının oluştuğunun değerlendirildiğini, menfi tespit ve yargılama sırasında menfi tespitten dönüşen istirdat davalarının kesinleşmeden icraya konu edilemeyeceğini ve ihtiyati haciz kararı da verilemeyeceğini, Yargıtay 19....
İİK'nın 72/6 maddesi kapsamında açılan menfi tesbit davası dolayısıyla tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edileceği yasal olarak hüküm altına alındığından başta menfi tespit davası için gerekmeyen zorunlu arabuluculuk şartının yargılama sırasında borcun ödenmesi sebebiyle davanın yasa gereği istirdat davasına dönüşmesi durumunda da aranmayacağı istikrar kazanan Yargıtay içtihatları ile sabittir....
İİK'nın 72/6 maddesi kapsamında açılan menfi tesbit davası dolayısıyla tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edileceği yasal olarak hüküm altına alındığından başta menfi tespit davası için gerekmeyen zorunlu arabuluculuk şartının yargılama sırasında borcun ödenmesi sebebiyle davanın yasa gereği istirdat davasına dönüşmesi durumunda da aranmayacağı istikrar kazanan Yargıtay içtihatları ile sabittir....
aleyhine açılan istirdat davasının reddine karar verildiği, alacaklı ... tarafından 17.559,75 TL asıl alacak, ve tüm davalarda lehine hükmedilen vekalet ücreti ile menfi tespit davasındaki yargılama gideri ve bunların işlemiş faizinin tahsili amacıyla toplam 62.492,89 TL için takip başlatıldığı, borçlunun ise şikayetinde ilamın kesinleşmemesi nedeniyle asıl dava da hükmedilen ve takibe konulan 6.130,24 TL vekalet ücreti ve 99,98 TL yargılama giderinin, birleşen 2005/570 Esas sayılı dosyanın menfi tespit davasından dönüşen istirdat davası olması nedeniyle hükmedilen 3.000,00 TL vekalet ücreti ile bu alacak kalemlerine işletilen 130,57 TL faiz olmak üzere toplam 9.364,57 TL'nin iptalini istediği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olup, taraflar arasında kira ilişkisi yoktur. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 15. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece; davacının takip dosyasına konu borcu ödediği, menfi tespit davasında hukuki yararının bulunmadığı, istirdat davasının son ödeme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle menfi tespit davasının reddine, istirdat davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 15.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....