Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; Açılan davayı kabul etmediklerini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddi ile %20' den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. GEREKÇE VE KANAAT Dava İİK 72.md. gereğince takipten sonra açılan menfi tespit davasıdır. Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından, Bursa 12. İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takipten dolayı borçlu olunmadığının tespiti talepli iş bu dava açılmıştır. Davalı ... vekilince süresinde ibraz edilen cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunulmuştur. Menfi tespit ve istirdat davalarında yetkili mahkeme İİK 72/son maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Hükme göre, menfi tespit ve istirdat davaları takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davaya konu takip Bursa 12. İcra Müdürlüğünün .... Esas sayılı takibidir....

    İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Arabuluculuk ile ilgili 7155 Sayılı TTK 'ya eklenen 5A maddesinde '' ...Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır...'' denildiğini, menfi tespit davalarında arabuluculuk şartının varlığından bahsetmek olanaksız olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için menfi tespit davasında arabuluculuk şartının aranması gerektiği düşünülse dahi , istinaf mahkemelerinin dahi görüş ayrılığı yaşadığı bu hususta, usulden red kararı verilen davada davalılar lehine, müvekkil aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kambiyo senedine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. HMK'nun 355....

    İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Arabuluculuk ile ilgili 7155 Sayılı TTK 'ya eklenen 5A maddesinde '' ...Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır...'' denildiğini, menfi tespit davalarında arabuluculuk şartının varlığından bahsetmek olanaksız olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için menfi tespit davasında arabuluculuk şartının aranması gerektiği düşünülse dahi , istinaf mahkemelerinin dahi görüş ayrılığı yaşadığı bu hususta, usulden red kararı verilen davada davalılar lehine, müvekkil aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kambiyo senedine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. HMK'nun 355....

      Mahkemece, toplanan delillere göre, dava konusu çeklerin dava dışı şirket ile davalı ... şirketi arasında imzalanan faktoring sözleşmesine istinaden davalıya devredildiği, dava dışı şirket aleyhine açılan menfi tespit davasının kabul edildiği, kararın kesinleştiği, dava dışı şirkete karşı ileri sürülebilecek def'ilerin davalı ... şirketine de ileri sürülebileceği, bu nedenle menfi tespit isteminin yerinde olduğu, davacı tarafından yapılan ödemelerin tarihleri ve dava tarihi dikkate alındığında davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığı, bu nedenle istirdat davasının reddi gerektiği gerekçesiyle, davacının menfi tespit isteminin kabulüne, çeklerden dolayı borçlu olunmadığının tespitine, istirdat ve tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı...

        Mahkemece, asıl davada davalı kiraya verenin talep edebileceği zarar miktarının 46.700,00-TL olduğunun tespit edildiği, menfi tespit talebine konu 10.000,00-Euro bedelli bononun dava tarihindeki Euro kuru karşılığının 19.329,00-TL olduğu, bu nedenle davacının davalıya karşı sorumluluğunun devam ettiği gerekçesiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti yönündeki talebin reddine, karşı davada ise karşı davacının ıslah dilekçesinin bozma ilamından sonra ibraz edilmiş olması ve menfi tespit davasına konu bononun dava ve karşı dava tarihi itibariyle değerinin, karşı davacının 1.000,00-TL tazminat talebinin üzerinde olduğu, karşı davaya konu tazminat talebinin asıl davaya konu bono ile fazlası ile karşılandığı gerekçesiyle karşı davanın ıslah dilekçesindeki miktar üzerinden reddine karar verilmiş; Hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine...

          E sayılı dosya ve takip dayanağı çek bakımından borçlu olmadığının tespitine, davalının başlattığı icra takibinin haksız ve kötü niyetli olması nedeni ile takip tutarının % 20’sinden aşağı olmamak üzere makul bir oran üzerinden müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, çek nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir....

            İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” hükmünü içermektedir. Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır....

              Somut olayda davacılar 1. ve 2. haciz ihbarnamelerine itiraz etmemekle 3. haciz ihbarnamesinin çıkarılmasına ve bunun sonucunda İİK'nun 89/3 maddesine dayalı bu davanın açılmasına kendileri sebebiyet vermiş olup, davalının dava açılmasına sebebiyet vermemiş olması yanında cevap dilekçesi ile davayı kabul etmesi karşısında yargılama giderleri ile sorumlu tutulmaması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Öte yandan İİK'nın 89/3. maddesine göre açılan menfi tespit davaları maktu harca tabi olduğu halde nispi harca hükmedilmesi ve anılan yasa hükmünde menfi tespit davasını açan ücüncü şahsın davayı kaybetmesi durumunda mahkemece tazminata mahkum edileceği hükmüne yer verilmiş olmasına rağmen davayı kazanması halinde tazminat verileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı halde davalı aleyhine % 20 tazminata hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesiyle bozulmuştur....

                Uyuşmazlık; menfi tespit davasında arabulucuk dava şartının uygulanıp uygulanamayacağının tespitine ilişkindir. 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun'un 5/A. maddesinde "dava şartı olarak arabuluculuk" başlığı ile; "Bu Kanun'un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır" şeklinde düzenleme yapılmıştır. TTK'nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasına ilişkin dava şartı; alacak davası niteliğinde olmayan menfi tespit davasında uygulanamayacak olup somut olay yönünden davacı tarafın arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                  İcra Müdürlüğünün 2012/7766E sayılı takip dosyası ile haklarında icra takibi başlatıldığını, ilamsız icraya konu paranın zorunlu trafik poliçe teminatından verilen tazminat olduğunu ,davalı tarafın 27 GD 229 plakalı sürücünün ehliyetsiz olduğu gerekçesiyle rücu edilmesine karşın sürücünün ehliyet suretinin dosyaya sunularak borca ve icra takibine itiraz etmeleri üzerine takibin durduğunu belirterek ilamsız icra takibine konu haksız rücu alacağı iddiasına karşı borçlu olmadığının tespiti ve davalının başlattığı icra takibinde kötüniyetli olması nedeniyle %40 tazminatla cezalandırılması ,yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu