Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu uyuşmazlıkta davacı taraf, menfi tespit istemini reshin sözleşmesinin düzenlenmesine dayanak kredinin davalı tarafından kullanılmasından sonra kredi miktarına konu paranın kendisine verilmediğini ve bu nedenle rehin konusu borcun bulunmadığını iddia ederek menfi tespit isteminde bulunmuştur. Ne var ki, yukarıda değinilen ve sahteliği sabit oluncaya kadar hukuken geçerli kabul edilen ... 4.Noterliği'ne ait rehin sözleşmesinde davacı Şirketin rehin tesisine dayanak borcu 28/01/2019 tarihinde davalıdan teslim aldığı açıkça belirtilmektedir. Davacı yan, noter rehin sözleşmesindeki açık kabulünün aksine sözkonusu borç paranın kendisine teslim edilmediğini ileri sürdüğüne göre iddiasını TMK 6 ve HMK 190.m. gereğince usulüne uygun yazılı deliller ile kanıtlamakla yükümlüdür....

    İcra müdürlüğünün ... sayılı takip dosyasının 29/12/2016 tarihinde yapıldığı, davacının dava dilekçesinde asıl borçlu hakkında yapılan takipte asıl borçlunun rehin açığı belgesinde belirtildiği gibi alacaklı görünen davacıya rehne konu araçların satışından elde edilen 146.237,29 TL nin ödendiği ve rehin açığı belgesinde bakiye borcun 24.466,11 TL olduğunun beyan edildiği ve dava dilekçesinin sonuç kısmında rehin açığı belgesi miktarı dışında kalan dava değeri borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası açtığı, dolayısıyla rehin sözleşmelerindeki müteselsil kefil olarak imzaladığı, rehin sözleşmelerindeki borcu kabul ettiği, ancak asıl borçluya karşı yapılan icra takip dosyasında asıl borçlu tarafından yapılan ödemeler nedeniyle ödenmeyen miktar dışında kalan tutar hariç ödenen kısım yönünden kendisi hakkında yapılan takipte 122.198,83 Tl borçlu olmadığının tespiti istediği sabit olup davacının rehin sözleşmelerine müteselsil kefil olduğunun sabit olduğu, icra...

      İcra müdürlüğünün 2017/28456 sayılı takip dosyasının 29/12/2016 tarihinde yapıldığı, davacının dava dilekçesinde asıl borçlu hakkında yapılan takipte asıl borçlunun rehin açığı belgesinde belirtildiği gibi alacaklı görünen davacıya rehne konu araçların satışından elde edilen 146.237,29 TL nin ödendiği ve rehin açığı belgesinde bakiye borcun 24.466,11 TL olduğunun beyan edildiği ve dava dilekçesinin sonuç kısmında rehin açığı belgesi miktarı dışında kalan dava değeri borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası açtığı, dolayısıyla rehin sözleşmelerindeki müteselsil kefil olarak imzaladığı, rehin sözleşmelerindeki borcu kabul ettiği, ancak asıl borçluya karşı yapılan icra takip dosyasında asıl borçlu tarafından yapılan ödemeler nedeniyle ödenmeyen miktar dışında kalan tutar hariç ödenen kısım yönünden kendisi hakkında yapılan takipte 122.198,83 Tl borçlu olmadığının tespiti istediği sabit olup davacının rehin sözleşmelerine müteselsil kefil olduğunun sabit olduğu...

      süresinde yaptırıldığı, envanter ve yevmiye kapanış tasdikinin bulunmadığı, raporumuzun---- kısmında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davalı tarafından defter-belge ibraz edilmediğinden inceleme yapılamadığı, rehinin-----tespitler, açıklamalar ve değerlendirmeler neticesinde dava konusu ---- plakalı aracın rehin sözleşmesinin ödeme sebebiyle bedelsiz kaldığının, davacının dava konusu rehin sözleşmesi yönünden menfi tespit ve rehinin kaldırılması şartlarının oluştuğunun söylenebileceği mütalaa edilmiştir..." yönünde görüşlerini bildirmiştir. ----- gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir....

        Esas sayılı takip dosyası gereğince rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğini, ödeme emrine yapılan itiraz gereğince icra takibi durdurulduğunu, davacı/davalı banka müvekkili şirket aleyhine itirazın iptali davası açtığını, müvekkili şirketin bulunduğu itiraz da rehin hakkına açıkça itiraz edilmemiş olduğunu, alacaklının rehin hakkının bulunmadığından icra takibinden ve dayanak rehin sözleşmesinden dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti ile aracın kaydındaki rehin şerhinin kaldırılması için Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi, ... Esas sayılı dosya ile menfi tespit davası açıldığını, açılan bu dava alacaklının açmış olduğu işbu itirazın iptali davası ile birleştirildiğini, birleşen menfi tespit davasında rehin şerhinin kaldırılması talebi gözardı edildiğini, yerel mahkemenin red kararları kesinleştiği takdirde alacaklının rehin hakkı bulunmadığı da kesinleşmiş olacağını, ancak araç üzerindeki rehin şerhinin kaldırılmasının mümkün olmayacağını, bu nedenlerle Adana 3....

          Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevli ve yetkili mahkeme olduğunu, dava dilekçesine bakıldığında açıkça menfi tespit, rehin sözleşmesinin iptali, işletme rehinin hükümsüzlüğü, rehin terkini gibi birden fazla neticei talepte bulunulduğunu, menfi tespit, işletme rehninin hükümsüzlüğü, rehin terkini gibi taleplerden kaynaklanan davalarından davalının yerleşim yeri mahkemelerinin yetkili olduğunu, harcın mahkemece re'sen dikkate alınması gereken hususlardan olduğunu, dava dilekçesi incelendiğinde birden fazla ve birbirlerinden tamamen bağımsız talepler olduğunu, bu nedenle her bir talep için ayrı ayrı nisbi harçların hesaplanarak davacıya muhtıra çıkartılması gerektiğini, iptali istenen temliğin 18.000.000,00-TL değerinde olduğunu, fakat dosyada harcın 4.775.000,00-TL üzerinden alındığını, davanın İİK'nın 72. ve devamı maddelerinde sayılan menfi tespit davası ve bunun yanında temliknamenin hükümsüzlüğü talebini içeren bir dava olduğunu, bu haliyle bu taleplerin ticari nitelikli talepler olduğunu...

            Ve Tic. Ltd. Şti'ye ait olan bu para olduğunu, bu sebeple Mahkeme ilamı ile bu borçluya ait olduğu hüküm altına alınmış bir alacaklarına karşı, 3. Şahıs davacının bu şekilde bir Menfi Tespit davası açabilmesi hukuken mümkün olmadığını, Davacı bankanın, borçluya ait para üzerinde rehin hakkı bulunduğu iddiasının menfi tespit davasının değil, istihkak davasının konusu olduğunu, davacının iş bu dava ile konu ettiği ihtilafla ilgili olarak Bakırköy ...... İcra Hukuk Mahkemesinin .........

              Ltd Şti. arasında akdolunan kredi sözleşmesiyle anılan davalının ikinci el araç kredisi kullandığını ve bu aracın trafik kaydına internet ortamında müvekkilince rehin şerhi konulduğunu sonrasında müvekkili bankaya ait Ebis merkezince ilgili araç kaydına mükerrer rehin şerhinin düşüldüğünün bildirilmesi üzerine müvekkilince mükerrer şerhin terkini işlemi yapıldığını ancak bu işlem sonucu araç kaydındaki tüm rehin şerhinin sehven fekkedildiğini, araç kaydına tekrar rehin şerhi konulmak istenmiş ise de diğer davalıların kredi borçlusu olan davalı şirketten bulunan alacakları nedeniyle araç kaydı üzerine haciz ve tedbir kararları uygulandığından rehin tesis edilemediğini, Emniyet Genel Müdürlüğü ilgili birimlerine başvurulmuş ise de sonuç alınamadığını belirterek, davalılardan Mentha Ltd. Şti'ne ait aracın trafik kaydının üzerine e-rehin uygulaması kapsamında Emniyet Genel Müdürlüğü numarası ile tesis edilen rehin kaydının aynı sıra ile tekrar işlenmesini talep ve dava etmiştir....

                İcra Müdürlüğü'nün 2019/45701 esas sayılı dosyasının dayanağı rehin açığı belgesinin ve takibin iptaline karar verildiğini, menfi tespit davasının açıldığı tarihte icra takibinin iptaline ilişkin davanın derdest olması nedeniyle müvekkilinin hukuki yararının bulunduğunu, bu nedenle menfi tespit davasında davacı yana yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın işbu davayı açmakta hukuki yarar bulunmadığını, davacının haciz tehdidi altında olduğundan bahisle menfi tespit davası açmasında herhangi bir hukuki yararının bulunmadığını, davacının kötü niyetli olarak davayı açtığını, bu nedenle istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İstanbul 10....

                Davacı idare vekilinin temyizine gelince; a) Tespit edilen bedelden Kamulaştırma Kanunu 27. maddesi uyarınca yatırılan paranın mahsup edilmesinden sonra davalı tarafa ödenmesi gereken miktarın hesap hatası sonucu yanlış yazılması, b) Tapu kaydındaki rehin ve ipoteklerin bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 1-Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3 numaralı bendinin çıkartılmasına, yerine (Tespit edilen kamulaştırma bedelinden Kamulaştırma Kanunu 27. maddesi uyarınca yapılan acele el koyma dosyalarında yatan toplam 87.874,75-TL'nin mahsup edildikten sonra kalan 66.430,36-TL'nin davalılara ödenmesine) cümlesinin yazılmasına, 2-Hüküm fıkrasında ayrı bir bent olarak (Tapu kaydındaki rehin ve ipoteklerin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine...

                  UYAP Entegrasyonu