DAVA KONUSU : Menfi Tespit KARAR : Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2....
(İİK, m. 72/3) Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açarak bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamayacaktır. Zira, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır. İİK'nun 72.maddesinde takibe itiraz etmeyen veya itirazın kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek zorunda kalan şahsın, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebileceği bildirilmiştir. (Hakan Pekcanıtez, Oğuz Atalay, Meral S. Özkan, Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156-164) Somut olayda, davacı borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kaldığını iddia etmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkile ait lojmanlarda davadışı yükleniciye verilen yetki ile doğalgaz dönüşüm işlemleri yapıldığını ve bu kapsamda abonelik de tesis edildikten sonra oluşan doğalgaz kullanımının davalı kurum tarafından usulsüz olduğu kabul edilerek ilgili mevzuat gereği müvekkili aleyhine cezalı tahakkuk yapıldığını ve sonrasında takibe geçildiğini, ancak müvekkilinin itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek müvekkilinin tahakkuka konu 27.433.252.061 TL’den dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İİK’nın 72. maddesi uyarınca menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi için alacaklıya ödeme yapılması yeterli olup, icra yoluyla paranın tahsil edilmesi şart değildir. Bu nedenle mahkemece, davacının yargılama sırasındaki istirdat talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte belirtilen nedenden dolayı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte gösterilen nedenden dolayı temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacıların dava dışı şirketin cari hesap borcu için davalı şirkete teminat olarak senet verdikleri, davalının takip tarihi itibariyle cari hesap alacağının 9.756,22 TL olduğu, senedin 18.000 TL olarak takibe konulduğu, davacının fazladan 11.193,42 TL ödeme yaptıkları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, dava dışı şirketin davalı şirkete olan borcu nedeniyle boş senet verdiklerini, senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurularak icra takibine konulduğunu belirterek menfi tespit ve istirdat isteminde bulunmuştur. Davalı, nakden ihdas nedenli senetten dolayı davacıların iddialarını kabul etmemiş ve davanın reddini istemiştir. Davacıların senede dayalı iddialarının yazılı delille ispat edilmesi gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; "...Öte yandan 05/04/2023 tarihli ve 32154 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7445 sayılı "İcra İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" 31. Maddesi ile 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir. Ancak, yapılan değişiklik, 7445 sayılı Kanun’un 43/1-a maddesi uyarınca 1 Eylül 2023 tarihinde yürürlüğe girecektir. Bu nedenle, 01.09.2023 tarihine kadar ticaret mahkemeleri nezdinde açılacak itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında zorunlu arabuluculuğa başvurulmasına gerek bulunmayacaktır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, davalının icra takibine konu ettiği fatura bedellerinin ödendiği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır…” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır. Buna göre takibin itiraz edilmeksizin/dava açılmaksızın kesinleşmesi veya itirazın/davanın, hak düşürücü sürenin geçirilmesi nedeniyle reddine karar verilmesi durumunda kamu alacağı borçlusunun, aynı konuda menfi tespit veya geri alım (istirdat) davası açabilmesi olanaksız olup, ancak, koşulları gerçekleştiği ve kanıtlandığı takdirde 506 sayılı Kanunun 84. maddesine dayalı olarak açılacak dava ile haksız ödemeler Kurumdan geri istenebilecektir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Davacı vekili, sayacın arızalı kabul edilerek 24.08.2007 24.09.2007 arası elektrik tüketiminin geçen yılın aynı dönemi ile kıyas edilerek fatura düzenlendiğini, oysa 2007 yılındaki kuraklık nedeni ile fabrikanın %40 oranında kapasite ile çalıştığı belirtilerek düzenlenen fatura ile borçlu olmadığının tespitini ve ödenen 37.438,32 TL’nin istirdadını talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın, davacı tarafından davalı aleyhine borçlu olmadığının tespiti talebi ile açılan menfi tespit davası olduğu ancak kesinleşmiş mahkeme ilamlarına dayalı icra takipleri üzerine kural olarak menfi tespit ve istirdat davasının açılamayacağı, taraflar arasında kesin hüküm oluşturan ilamın yanlışlığının ancak yargılamanın iadesi yolu ile giderilebileceği, kesinleşmiş ilamların yanlışlığının menfi tespit davası ile ileri sürülemeyeceği, istirdat davasının ise ancak ilamdan sonra gerçekleşen olaylara ve hukuki nedenlere dayanılarak ileri sürülebileceği, aksi halin kabulünün HMK'nın 303. maddesinde düzenlenen maddi anlamda kesin hükme aykırılık teşkil edeceği, davacı iddialarının bu aşamadan sonra takip hukukuyla ilgili olabileceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili ile katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir....