Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/663 Esas KARAR NO : 2022/50 DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 23/07/2014 KARAR TARİHİ : 18/01/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 19/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacının 19/02/2016 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; belirtilen adreste kurulu olan tesis ile kum ve çakıl ocağı işletmesi ile ticari faaliyette bulunduklarını, tesiste davalı kurum tarafından sağlanan elektriğin kullanıldığını, dağıtıcı kurum tarafından yapılan kontrollerde belirtilen sayacın arızalı olduğu ifade edilerek müdahale edildiğini, sayaç 18/04/2014 tarih ve A sıra no ......... olan evrakta belirtildiği gibi değiştirildiğini, sayacın mühürlü olarak açıldığını ve incelenmeye götürüldüğünü, arızalı olduğu iddia edilen sayacın davalı yanca incelendiğini ve kaçak elektrik kullanıldığı iddiası ile 27.033,83 TL bedel tahakkuk...

    ye 94.836,97TL ödeme yapıldığını, ayrıca 10 adet 70.000TL'lik bono düzenlendikten sonra abonelik sözleşmesinin imzalandığını, talep ve tahsil edilen kanal katılım bedeli ve şebeke hissesinin müvekkilinden istenemeyeceğini ileri sürerek 793.937,02TL kadar davalıya borçlarının bulunmadığının tespitini, 93.972,63 TL'nin davalıdan istirdadını, haksız alınan senetlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 23.10.2014 tarihli duruşmada ise; ... 6. Vergi Mahkemesinin kararı üzerine ödemiş oldukları bedelin davalı idare tarafından, yaptıkları hesabın yanlış olduğu tespit edilmek suretiyle yeniden hesaplama sonucu taraflarına iade edildiğini, bu yönüyle istirdatlı taleplerinin konusuz kaldığını, menfi tespit taleplerinin devam ettiğini belirterek menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesini, istirdat talebi yönünden ise dava konusuz kaldığından gereğinin takdir edilmesini talep etmiştir....

      ye 94.836,97TL ödeme yapıldığını, ayrıca 10 adet 70.000TL'lik bono düzenlendikten sonra abonelik sözleşmesinin imzalandığını, talep ve tahsil edilen kanal katılım bedeli ve şebeke hissesinin müvekkilinden istenemeyeceğini ileri sürerek 793.937,02TL kadar davalıya borçlarının bulunmadığının tespitini, 93.972,63 TL'nin davalıdan istirdadını, haksız alınan senetlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 23.10.2014 tarihli duruşmada ise; Ankara 6. Vergi Mahkemesinin kararı üzerine ödemiş oldukları bedelin davalı idare tarafından, yaptıkları hesabın yanlış olduğu tespit edilmek suretiyle yeniden hesaplama sonucu taraflarına iade edildiğini, bu yönüyle istirdatlı taleplerinin konusuz kaldığını, menfi tespit taleplerinin devam ettiğini belirterek menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesini, istirdat talebi yönünden ise dava konusuz kaldığından gereğinin takdir edilmesini talep etmiştir....

        Menfi tespit davası açılması bir süreye tabi değildir. Menfi tespit davası, borç (tamamen) ödeninceye kadar açılabilir. Zira, borç ödendikten sonra , istirdat davası açılabilir.(Uygulama ve Öğretide Menfi tespit ve İstirdat(Geri Alma) Davası-Nihat Yavuz syf.136) O halde İİK.'nun 72. maddesinde, menfi tespit davası açılması için bir süre öngörülmemiş olup, borç ödeninceye kadar her zaman menfi tespit davası açılabilir. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesi'nin 2014/519 Esas 2014/7733 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)...

        DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ : 21/09/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 21/09/2021 ....sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde; müvekkilin davalıya borçlu olmadığının sabit olduğu, ancak yargılama devam ederken cebri icra baskısı altında 20.000,00 TL ödemede bulunulduğunu, huzurdaki davada tümden menfi tespit kararı verilmiş ise de, 20.000,00 TL ödemeye ilişkin istirdat taleplerinin bulunduğu, borç ödendiğinde mahkemenin menfi tespit davasına resen istirdat davası olarak devam etmesi gerektiği belirtilerek davacının istinaf talebinin reddine, müvekkilce ödemesi yapılan 20.000,00 TL'lik kısmın istirdadına, geriye kalan kısım için menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 06/11/2020 NUMARASI: 2018/1160 (E) - 2020/747 (K) DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ: 13/04/2021 Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemiz heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, İİK 72/3. maddesi uyarınca açılan kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk ve Ceza Daireleri arasında yapılan iş bölümüne ilişkin 25/06/2020 gün ve 2020/564-586 sayılı kararı gereğince İİK'nın 72. maddesine dayanan ticari dava niteliğindeki menfi tespit ve istirdat davaları sonunda verilen hüküm ve kararların istinaf incelemesinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16 ve 44. Hukuk Dairelerine ait bulunduğu anlaşılmakla, dava dosyasının görevli daireye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

            İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit ve istirdat davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit ve istirdat davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf, o vakıayı ispat etmelidir. Menfi tespit ve istirdat davasında kural olarak davalının alacaklı olduğunu yasal delillerle kanıtlaması gerekir. Bununla beraber, davacının iddiasına göre ispat yükünün yer değiştirmesi de mümkündür. Ancak davacı hukuki ilişkinin varlığını kabul edip, başka bir nedenle geçersiz olduğunu (ya da sona erdiğini) ileri sürerse, bu durumda ise ispat yükü davacıdadır. Davacı bu durumda, varlığını kabul ettiği hukuki ilişkinin sona erdiğini ileri sürmekle ispat yükünü de üzerine almış olur....

              Buna göre menfi tespit davasının devamı sırasında borcun herhangi bir nedenle ödendiği iddiası üzerine mahkemece bu iddia araştırılıp ödemenin kanıtlanması halinde, talep olmasa dahi dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinden açılan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir. Yukarıda yer verilen açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, yargılama esnasında ve dosyadaki davalı kooperatifçe sunulan belgelere göre, davacının 25/04/2013 tarihinde toplam 20.629,92 TL ödediği ve kooperatif kayıtlarında herhangi bir borcunun kalmadığı anlaşılmakta olup, bu durumda menfi tespit talepli olarak açılan davanın İİK'nın 72/VI. maddesi gereğince kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğü gözetilerek, ödenen bedelin istirdadına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde menfi tespit hükmü kurulması doğru olmamış kararın bu sebeple davacı yararına bozulması uygun bulunmuştur....

                Tipi ... sayacın mührüne müdahale edildiğinin tespit edildiğini, tüm bunların davacının kaçak olarak gaz kullanıldığını açıkça ortaya koyduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Dava, doğalgaz abonelik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir. Mahkeme, davanın doğalgaz abonelik sözleşmesinden kaynaklandığı, mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı, davacının tacir olmaması nedeniyle nisbi ticari dava niteliğinin bulunmadığı, özel düzenlemeler gereğince mahkemenin görevli kılınmadığı , davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği, davanın görevli mahkemede açılmış olmasının dava şartı olduğu ve davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle;"Mahkemenin görevsizliği sebebiyle 6100 Sayılı HMK. 115/2 maddesi gereğince davanın usulde reddine, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine" karar vermiştir....

                  Menfi tespit davasının ise 29.04.2010 tarihinde açıldığı görülmekle, İİK’nun 72 maddesindeki “Borçlu, menfi tesbit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir” hükmüne göre davanın kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceği hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Bunun için borçlunun ayrıca bir talepte bulunması gerekmediği gibi, borcun ödendiğini öğrenen mahkemenin kendiliğinden (re’sen) davaya istirdat davası olarak devam etmesi kanunun -başka bir seçenek bırakmayan- amir hükmü gereğidir. Ödemeye rağmen davacı, uyuşmazlığın menfi tespit hükümlerine göre sonuçlandırılmasını talep etmesi halinde ise; mahkemenin kanunun amir hükmü gereğince davaya istirdat davası olarak bakmaya devam edeceğini taraflara açıklaması, buna rağmen davacının talebinde ısrar etmesi halinde, menfi tespit talebinin “hukuki yarar” yokluğu nedeniyle reddi yoluna gitmesi kanunun amaç ve ruhuna daha da uygun düşecektir....

                    UYAP Entegrasyonu