Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu'nun 581. maddesinde; “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır. Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. Kefaletin şekli koşulları ise aynı Kanun'un 583. Maddesinde "Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır." şeklinde hüküm altına alınmıştır. Müteselsil kefalet ise aynı Kanun'un 586. maddesinde yer almıştır. Bu maddeye göre; “ ......

    DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 18/01/2022 KARAR TARİHİ : 22/06/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili banka ile dava dışı takip borçlusu ... Endüstriyel Ltd....

      Laboratuvar Amirliği'nin 17.06.2020 tarihli raporunda söz konusu el yazılarının davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, geçerli bir kefalet sözleşmesinden bahsedilmek için kefilin sorumlu olduğu azami miktarın ve kefalet tarihinin kefalet sözleşmesinde kefilin kendi el yazısı ile belirtmesi gerektiği, davacının genel kredi sözleşmesine kefaletinin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davalıya 22.01.2015 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan 79.883,82 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....

        Laboratuvar Amirliği'nin 17.06.2020 tarihli raporunda söz konusu el yazılarının davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, geçerli bir kefalet sözleşmesinden bahsedilmek için kefilin sorumlu olduğu azami miktarın ve kefalet tarihinin kefalet sözleşmesinde kefilin kendi el yazısı ile belirtmesi gerektiği, davacının genel kredi sözleşmesine kefaletinin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davalıya 22.01.2015 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan 79.883,82 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....

          Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde: Davacının iş bu davadaki talebi, menfi tespit ve ipoteğin fekki istemine ilişkindir. TTK'nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Davanın konusu (müddeabih), dava dilekçesindeki talep sonucuna, yani neticei talebe göre belirlenir. Neticei talebin bir para alacağının tahsili veya tazminat olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olması dava şartıdır. Menfi tespit davaları ve buna bağlı olarak ipoteğin fekki talebi bu kapsamda değerlendirilemez. Çünkü, menfi tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebi yoktur. Yani, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesinin karar gerekçesi bu nedenle usul ve yasaya aykırıdır....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/276 Esas KARAR NO : 2021/469 DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 04/05/2021 KARAR TARİHİ : 10/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;Davalı ile müşterisi ... arasında (TC: ... ) tanzim edilmiş 31/01/2018 tarihli ... Seri ... Sıra No'lu genel kredi sözleşmesine müvekkil haksız ve usule aykırı bir şekilde kefil kılındığını, davalı tarafça işbu sözleşme uyarınca müvekkil aleyhine ... İcra Müdürlüğünün 2020/... E. Sayılı dosyası ile takibe girişilmiş olup yine usul ve yasaya aykırı şekilde .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/ ... D. İş ....

            Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6102 sayılı m. TTK 19/2 fıkrası uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. C- Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : 2022/120 Esas KARAR NO : 2022/808 DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 06/09/2017 KARAR TARİHİ : 08/11/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVACININ TALEBİ: Davacı vekili Asliye Hukuk mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ... hakkında Ankara ...İcra Müdürlüğünün ... E. sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını , takibe dayanak olarak 22.10.2004 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin gösterildiğini, müvekkilinin ... Gıda Turizm İnş. Taah. Danışmanlık İç ve Dış Tic. Ltd....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/504 Esas KARAR NO: 2021/596 DAVA: Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 12/08/2021 KARAR TARİHİ: 20/08/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından müvekkili bakanlık aleyhine ------ sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkili tarafından borcun dayanağının tespit edilemediğini, müvekkili kayıtlarında----- tarihli olay tespit tutanağına istinaden borcun dayanağının tahmin ettiklerini, bu tutanağa göre----plakalı aracın-------- çarptığını ve aracın ön tamponunda hafif eğrilme olduğunu, icra takibine dayanak yapılan borcun kaynağının bilinmediğini, ------ davalı şirkete borcunun bulunmadığının tespitini, İcra ve İflas Kanunu'nun 72....

                  Hukuk Dairesi 13.02.2020 T.2020/85-454 E.K. sayılı kararı ile, Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Daireleri arasındaki ticari mahiyetteki menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olup-olmadığına ilişkin farklı kararların verilmesine yönelik uyuşmazlık giderilmiştir. Söz konusu Yargıtay 19.HD.'nin kararı, uygulamada birliğin sağlanması için Dairemizce de benimsenmiştir. Buna göre ticari nitelikteki menfi tespit davalarında TTK’na eklenen 5/A maddesi gereğince dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesi zorunlu olmadığından, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden red kararı verilmesi hatalı olmuştur. Bu hali ile, görülmekte olan menfi tespit davası yönünden, taraf delilleri toplanılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu