Dosyamız konusu, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında, icra takibinin durumuna ilişkin ihtiyati tedbir 72/3 maddesinde düzenlenmiş olup "İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir" hükmünü getirmiştir. Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalar doğrultusunda mevcut deliller doğrultusunda istinaf sebepleri değerlendirildiğinde; ilk derece mahkemesinin tedbir talebi ve tedbir kararına yapılan itiraz ile ilgili delilleri değerlendirme ve taktirinde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince ihtiyati tedbire itiraz eden davalının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu davanın menfi tespit davası olduğunu, Mersin 7.İcra Müdürlüğü 2017/3955 esas sayılı takip dosyasının açılmasından sonra davanın açıldığını, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olmasına rağmen hukuka aykırı olarak teminat karşılığı satışın durdurulmasına karar verildiğini, tespit davasında, takipten önce olduğu gibi teminat yatırılıp ihtiyati tedbir kararı alınarak takibin durmasının sağlanamayacağını, alacağın % 15'inden az olmayan bir teminat yatırılıp ihtiyati tedbir kararıyla takip sonunda icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi sağlanabileceğini, ihtiyati tedbirle hacze veya satışa engel olunamayacağını, ilk derece mahkemesi'nin 13/05/2022 tarihli satışın durdurulmasına yönelik verilen tedbir ara kararının kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda % 15 oranında teminat karşılığı tedbir kararı verilmesini talep etmiştir....
İTİRAZ: Davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; müvekkiline dava dilekçesinin e-tebliğ suretiyle tebliğ edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla açılmış olmasına rağmen davadan önce arabulucuya gidilmediğini, somut olayda icra takibinden sonra açılmış bir menfi tespit davası mevcut olmasına ve %115 teminat ile ancak icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine dair ihtiyati tedbir kararı verilebilecek olmasına rağmen adeta ortada icra takibinden evvel açılmış bir menfi tespit davası varmış gibi %15 teminatla ihtiyati tedbir kararı verilmesinin haksız ve usulsüz olduğunu, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, usul ve esas yönünden gerek ihtiyati tedbir talebi ve ihtiyati tedbir kararı, gerekse menfi tespit davasının tamamen haksız usul ve yasalara aykırı olup tüm taleplerin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İlk Derece Mahkemesi'nin 28/09/2020 tarihli ara kararı ile; " İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden, davacı tarafın takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin 1 hafta içerisinde mahkememize itiraz yolu açık olmak üzere REDDİNE, " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından itiraz edilmiştir....
Bu sebeple, yerel mahkemece 209. maddenin açık ve ayrım yapmayan hükmünün dikkate alınarak ihtiyati tedbir talebimizin kabulü gerekirken, aksi yönde değerlendirme yapılmış olması usul ve yasaya aykırıdır." beyanıyla verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi ara kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, mümkün değilse talepleri doğrultusunda karar verilmek üzere yerel mahkemeye geri gönderilmesine karar verilmesi istenmiştir. DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava, menfi tespit istemine yöneliktir. Davacı vekili, davacı hakkında başlatılan ve davacının bilgisi dışında kesinleştirilen icra takibine dayanak olarak gösterilen bononun sahte olduğunu, imzanın davacıya ait olmadığını, davalıya böyle bir borcun bulunmadığını beyanla menfi tespit kararı verilmesini; ayrıca icra takibinin geldiği aşama gözetildiğinde HMK.209.maddesi gereğince sahtelik iddiası nedeniyle ivedi olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep ve dava etmiştir....
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, İİK'nın 72/3 maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, ihtiyati tedbir talep eden davacının istinaf başvuru talebinin HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İcra Müdürlüğünün 2013/14361 E. sayılı dosyasında depo edilen veya edilecek olan dosya borcu nedeniyle, İİK’nun 72/3 maddesi gereğince dava sonuçlanıncaya kadar paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verildiği, bundan sonra, alacaklı vekili tarafından, menfi tespit davası açmayan borçlular yönünden tedbir kararının bulunmadığı iddiasıyla, anılan borçlular tarafından yatırılan dosya borcunun kendilerine ödenmesinin talep edildiği, icra müdürlüğünce bu talebin reddi üzerine şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan menfi tespit davasında, tedbir kararı kimin hakkında verilmişse, sadece onun için hüküm doğurur....
İİK'nun 72/4. maddesinde ise; menfi tespit davasının alacaklı lehine neticelenmesi halinde ihtiyati tedbir kararının kalkacağı, buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklının ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını, gösterilen teminattan alacağı ve alacaklının uğradığı zararın aynı davada takdir olunarak karara bağlanacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, borçlular tarafından dosya borcunun tamamının ferileri ile birlikte icra dosyasına ödenmesinden sonra açtıkları menfi tespit davası ile icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesine dair verilen tedbir kararı nedeniyle, paranın icra veznesine yatırıldığı tarih ile bu tedbir kararı arasındaki dönem için alacaklının faiz istemesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Yine her ne kadar menfi tespit davası, İİK da özel olarak düzenlenmiş ise de borçlu olmadığı iddiası ile açılan menfi tespit davasında; ödeme borcun sona ermesi, edimin ifa edilmemesi başta olmak üzere pek çok iddia gerek borcun dayanağı olan belgeye ilişkin def’ilerden gerekse kişisel def’ilere ilişkin olabilir. Halbuki icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibe dayanak senetteki itiraz hususu HMK’nın 209.maddesinde özel olarak düzenlendiğinden yazı veya imza inkarına dayalı menfi tespit davalarında takip dayanağı belgedeki imzaya ve yazıya itiraz bulunduğu takdirde bu konuda özel hüküm olan HMK’nın 209.maddesinin uygulanması gerekmektedir....
Yine her ne kadar menfi tespit davası, İİK da özel olarak düzenlenmiş ise de borçlu olmadığı iddiası ile açılan menfi tespit davasında; ödeme borcun sona ermesi, edimin ifa edilmemesi başta olmak üzere pek çok iddia gerek borcun dayanağı olan belgeye ilişkin def’ilerden gerekse kişisel def’ilere ilişkin olabilir. Halbuki icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibe dayanak senetteki itiraz hususu HMK’nın 209.maddesinde özel olarak düzenlendiğinden yazı veya imza inkarına dayalı menfi tespit davalarında takip dayanağı belgedeki imzaya ve yazıya itiraz bulunduğu takdirde bu konuda özel hüküm olan HMK’nın 209.maddesinin uygulanması gerekmektedir....